Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Aydın Şeyh Safvet (Yetkin) Efendi. Zekeriya Akman
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Aydın Şeyh Safvet (Yetkin) Efendi - Zekeriya Akman страница 13

Название: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Aydın Şeyh Safvet (Yetkin) Efendi

Автор: Zekeriya Akman

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-99843-5-3

isbn:

СКАЧАТЬ 111

      29.05.1330 tarihli meclis oturumunda, ülkenin bazı kesimlerinde yaşanan çekirge istilasına karşı önlem almak üzere müzakere edilen kanun teklifi ile ilgili tartışmalara çok sayıda milletvekili iştirak etmiştir. Safvet Yetkin ise söz konusu kanunun ikinci maddesi ile ilgili bir itirazını dile getirmiştir.112

      Safvet Yetkin, bu maddedeki “talimat-ı mahsusa” ibaresinin karışıklığa sebep olabileceğini iddia etmiştir. Bu talimat-ı mahsusayı kimin yapacağını soran Yetkin, sorduğu soruya kendisi cevap vererek, bunu meclisin yapacağını ve çekirge istilası olan yörelerdeki yetkililere gönderileceğini söylemiştir. Yetkin, bu durumda önemli bir sakınca olduğunu, ülkede iklim çeşitliliğinin yüksek olduğunu, her yörenin kendi farklı iklimi uyarınca ayrı birtakım tedbirler almasının gerekebileceğini ifade etmiş ve örnek olarak çekirge itlafı için Aydın’da alınması gereken tedbirlerle Bağdat ve Basra’da alınması gereken tedbirlerin aynı olmayabileceğini vurgulamıştır. Yetkin buna binaen, talimat-ı mahsusayı yerel yönetimlerin inisiyatifine bırakmanın çok daha doğru olacağını, üst komisyonların yalnızca denetleme işlevinde bulunması gerektiğini söyleyerek, diğer maddelerin de bu bakış açısı çerçevesinde ele alınması gerektiğini belirtmiştir. Yetkin’den sonra söz alan birçok milletvekili de Yetkin’in söylediklerini onaylayıcı konuşmalar yaparak kendisini bu fikrinden dolayı tebrik etmişlerdir.

      Diğer yandan, Ziraat Müdürü Vahan Efendi ise Yetkin’in bu teklifinin uygun olmayacağını çünkü talimatnamede komisyonların kimlerden oluşacağı ve itlaf için kaç para sarf edileceği gibi maddelerin yazması gerektiğini, bunun denetlenebilir olması için de üst kademeden bir talimatname yayınlamak gerektiğini söylemiştir. Bunun üzerine tekrar söz alan Yetkin, Ziraat Müdürü’nün sorun olarak gördüğü şeylerin söz konusu kanun için sorun teşkil etmediğini, itlaf ile ilgili bir yol haritası çizerken, mevsimin, iklimin ve bölgenin durumunun göz önünde bulundurulmasının gerektiğini, bu durumun ise ancak her bölgedeki yönetimin kendi koşullarına uygun kararlar alabilecek yetkiye sahip olmasıyla mümkün olabileceğini, bir kanun çıkarıp tüm bölgeler bu kanuna tabi edilirse bu durumun çözüm için pek bir fayda sağlayamayacağını ifade etmiştir.

      Bunun üzerine Yetkin, diğer Urfa Milletvekili Edip Efendi ile birlikte bu konu ile ilgili bir takrir vermiştir. Verilen takrirde şunlar yazmaktadır:

      “Çekirge itlafı hususunda ittihaz olunacak tedbire dair talimat-ı mahsusa ve mukadderat-ı lazime ittihaz-ı salahiyetinin teşekkül edecek komisyonlara verilmesi üzere ikinci maddenin tadilini teklif ederiz.” 113

      Ancak meclisin çoğunluğu Ziraat Müdürü Vahan Efendi’nin sözünü dinlemiş ve takriri kabul etmemiştir.

      Günümüzde farklı kategorilere ayrılan şehirler ile ilgili yönetimsel ayrım, Osmanlı Devleti’nde birinci, ikinci ve üçüncü sınıf şehirler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bazı kazaların sınıfının değiştirilmesi ile ilgili kanun görüşmelerinde, Safvet Yetkin’in konuya birtakım yönlerden müdahil olduğu görülmektedir. Yetkin, bu maddenin sonuna kabulü ile ilgili ayrı bir madde olarak yazılması gerektiğini söylemiştir.

      Kirkor Zöhrap Efendi’nin, Aşar Vergisi yüzünden halkın çok sıkıntı çektiğini, halktan en az on milyon lira toplanmasına rağmen hazineye sadece altı milyon liranın geçtiğini, bu yüzden vergi toplama ile ilgili bu yönetimlerde değişikliğe gidilmesi lüzumunu ifade etmiştir. Ayrıca, bu değişikliğin de bazı bölgelerde belirli bir süre tecrübe edilmesinin faydalı olacağını söyleyen uzun konuşmasının ardından söz alan Yetkin; kendisinin tecrübeye lüzum görmediğini, devletin bu vergileri ilk defa almaya başlamadığını, bu vergilerin asırlardır alınan vergiler olduğu için tecrübe için vakit harcamaya ihtiyaç olmadığını düşündüğünü belirtmiştir. Bunun yanı sıra Yetkin, encümenden Maliye Nezaretinin icra edeceği tecrübeleri bir talimat dairesi içinde mi yapacağını yoksa kanun çıkartma yoluyla mı yapacağı konusunda izahat istemiştir. İzahat isteğinin sebebini ise Yetkin, Maliye Nezareti eğer hem kanun çıkartmak hem de çıkan kanunu icra etmek yoluyla yapacaksa arada sorumluluğu olan başka bir kurumun kalmayacağını ve bunun Kanun-i Esasi’ye aykırı olacağını ancak talimat yoluyla yapılacaksa o zaman da bir kanuna gerek olmadığı şeklinde açıklamıştır.

      İlerleyen zamanlarda, konuyla ilgili istediği izahatı alamayan Yetkin, mevzuyu tekrar gündeme getirerek, Riyaset Makamı’na bir soru sorduğunu, az önce yaptığı konuşmada encümenden bir izahat talep ettiğini ve bunun unutulduğunu hatırlatmıştır. Meclis Başkanı’nın Yetkin’e kimden izahat istediğini sorması üzerine Yetkin, kendisinden izahat istediğini belirtmiştir. Başkan bunun üzerine Yetkin’e, hükûmet adına mı, vekil sıfatıyla mı yoksa Riyaset adına mı izah istediğini sorar. Yetkin ise hakikat adına istediğini belirtir. Meclis Başkanı bunun üzerine, hükûmet tarafından kanunun esaslarının tatbik edileceğini, müzakerenin uzatılmasına gerek olmadığını ifade ederek oylamaya geçmiş ve konu kapanmıştır. 114

      Tekalif-i Harbiye vergisinin hangi bölgelerden alınacağına dair, 02.06.1330 tarihinde mecliste tartışılan kanun tasarısında Safvet Yetkin, seferberlik zamanında ve seferberliği gerektiren durumlarda, bu verginin nasıl tahsil edileceğinin aslında Kanun-i Esasi’de yazdığını çünkü seferberlik ve seferberlik gerektiren durumların istisnai durumlar olduğunu ve Kanun-i Esasi’de bu minvalde bir kanunun zaten var olduğunu belirtmiştir. Yetkin ayrıca, böyle durumlarda olağanüstü hâl geçtikten sonra, halktan alınan eşyalarının karşılığının halka geri ödenmesi gerektiğini düşündüğünü, seferberlik gerektiren hâl bittikten sonra en geç altı ay içinde seferberliği gerektiren sorunların tamamıyla ortadan kaybolduğunu, Allah’ın yardımıyla bundan sonraki savaşlarda Osmanlı Devleti’nin zafer kazanacağını ancak sonuç ne olursa olsun bu buhranların altı ay içinde etkisinin geçtiğini söylemiştir. Bu yüzden maddenin sonuna, seferberliği gerektiren durumun geçmesinin ardından altı ay içinde halktan alınan eşyaların karşılığının halka geri ödenmesini öngören bir fıkra eklenmesini talep eden Yetkin, diğer vekillerden de destek görerek şu şekilde bir önerge vermiştir:

      “Tüccar ve esnaf ve ahaliye verilecek mazbatalarda, alınan levazımatın fiyatı, mezkûr fiyat cetveline göre bilhesap esmasını tasrih edilecek ve seferberlik ile seferberliği icap eden ahvalin zavalî tarihinden itibaren nihayet altı ay zarfında mazbatalar mucibiyle esman-ı sahiplerine tediye olunacaktır suretinde tadilini teklif ederim.” 115

      Söz konusu önerge kabul edilerek encümene gönderilmiştir.

      09.06.1330 tarihli meclis oturumunda ise, Hicaz Demir Yolu İdaresinin bütçesi ile ilgili kanun teklifi tartışmaya açıldığında ilk sözü Safvet Yetkin almış ve bütçenin müzakere usulüne yönelik itirazını dile getirmiştir. Birkaç defadır bütçe dengesi ile ilgili bütçelerin, sadece kanun tekliflerinin okunduğunu ancak yalnız meclisin iç tüzüğüne değil, Kanun-i Esasi’ye de aykırı olduğunu ifade eden Yetkin, Kanun-i Esasi’ye göre bu tarz bütçelerin öncelikle fasıllar hâlinde oylamaya sunulmasının, ondan sonra tamamının oylamaya konulup kabul edilmesi gerektiğini söylemiş ve durumun Kanun-i Esasi’ye uygun bir şekilde gelişmesini teklif etmiştir. Diğer vekillerin de Yetkin’in söylediklerini onaylaması üzerine Yetkin, eğer bir hata yapılmışsa hatada ısrar etmemek gerektiğini, Kanun-i Esasi’ye göre hareket etmeye СКАЧАТЬ



<p>111</p>

Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 6, 04.05.1327, s. 630.

<p>112</p>

Madde 2 – Çekirge zuhur eden ve tohumu görülen mahallerde, talimat-ı mahsussası mucibince teşekkül edecek komisyonlar, mezkûr talimat ahkamına tevfikan muamelat-ı mukteziyyeyi ifa ile mükelleftirler. Mevadd-ı atiyyede gösterildiği veçhile, amele ve çiftlerin sevki için komisyonca sevk olunacak memurin-i zabıtanın, âdem-i kıyafeti takdirinde, zabitan-ı askeriyeden lüzumu kadarı muvakkaten bu hizmette istihdam olunacak ve kendilerine maaş ve muayyenatlarının bir misli, nakden çekirge tahsisatından verilecektir. Mezkûr komisyon azası meyanında memur olmayanlara beher içtima için bir çeyrek lira aynı tahsisattan ita olunacaktır.

<p>113</p>

Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre 3, Cilt 1, 29.05.1330, s. 227-231.

<p>114</p>

Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre 3, Cilt 1, 02.06.1330, s. 302.

<p>115</p>

Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre 3, Cilt 1, 02.06.1330, s. 316.