Название: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Aydın Şeyh Safvet (Yetkin) Efendi
Автор: Zekeriya Akman
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-99843-5-3
isbn:
Safvet Yetkin’in, Mebusan Meclisinin 23.12.1325 tarihli oturumunda yaptığı bir konuşma, Ali Muta Efendi’nin milletvekilliğinin düşürülmesi hakkındadır. Yemen Milletvekili Ali Muta Efendi’nin hastalığından dolayı uzun süre meclise katılmamasının ardından meclise verdiği bir tahsisat teklifine binaen mecliste tartışma yaşanmış, bazı vekiller, üç aydan uzun süre meclise katılmayan vekillerin, vekilliklerinin düşürülmesi gerektiğini söyleyerek Ali Muta Efendi aleyhine konuşmalar yapmıştır. Bunun üzerine Safvet Yetkin:
“Yemen Mebusu Ali Muta Efendi’nin Meclisi Âliye vuku bulan teklifine dair verilecek kararımızda kanuna mutabık olmak icap eder. Bu zat hakkında Halit Efendi tarafından vuku bulan mütalaa, sırf bu zatın şahsına ait olmakla, bendeniz bunu kanunun haricinde görüyorum. Evvelce bu zat hacca gitmek için mezuniyet istemiştir. Şimdi bu zatın hastalığından bahsolunuyor. Hasta olduğunu doktor raporu ile ispatlıyor. Eğer bu adam hasta olmasaydı Hicaz’a gidecekti, yine mezun olacaktı. Hasta oldu, Hicaz’a gidemediği ile de sabit olunuyor. Biz de hüsnü zan ile memuruz. Hususiyle bu, doktorun raporuyla da müeyyettir ve bir mebusun da yalan söylemesine ihtimal vermeyiz. Tahsisat meselesi bu meselenin haricindedir. Mademki evvelce mezun idi ve şimdi hastalığı da sabit oluyor, o hâlde emsali misillü bu adama mezuniyet verilmesi reyindeyim.” 93
Şemsettin Efendi isminde bir memurun haksız yere görevinden alındığı iddiasıyla meclis encümenine başvurmasının ardından, 02.01.1325 tarihinde mecliste bir yetki tartışması vuku bulmuştur. Bunun üzerine Safvet Yetkin, okunan dosyanın içeriğine bakıldığında başvuruda bulunan kişinin haklı, Evkaf Nezaretinin ise haksız olduğunun anlaşıldığını, konunun kanunlara uygun bir şekilde halledilmesinin gerektiğini, her bir Osmanlı vatandaşının Mebusan Meclisine müracaat etme hakkının bulunduğunu ancak bu hakkın öncelikle yetkili olan müracaat mercine yapılıp oradan sonuç alınamadığında yapılabileceğini ancak söz konusu dosyaya göre yetkili merciye müracaat edilmediğini belirtmiştir. Yetkin ilaveten, yetkili merciye müracaat edilseydi oradan sonuç çıkmayınca kanuna uygun bir şekilde konunun meclise intikal edeceğini ve istizah yoluyla meselenin araştırılacağını söyleyerek dosyanın hıfzını teklif etmiştir.94
Safvet Yetkin’in bir başka konuşması ise, 26.01.1325 tarihli meclis oturumunda tartışılan, Âyan Meclisinden Yorgiyadis Efendi’nin söylediği sözler yüzünden Mebusan Meclisinden özür dilemesine yönelik talebin Âyan Meclisine iletilmesi meselesiyle ilgilidir. Yetkin, konu hakkında şu sözleri söylemiştir:
“Gerek Mebusan Heyeti ve gerek Âyan Heyeti olmak üzere bu iki heyet-i muhteremenin mevkileri gayet âlidir. Kuvve-i Teşriiyeyi teşkil eden bu iki heyeti muhteremedir. Bunların mevkileri şu suretle âli olduğuna nazaran bunlardan bir kusur sudur ederse her ne kadar küçük olsa da mevkilerinin ehemmiyetine nazaran o kadar büyüktür. Binaenaleyh, Yorgiyadis Efendi’nin tefevvühâtı hakikaten millete karşı büyük bir tecavüzdür. Fakat mensup olduğu heyet, sözünün geri alınmasına bir karar vermiştir. Bu, kendi mensup olduğu Heyeti Âyana karşı muhalefet etmiş. Bizim yapacağımız bir şey varsa Heyeti Âyan Riyasetinin verdikleri kararın şerefini muhafaza etmek üzere bir temennide bulunmaktan ibarettir. Binaenaleyh, Heyet-i Muhteremeye teklif ederim ki Heyet-i Âyanın Yorgiyadis Efendi’ye karşı vermiş olduğu kararın şerefini muhafaza etsin. Eğer bu şeref, muhafaza edilmezse o vakit Vasfi Efendi biraderimizin mütalaatına tamamıyla iştirak edelim.” 95
Safvet Yetkin’in söz söylediği başka bir konu ise Mebusan Meclisinin yetkileri ile alakalı 30.04.1325 tarihli bir meclis tartışmasıdır. Dâhiliye Nezaretinin, Sadrazam’a yazdığı mektupta bir hususun araştırılması için Adana’da incelemede bulunacak İcra Heyetinin yanına meclisi temsilen iki vekilin verilmesi istenmiştir. Bunun üzerine bazı milletvekilleri, Mebusan Meclisinin görevlerinin Kanun-i Esasi’ye dayandığını, meclisin görev tanımında olmasa dahi teftiş amacıyla meclisi temsilen bazı vekillerin çeşitli yerlere gönderilebileceğini iddia ederken, bazı vekiller bu durumun kanuna aykırı olduğunu savunmuştur. Safvet Yetkin ise İcra Kuvvetinin mesuliyet almasının gerekliliği hakkında konuşulduğunu ancak meclisten seçilecek olan vekillerin duruma müdahale etmeyerek tarafsız bir şekilde sadece gözlem yapacağını, herhangi bir fiilî müdahalenin söz konusu olmayacağını söylemiştir. Yetkin ayrıca, vekillik sıfatının yalnız tarafsızlıktan ibaret olduğunu, gidecek olan vekillerin ise vekillik isminin hakkını vermek amacıyla gitmesi gerektiğini ve oradaki heyete nezaret etmeleri gerektiğini ifade etmiştir. Vekilliğin bu demek olmadığını iddia eden vekillere ise cevap olarak, önceki günlerde Yıldız’daki araştırmada paranın hesabını kontrol etmek ancak fiilen müdahale etmemek üzere gönderilen vekilleri hatırlatan Yetkin, durumun bundan farksız olduğunu ve Adana’ya gidecek olan vekillerin de sadece nezaret edeceğini belirtmiştir.96
Yetkin, 06.05.1325 tarihli meclis oturumunda tartışılan Matbuat Kanunu’na bir ilave yapılmasını talep etmiştir. Söz konusu kanunun 19. maddesinde97 yer alan bazı ifadeler, mecliste önemli tartışmalara sebep olmuş; maddedeki birçok ibareye itiraz edilmiştir. Söz konusu madde ise şu şekildedir:
Bu maddeye Safvet Yetkin’in şu şekilde bir ilave talebi olmuştur:
“Bu maddede tezyif kelimesinin manası gayet şümullü olmak itibarıyla, maddenin heyeti mecmuası fikrime kalırsa burada mahzur var. Kanun-i Esasi mucibince Devlet-i Aliyye’nin dini resmen Din-i İslam’dır. Hâlbuki Din-i İslam yetmiş üç mezhebe münkasemdir. Mezahip arasında binlerce kütüb-ü diniye ve akaidiye yazılmıştır. Ve bu da memalik-i mütemeddinenin her yerinde kabul edilmiş olan serbest-i edyan ve mezahibin muktezeyatındandır. Biz, bu meselede mübahesat ve münazerat-ı diniyeyi müstesna tutmalıyız. Fenni münazaranın usul ve adabına riayet şartıyla mütaleat ve münazarat-ı diniye müstesna demeliyiz. Bu cümlenin ilavesini teklif ediyorum.”98
Safvet Yetkin’in bu önerisine, kendisinden sonra söz alan birçok vekilden de destek gelse de kendisinin teklifi kabul edilmemiştir.
Tarihe 31 Mart Vakası olarak geçen hadisenin ardından Mustafa Kemal Paşa, Hareket Ordusu’yla birlikte İstanbul’a gelerek durumu kontrol altına almıştır. Bu hadiselerin yaşandığı dönemde Yıldız’daki evrak deposundaki belgelerin sınıflandırılması ve düzenlenmesi için meclisin yetkili kılınmasına dair Hareket Ordusu Kumandanlığına yazı gönderilmesine yönelik bir takrir verilmiştir. Söz konusu takrir hakkında yapılan tartışmada ise Safvet Yetkin, bahsi geçen işin Kuvve-i İcraiyeye ait olduğunu bu yüzden meselenin yetkili makama yazılması gerektiğini ifade etmiştir.99
Safvet Yetkin’in 27.05.1325 tarihli meclis oturumunda yaptığı konuşma ise diğer kurumlardan izahat istendiğinde en az hangi dereceden memurların izahat için meclise gelmesi gerektiği hakkındadır. Menteşe Vekili Halil Bey’in, meclis bir izahat istediğinde Şeyhülislam’ın üçüncü veya dördüncü dereceden ve konuya yeteri kadar vâkıf olmayan memurları gönderdiğini, meclis olarak daha yetkili kişilerden kapsayıcı bir izahat almanın hakları olduğunu ifade etmiştir. Meclisteki birçok vekil Halil Bey’in bu teklifine katıldığını belirten ifadeler kullanmıştır. Bunun СКАЧАТЬ
92
Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 1, 21.01.1325, s. 428.
93
Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 1, 23.12.1325, s. 464.
94
Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 1, 02.01.1325, s. 538.
95
Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 2, 26.01.1325, s.199.
96
Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 3, 30.04.1325, s.399.
97
Madde 19 –
98
Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 3, 06.05.1325, s. 563-564.
99
Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 3, 14.05.1325, s. 748.