Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Aydın Şeyh Safvet (Yetkin) Efendi. Zekeriya Akman
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Aydın Şeyh Safvet (Yetkin) Efendi - Zekeriya Akman страница 11

Название: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Aydın Şeyh Safvet (Yetkin) Efendi

Автор: Zekeriya Akman

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-99843-5-3

isbn:

СКАЧАТЬ mesuliyet bana aittir der, tehir eder. Biz o vakit ne yapabiliriz?”

      Bu soruyu Tokat Vekili İsmail Paşa’nın “Azlederiz.” diyerek cevaplamasının ardından Yetkin: “Bunun için, bu üçüncü kısımda mesuliyeti üstüne alıp da cevabı, tehir etmek salahiyetini Mebusan Meclisinin muvafakati şartıyla olmak üzere demeliyiz. Tadil edilmeli.”100 şeklinde düşüncelerini ifade etmiştir.

      Meclisin 06.06.1325 tarihli oturumunda, cemiyetler ile ilgili nizamname görüşülürken, Safvet Yetkin söz alarak mevcut kanun teklifi ile ilgili görüşlerini ifade etmiştir. Yetkin, eğer kanun teklifi kabul edilecek olursa Allah’ın insanlara ihsan ettiği bazı kutsal hakların ihlal edileceğini çünkü cemiyetlerin insan hukukundan doğduğunu belirtmiştir. Belli bir sayıdaki kişinin bir araya gelerek bir cemiyet oluşturup, bir işle meşgul olmalarının oldukça doğal bir hâl olduğunu ancak bu cemiyetlerden üretim ruhsatı istenirse cemiyetin oluşumunun güç bir hâle geleceğini ifade etmiştir. Yetkin ayrıca, üretim ruhsatının sadece üretim yapan cemiyetlerden istenmesi gerektiğini, ruhsat alabilmek için zaten cemiyetin önceden oluşmuş olması gerektiğini ve bu yüzden de kanun teklifinin kabul edilmemesi gerektiğini vurgulamıştır. Lütfi Bey’in Fransızlar ile Osmanlıları kıyaslayarak Osmanlı’nın henüz yeterince gelişmediğini söylemesine de tepki gösteren Yetkin, Osmanlıların da insan gibi yaşamak adına yeterince geliştiklerinin göstergesinin, içinde bulundukları meclis olduğunu ifade etmiştir.101

      Kapsayıcı bir kanun olan Cemiyetler Kanunu’nun diğer maddeleri ile ilgili görüşmelerde ise Yetkin, cemiyetler oluşur oluşmaz cemiyetlerden bir beyanname istenmesine karşı çıkmış, bir cemiyet oluşturulduğunda öncelikle kendisinin amacı ve programını belirlemek gibi işlerinin halledildiğini, bunu yapmadan bir beyanname veremeyeceğini söylemiştir. Yetkin ayrıca, bir cemiyetin beyannamesinde yazması gereken, cemiyetin programı, amacı ve merkezî yönetimi gibi bilgileri daha kurulmadan veremeyeceği gibi bunları vermesinin de öyle bir iki gün süren bir iş değil, daha çok vakit gerektiren bir iş olduğunu vurgulamıştır. Yetkin bununla birlikte, bir cemiyetten beyanname talep etmeden önce en az on beş gün kadar bir vaktin cemiyete verilmesi gerektiğini ifade etmiştir.102

      Mebusan Meclisinin 09.07.1325 tarihli oturumunda, padişaha hitaben yazılacak olan bir teşekkür mektubunun içeriğindeki bazı kelimelere ilişkin, Safvet Yetkin söz alarak şunları söylemiştir:

      “Heyet-i Muhteremenin malumudur ki bu bir ariza-i teşekküriyedir. Bu ariza-i teşekküriye ise zat-ı şahanenin buraya teşrif buyurup da nutk-u hümayuna karşı Heyeti Umumiyemiz tarafından yazılan teşekkürnamedir. Hâlbuki bunun serapa meali 10 Temmuz ve 14 Nisan inkılaplarının gayet beligane yazılmış bir tarihidir. Hâlbuki burada, zat-ı şahane tarafından millete karşı en büyük iltifat, vücud-u hümayunu ile Makam-ı Riyaset’e gayet büyük ve gayet âli bir şeref bahşetmiş olmasıdır. Geçen de takdim ettiğim takririmde ondan bahsederek gerek Meclis-i Mebusanın ve gerek dolayısıyla bu iltifata nail olduğundan dolayı bütün Osmanlı milletinin hissiyat-ı şükraniyesinin ilave edilmesini teklif etmiştim. Heyet-i Muhteremenin bunu nazar-ı dikkate almasını rica ederim.” 103

      Safvet Yetkin’in dâhil olduğu bir tartışma da 1327 yılının Evkaf Nezareti Bütçe Kanunu görüşülürken cereyan etmiştir. Bursa Vekili Ömer Fevzi Efendi ile Konya Vekili Zeynel Abidin Efendi oldukça uzun süren bir tartışmaya girişmişlerdir. Tartışma genel olarak bütçe kanununun birçok maddesini ilgilendirse de önemli görüş ayrılıkları, vakıflara harcanacak olan parayı harcayacak kişilerin yetkisi ile ilgilidir. Safvet Yetkin ise Zeynel Abidin Efendi’nin fikirlerine karşı çıkmış ve tartışmaya dâhil olmuştur. Yetkin, öncelikle Konya Vekili’nin dediklerini özetleyerek, Zeynel Abidin Efendi’nin, Evkaf Bütçesi’nin İslam’ın şeri kurallarına muhalif olduğunu, bunu kabul eden meclisin de İslami kurallara muhalif olduğunu ima ettiğini belirtmiştir. Yetkin, tam aksine Zeynel Abidin Efendi’nin itirazının İslam’a muhalif olduğunu ve bunu ispat edeceğini söylemiştir. Ortalıkta sadece yardım ve hayır amacıyla kurulmuş olan birçok vakıf olduğunu ve bunların masraflarının hükûmetin ve meclisin kararlarıyla karşılanmasının gerektiğini ifade etmiştir. Yetkin ayrıca, Zeynel Abidin Efendi’nin, vakıflardan alınan paralarla birtakım memurların maaşlarının ödenmesinin yanlış olduğunu belirtmesinin üzerine, bu sözlerin doğrudan Kur’an-ı Kerim’e muhalefet etmek olduğunu söylemiştir. Yetkin’in bu sözünden sonra mecliste büyük bir gürültü kopmuş ve tartışmalar sertleşmiştir. Sözlerine devam eden Yetkin, sadaka ile ilgili bir ayeti okumuştur:

      “Sadakatın mahali mesarifatı yegân yegân tadat edildiği hâlde, sadakatın üzerine memur olanların da sarfiyatta hakları salahiyetleri vardır.” 104

      Diğer vekillerin itirazlarına aldırmadan sözlerine devam eden Yetkin, söz konusu kanunun hangi maddesinde vakıflar ile ilgili şeri hükümlere muhalefet olduğunu anlayamadığını ifade etmiştir.

      28.04.1326 tarihli meclis oturumunda konu yeni vilayet olacak bazı yerleşimlere gelmiştir. Birçok milletvekili kendi bölgeleri ile ilgili görüşlerini dile getirince Safvet Yetkin de Antep’in vilayet olmasının Urfa’ya ne gibi etkilerinin olacağını ayrıntılı bir şekilde açıklamak için söz almıştır. Yetkin, açıklamasında şu sözlere yer vermiştir:

      “Teşkilat hakkında rüfeka-yı kiramın bazısı tarafından vuku bulan itirazattan ve Dâhiliye Nazırı ile Sadrazam Paşa hazretlerinin beyanatından bütçeye tesiri olacak teşkilatın bütçesi behemehâl Meclis-i Mebusandan geçirilmesi lazım olduğu anlaşıldı. Şu münasebetle mevzu-u müzakere, teşkilata müteallik olduğu için, sadet dâhilinde, Urfa’ya müteallik bazı maruzatta bulunmak istiyorum.

      Urfa Sancağı’nın birçok kabail ve aşair ile meskûn olduğu ecilden Devr-i Sabık’ta bile müstakillen bir liva hâline ifrağına Hükûmet-i Mahalliye tarafından çok defalar müracaat olunmuş idi. Her nasılsa, o zamanlar nazar-ı ehemmiyete alınmadı. Meşrutiyet’in ilanından sonra Hükûmet-i Mahalliye tarafından vuku bulan müracaat ve Urfa Mebusları tarafından verilen takrirler üzerine Hükûmet-i Meşrutaca nazar-ı dikkate alınarak, tahsisat-ı hazırası ile yani 1325 senesindeki tahsisatıyla müstakillen bir liva hâline ifrağına İrade-i Seniyye şeref – sadır oldu. Zannederim ki, bunun bütçe üzerinde hiçbir tesiri olmadığından dolayı, Heyet-i Umumiyeden geçmesine lüzum yoktur. Çünkü müstakil bir liva olması hasebiyle, tahsisat-ı hazırası ile olmuştur. Fazla bir masarif istemiyor. Ancak, Antep kazasının livaya tahvili münasebetiyle Urfa’nın irade-i mülkiyyesi nokta-i nazarından pek büyük tesir hasıl olmuştur. Urfa’nın dört kazası vardır; Birecik, Rumkale, Harran ve Suruç’tur. Bu dört kazanın en memuru Rumkale ve Birecik’tir. Harran ve Suruç kabail ile meskundur. Hatta Harran kazasında şimdiye kadar bir hükûmet konağı bile yapılmamıştır. Memurin-i Hükûmet seyyar bir hâldedir. Antep’in livaya tahviliyle Birecik ve Rumkale’nin Antep’e ilhakı tasavvur olunuyor. Teşkilatta müteallik ve binaenaleyh sadet dâhilinde söylüyorum. Hâlbuki bu, Urfa’nın dâhilinde bulunan Birecik ve Rumkale kazaları, eğer Antep kazası liva olup da ona ilhak edilecekse maruzatımı nazar-ı dikkate almanızı temenni ederim. Çünkü o hâlde, Urfa’nın idare-i mülkiyesinin bir hercümerce düçar olması mucip olur.

      Mesela, Urfa Liva Merkezi’nde birtakım müessesat-ı nafia vardır ki bunun karşılığı, Birecik kazasıyla temin edilmiştir. Mesela, bir Guraba Hastanesi СКАЧАТЬ



<p>100</p>

Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 4, 27.05.1325, s. 242.

<p>101</p>

Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 4, 06.06.1325, s. 495-496.

<p>102</p>

Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 5, 13.06.1325, s. 29.

<p>103</p>

Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 5, 09.07.1325, s. 489.

<p>104</p>

Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 2, 24.01.1326, s. 572-573.