Название: Dede Korkut'tan Seçme Hikâyeler
Автор: Dede Korkut
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6865-32-7
isbn:
Uruz:
Ağzın kurusun ana, dilin çürüsün ana! Ana hakkı kutsal olmasaydı; kalkarak yerimden doğrulaydım, yakan ile boğazından tutaydım, kaba ökçem altına alaydım, ak yüzünü kara yere tepeydim, ağzın ile burnundan kan fışkırtaydım, can tatlılığını sana göstereydim. Bu nasıl sözdür? Sakın kadınana benim üzerime gelmeyesin, benim için ağlamayasın. Bırak beni kadınana çengele vursunlar, bırak etimden çeksinler kara kavurma etsinler, kırk bey kızının önüne iletsinler. Onlar bir yediğinde sen iki ye, seni kâfirler bilmesinler, duymasınlar, ta ki pis dinli kâfirin döşeğine varmayasın, kadehini sunmayasın, babam Kazan’ın namusunu lekelemeyesin, sakın, dedi.
Oğlan böyle deyince Burla Hatun’un gözünden boncuk boncuk yaşlar yere döküldü. Boyu uzun, beli ince Burla Hatun, güz elması gibi al yanağını çekti yırttı, kargı gibi kara saçını yoldu, oğul oğul diyerek feryat figan edip ağladı.
Uruz annesine dedi ki:
Kadınana karşıma geçip ne böğürüyorsun?
Ne bağırıyorsun, ne ağlıyorsun?
Bağrım ile yüreğimi ne dağlıyorsun?
Geçmiş günlerimi ne diye hatırlatıyorsun?
Hey ana Arap atlar olan yerde
Bir tayı olmaz mı olur?
Kızıl develer olan yerde
Bir deve yavrusu olmaz mı olur?
Akça koyunlar olan yerde
Bir kuzucağız olmaz mı olur?
Sen sağ ol kadınana, babam sağ olsun
Bir benim gibi oğul bulunmaz mı olur?
Uruz’un bu konuşmasının ardından anası diyecek tek bir söz bulamadı ve oğlunun yanından ayrılıp yeniden kırk ince belli kızın arasına girdi.
Kâfirler, Uruz’u alıp kesim çengelinin dibine getirdiler.
Uruz dedi ki:
Bre kâfir aman
Tanrı’nın birliğine yoktur güman
Bırakın beni, bu ağaç ile söyleşeyim
Çağırıp ağaca söylemiş, görelim Han’ım ne söylemiş:
Ağaç ağaç der isem sana üzülme ağaç
Mekke ile Medine’nin kapısı ağaç
Musa Kelim’in asası ağaç
Büyük büyük suların köprüsü ağaç
Kara kara denizlerin gemisi ağaç
Erlerin şahı Ali’nin Düldül’ünün eyeri ağaç
Zülfikar’ın kını ile kabzası ağaç
Şah Hasan ile Hüseyin’in beşiği ağaç
Erkeğin de kadının da korkusu ağaç
Başına doğru bakar olsam başsız ağaç
Dibine doğru bakar olsam dipsiz ağaç
Beni sana asarlarsa çekme ağaç
Çekecek olursan yiğitliğim seni tutsun ağaç
Bizim elde olmalıydın ağaç
Kara Hindu kullarıma buyuraydım
Seni parça parça doğrayalardı ağaç
Sonra devam etti:
Tavla tavla bağlanırken atıma yazık
Kardeş diye beslerken arkadaşıma yazık
Yumruğumda çırpınırken şahin kuşuma yazık
Yetişmesi ile tutarken tazıma yazık
Beyliğe doymadan kendime yazık
Yiğitlikten usanmadan canıma yazık
Ve tane tane gözyaşı döküp ağladı, yanık ciğerciğini dağladı.
Bu sırada Sultan’ım, Salur Kazan ile Karaca Çoban dörtnala yetiştiler. Çobanın sapanının ayası üç yaşında dana derisindendi, sapanının kolları üç keçi tüyünden, çatlayıcısı ise bir keçi tüyündendi. Her atışında on iki batman6 taş atardı. Attığı taş yere düşmezdi, yere düşse dahi toz gibi savrulurdu, düştüğü yer ocak gibi oyulurdu. Taşın düştüğü yerde üç yıla kadar ot bitmezdi. Semiz koyun, zayıf toklu bayırda kalsa, kurt gelip yemezdi, sapanının korkusundan. Öyle olunca Sultan’ım, Karaca Çoban sapan çatlattı, dünya âlem kâfirin gözüne karanlık oldu.
Kazan:
“Karacık Çoban, anamı kâfirden isteyeyim de at ayağı altında kalmasın.” dedi.
At ayağı çabuk, ozan dili çevik olur. Kazan kâfire çağırıp söylemiş, görelim Han’ım ne söylemiş:
Bre Şökli Melik
Penceresi altın otağlarımı getirmişsin
Sana gölge olsun
Ağır hazinemi bol akçemi getirmişsin
Sana harçlık olsun
Kırk ince belli kız ile Burla Hatun’u getirmişsin
Sana esir olsun
Kırk yiğit ile oğlum Uruz’u getirmişsin
Kulun olsun
Tavla tavla koç atlarımı getirmişsin
Sana binek olsun
Katar katar develerimi getirmişsin
Sana yük taşıyıcı olsun
İhtiyarcık anamı getirmişsin
Bre kâfir anamı ver bana
Savaşmadan vuruşmadan çekileyim
Geri döneyim gideyim böyle bil
Kâfirler:
Bre Kazan
Penceresi altın otağını getirmişiz
Bizimdir
Kırk ince belli kız ile
Boyu uzun Burla Hatun’u getirmişiz
Bizimdir
Kırk yiğit ile oğlun Uruz’u getirmişiz
Bizimdir
Tavla tavla koç atlarını
Katar katar develerini getirmişiz
Bizimdir
İhtiyarcık ananı getirmişiz
Bizimdir
Sana vermeyiz
Yayhan Keşiş oğluna veririz
Yayhan Keşiş oğlundan oğlu doğar
Biz onu sana düşman ederiz
dediler.
Bu sözleri duyan Çoban çok hiddetlendi, dudakları kabardı ve dedi ki:
Bre СКАЧАТЬ
6
Batman: 8 kilo.