Diriliş . Морган Райс
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Diriliş - Морган Райс страница 5

Название: Diriliş

Автор: Морган Райс

Издательство: Lukeman Literary Management Ltd

Жанр: Героическая фантастика

Серия: Vampır Mektupları

isbn: 9781632916266

isbn:

СКАЧАТЬ durdurmalısın.

      Caitlin olduğu yerde durup düşünmeye devam etti. Şimdi Scarlet dışarıda ne yapıyordu? İnsanlardan besleniyor muydu? İnsanları vampire dönüştürüyor muydu? Caitlin şu an düşünürken bile o vampirliği yaymakta mıydı? Dünya artık asla eskisi gibi olmayacak mıydı? Bundan Caitlin mi sorumluydu?

      Caitlin telefonunu kapıp Aiden’ı aramak istedi. Onu sorguya çekmek ve ondan her şeyi, en ince ayrıntısına kadar anlatmasını istiyordu.

      Fakat kendinde onu arayacak gücü bulamadı. Uzandı, telefonunu alıp elinde tuttu ama içindeki bir şeyler onu durdurdu. Aiden’ın son sözlerini hatırladı ve bu yeniden midesini bulanmasına neden oldu. Scarlet’i her şeyden çok seviyordu ve ona zarar gelmesine asla izin vermezdi.

      Caitlin, elinde sımsıkı tuttuğu telefonuyla bir yandan dışarı bakıp bir yandan da Polly’nin üst kattan gelen belli belirsiz sesini dinleyip durdu, zihni düşüncelerle dolup taşıyordu. Ardından göz kapakları ağırlaştıkça ağırlaştı ve o daha farkına varamadan uykuya dalmıştı bile.

*

      Caitlin uyandı ve kendini kocaman, boş evinde yapayalnız buldu. Her yer sessizliğe gömülmüştü. Herkesin nereye gitmiş olabileceğini düşünerek orada oturdu ve sonra kalkıp odanın karşı tarafına geçti. Garip bir şekilde, tüm panjurlar ve perdeler sıkı sıkı çekilmişti. Pencerelerden birine doğru yürüdü ve perdeyi ve panjuru çekip açtı. Dışarı bakınca kan kırmızısı bir güneş gördü- ama bu defa güneş farklı görünüyordu. Günbatımı gibi değildi, daha ziyade gün doğuyormuş gibi görünüyordu. Caitlin’in kafası karıştı. Bütün gece uyumuş muydu? Scarlet eve gelmiş miydi? Ve herkes nereye gitmişti?

      Caitlin ön kapıya doğru gitti. Her nedense Scarlet’in orada olup onu bekliyor olabileceğini sezdi.

      Yavaşça o ağır kapıyı çekip açarak dışarıya baktı. Ama her yer sessiz sedasızdı. Sokaklarda tek bir insan, görünürde tek bir araba dahi yoktu. Tek duyabildiği yalnız bir sabah kuşunun ötüşüydü. Başını kaldırıp baktı ve onun bir karakarga olduğunu gördü.

      Caitlin çat diye bir ses duydu ve geri dönerek eve girdi. Mutfağa doğru yürüdü ve kimse var mı diye baktı. Başka bir tıngırtı duydu ve arka duvardaki pencereye doğru yürüdü. Burada da perdeler sıkı sıkı kapatılmıştı, bu garipti çünkü Caitlin her zaman onları açık bırakırdı. Uzandı ve perdenin ipini çekti.

      Perdeyi açtığı gibi dehşete düşmüş bir şekilde geri sıçradı. Dışarda bir vampirin solgun beyaz yüzü pencereye dayalı duruyordu, tamamen keldi, dişleri uzamıştı ve doğruca camdan içeri girmeye hazır gibiydi. Ellerini ileriye uzatıp avuç içlerini pencereye dayayınca hırladı ve tısladı. Caitlin uzun, sarı tırnaklarını görebiliyordu.

      Başka bir ses daha geldi. Caitlin döndü ve yan pencerede başka bir vampirin yüzünü daha gördü.

      Bir cam kırılma sesi geldi ve Caitlin etrafına bakınca diğer yanda başka bir vampirin yüzünü daha gördü. Bu vampir kafasını doğruca sert bir şekilde cama geçirmişti ve ona bakarak onu küçümser gibi gülüyordu.

      Birden Caitlin’in evinin içi cam kırılma sesleriyle doldu. Caitlin evin içinde koşturdu ve nereye baksa, duvarlar hatırladığından farklıydı. Şimdi tüm duvarlar camdandı ve ne tarafa bakarsa baksın perdeler geri çekiliyor ve camlar tuzla buz edilerek kırılıyordu. Ve birbiri ardına vampirler başlarını camlardan içeri sokuyorlardı.

      Caitlin odadan odaya koştu, ardından ön kapıya yöneldi; gittikçe daha fazla cam kırılırken evden çıkmaya çalıştı.

      Ön kapıya ulaştı ve onu hızla çekip açtı- ama tam çıkacakken olduğu yerde kaldı.

      Ön kapıda durup gözlerindeki ölümcül bakışla ona bakan Scarlet’ti. Scarlet ateş püsküren gözlerle ona bakıyor, bembeyaz yüzü canlıdan çok ölüye benziyordu. Ve yine yüzüne öldürmek isteyen acımasız bir bakış hâkimdi. Bundan daha fazla şaşkınlık veren şey ise arkasında binlerce vampirden oluşan bir vampir ordusu vardı. Hepsi onu takip etmek için bekliyor, hızla Caitlin’in evine dalmak istiyorlardı.

      Caitlin “Scarlet?” dedi, kendi sesindeki korkuyu duydu.

      Ama daha harekete geçemeden, Scarlet yüzünü buruşturdu, geriye eğildi ve Caitlin’in üstüne atılarak dişleriyle doğruca boğazını hedef aldı.

      Caitlin çığlık atarak uyandı, tekli koltuğunda doğruldu. Ellerini boğazına götürdü, bir eliyle boğazını ovdu ve diğer eliyle de Scarlet’i itmeye çalıştı.

      “Caitlin? İyi misin?”

      Birkaç dakika sonra Caitlin sakinleşti. Başını kaldırıp baktı ve karşısındakinin Scarlet olmadığını fark etti. Karşısındaki Sam’di. Önce şaşırdı. Ardından büyük bir rahatlamayla uykuya dalmış olduğunu anladı. Yalnızca bir kâbus görmüştü.

      Caitlin güçlükle soluk alarak orada oturdu. Başında duran Sam’di, bir elini onun omzuna koymuş endişeli bir şekilde yüzüne bakıyordu ve Polly’de yanındaydı. Işıklar açıktı ve Caitlin dışarısının karanlık olduğunu gördü. Ayaklı duvar saatine bir bakış attı, saat gece yarısını geçiyordu. Koltukta uyuyakalmış olmalıydı.

      Sam yeniden “İyi misin?” diye sordu.

      Caitlin utanmıştı. Doğrulup oturdu ve alnında biriken terleri sildi.

      Polly “Seni uyandırdığımız için özür dileriz, ama sanki kötü bir rüya görüyordun,” diye ekledi.

      Caitlin yavaşça kalktı, kalbi hızla atıyordu ve gördüğü rüyanın korkunç görüntülerini zihninden uzaklaştırmaya çalıştı. Rüyada gördükleri gerçek gibiydi, sanki hala kendi kızı tarafından ısırıldığı yerdeki, boğazındaki acıyı neredeyse hissedebiliyordu.

      Ama hepsi yalnızca bir rüyaydı. Kendisine sürekli bunu hatırlatmak zorunda kaldı. Sadece bir rüya.

      Ardından hatırlayarak “Caleb nerede?” diye sordu. “Herhangi bir şey duydunuz mu? Telefon görüşmeleri nasıl gitti?”

      Sam ve Polly’nin yüzlerindeki ifadeler ona bilmesi gereken her şeyi söyledi.

      Sam “Caleb hala dışarıda arıyor,” dedi. “Ben bir saat önce aramayı bıraktım. Çok geç oldu. Ama Caleb dönene kadar senin yanında kalmak istedik.”

      Polly “Ben bütün arkadaşlarını aradım,” diye araya girdi. “Tek tek hepsini aradım ve çoğuna ulaştım. Ama hiçbiri onu görmemiş ve hiçbir şey de duymamışlar. Onlar da bizim gibi çok şaşkınlar. Blake’e de ulaştım. Ama Scarlet’ten tek bir kelime bile duymadığını söyledi. Çok üzgünüm.”

      Caitlin yüzünü ovdu, kendini toparlamaya çalıştı. Uyandığında bütün bunların gerçek olmadığını öğreneceğini ummuştu. Scarlet’in sapasağlam eve dönmüş olacağını ve hayatın normale döneceğini düşünmüştü. Fakat gece yarısından sonra Sam ve Polly’i kendi evinde, başucunda endişeli bir şekilde beklerken görünce her şeyi yeniden hatırladı. Her şey gerçekti. Fazlasıyla gerçekti. Scarlet kayıptı. СКАЧАТЬ