Budizm Efsaneleri. Winifred Stephens Whale
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Budizm Efsaneleri - Winifred Stephens Whale страница 4

Название: Budizm Efsaneleri

Автор: Winifred Stephens Whale

Издательство: Maya Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 9786258361032

isbn:

СКАЧАТЬ kaderimde hükümdar olmak varsa ve tahtı kazanacak erdeme sahipsem, önümde zırhlı atlar ve silahlar belirsin!”

      Prens Asoka, daha sözlerini yeni bitirmişti ki ansızın beliren Devatalar,16 zırhlı atlar ve silahlarla birlikte çıkageldiler.

      Prens, biraz sonra zırhlı ve silahlı dört bölüklük birliğiyle Taxila’ya doğru yola koyuldu. Kentin sakinleri, yaklaşık otuz kilometrelik yolu boylu boyunca temizlemişlerdi; ellerinde armağanlarla dolu kaplarla Asoka’yı karşılamak için bekliyorlardı. Huzuruna çıktıktan sonra ona seslendiler: “Hükümdarımıza ya da onun oğluna karşı asla bir düşmanlık beslemiyoruz; lakin hükümdarın nazırları bize zulmediyor.” Asoka, çok geçmeden muhteşem bir coşku seli içinde Taxila kentine girdi. Sonradan benzer şekilde, Svasas Krallığı’na da girdi. Zaman içinde iki çıplak dev de onun yanına sığındı. Devlere yemek verildi; iyiliği karşılıksız bırakmayan devler, orduya katıldı ve birliklerin önünde yürümeye başladı. Asoka’nın yoluna çıkan dağları ikiye ayırıp ona yol açıyorlardı. Devatalar ise şu sözleri dile getirdiler:

      “Asoka, yeryüzünün dört bir yanının efendisi bir hükümdar, Chakravartin olacaktır! Onun yolunda hiçbir insan duramaz. En nihayetinde yeryüzü ve denizler, onun hükümdarlığı altına girecektir.”

      Günün birinde Kral Bindusara’nın diğer oğullarından Susima, bahçeden Pataliputtra’ya dönüyordu; tam o sırada saray nazırlarından Khallataka da Pataliputtra’dan çıkıyordu. Nazırı karşısında gören Susima, oyun olsun diye, elindeki eldiveni nazırın başına fırlattı. Lakin nazırın aklında başka düşünceler belirdi: “Bugün eldivenini atıyor, yarın öbür gün kral olursa fırlatıp atacağı şey kanunun ta kendisi olur! Bu çocuğun başa geçmesine engel olsam iyi olur.” Nazır, düşüncesi üzerine hiç vakit kaybetmeden prensin sadık beş yüz danışmanına gitti ve onlara şöyle dedi:

      “Asoka’nın günün birinde Chakravartin olup yeryüzünün dört bir yanına hükmedeceği ilan edildi; kraliyet tahtına onu oturtmalıyız.”

      Başkentte bunlar olurken Taxila sakinleri yeniden ayaklandı. Kral, isyanı bastırması için bu kez oğlu Susi-ma’yı görevlendirdi; lakin Susima, kenttekileri bir türlü hizaya getiremedi.

      Bir süre sonra Kral Bindusara, hastalanıp yataklara düştü. Nazırlarına şöyle buyurdu: “Susima’yı yanıma getirin, tacımı ona devredeceğim. Taxila vazifesini de ondan alıp Asoka’ya teslim edin.”

      Lakin nazırlar, bunun mümkün olmadığını belirtti: “Efendim, oğlunuz Asoka da hasta.”

      Kral Bindusara’nın durumu o kadar kötüydü ki yalnızca birkaç günlük ömrü kalmış gibi duruyordu; bunu fark eden nazırlar, Asoka’nın üstünü başını mücevherlerle donatıp onu babasının huzuruna çıkardılar ve şöyle dediler: “Efendim, şimdilik tahtı Asoka’ya devredebilirsiniz. Susima elbet yakında Taxila’dan döner, o döner dönmez tıpkı dilediğiniz gibi başa onu geçiririz.”

      Asoka

      Fakat Kral, bunun üzerine öfkeye kapıldı.

      Ardından Asoka söz aldı: “Eğer tahta geçmek benim hakkımsa Devatalar tacı benim başıma taksın!” Devatalar ansızın çıkagelip tacı genç prensin başının üstüne koydular.

      Bu mucizeye tanık olan Kral Bindusara’nın ağzından oluk oluk kan akmaya başladı, biraz sonra oracıkta öldü.

      Asoka’nın hükümdar olup tahta geçiş haberi Yakşalar tarafından göklere, Nagalar tarafından da yeraltına duyuruldu. Haberi duyan Radhagupta inzivasını sonlandırdı; çevrede hep aynı sözleri duyuyordu: “Bindusara’nın dönemi sona erdi! Asoka tahta geçti!”

      Susima, olanlar kulağına gelince öfkeden deliye döndü; hiç vakit kaybetmeden Pataliputtra’ya doğru yola çıktı. Lakin başkentin ilk kapısına Asoka tarafından çıplak bir dev yerleştirilmişti, ikinci kapısında da diğer dev dikiliyordu, üçüncü kapıyı koruması için Radhagupta’yı görevlendirmişti, doğu kapısını ise bizzat kendisi savunacaktı. Radhagupta, doğu kapısının önüne ahşaptan bir fil de yaptırmıştı; bu sırada Susima’nın sığabileceği derinlikte bir çukur kazdırdı, içini kömürle doldurdu, üstünü çimenlerle kapattı, çimenlerin üstüne de kum döktü. İşini tamamlayınca Susima’ya seslendi: “Asoka’yı katletmeyi başarırsan başa sen geçeceksin!”

      Susima doğu kapısına doğru yöneldi, “Asoka’yı alt edeceğim!” diye haykırıyordu.

      Ne var ki yanan kömürle dolu çukurun içine düştü ve acı içinde öldü.

      Susima ölmüştü. Efendisinin öldürüldüğünü duyan dev Bhadrayudha, sayıları bini bulan devleri de yanına alarak Bhagavat17 tarafından yönetilen mezhebe girip dini bir yaşamı benimsedi ve hep birlikte Arhat18 seviyesine ulaştılar.

      II

      Kral Asoka’nin Dönüsümü

      Asoka’nın tahta çıkışının ardından, nazırları ona itaatsizlik etmeye başlamıştı. Bu meseleyi fark edince, onlara şöyle buyurdu: “Çiçek açıp meyve veren ağaçların hepsini kesin, geriye yalnızca dikenli olanları bırakın.”

      Nazırları cevap verdi: “Hükümdarımızın aklındaki nedir? Dikenli ağaçları kesmek, çiçek açıp meyve veren ağaçları korumak gerekir.”

      Kralın emirlerine üç kez itaatsizlik ettiler. Bunun üzerine Asoka, kılıcını hiddetle çekti ve beş yüz nazırının kellesini uçurdu.

      Bahar mevsiminde, ağaçların çiçek ve meyve verdiği başka bir zamanda da Asoka, sarayının iç odalarındaki kadınlar tarafından etrafı sarılmış halde, şehrin doğu tarafındaki bahçenin yolunu tutmuştu. Yol üzerinde çiçek açmış bir asoka ağacını19 fark etti. Hemen ağacı saygıyla selamladı ve “İşte, benimle aynı adı taşıyan bir ağaç,” diye düşündü.

      Kral Asoka’nın biraz vahşi bir görünüşünü vardı; o yüzden genç kadınlar ondan pek hoşlanmazlardı. Kral ağacın gölgesinde uykuya daldı; o uykuya dalınca kadınlar, can sıkıntısıyla asoka ağacının dallarını kırıp çiçeklerini ezdiler. Kral, bir zaman sonra uyanıp ağacın paramparça edildiğini gördü. “Bunu kim yaptı?” diye sordu. İç odalarındaki kadınların yaptığı söylendi. Bunu duyunca hiddetten deliye döndü. Beş yüz kadının etrafına bir dolu odun yığdırıp hepsini yaktı. Kral Asoka’nın zalim davranışlarına tanık olan insanlar, “Kral çok sinirleniyor; o Chandasoka, Öfkeli Asoka’dır,” dediler.

      Asoka ağacı

      Bu olaylar üzerine Baş Nazır Radhagupta, Kral’a sitem etti: “Ey hükümdarım! Ellerinizi böylesi çirkin işlerle kirletmek size yakışmıyor. Mahkûm edeceğiniz kişileri sizin yerinize cezalandıracak birilerini bulmalısınız, sizin tarafından verilen cezaları uygulayacak kişiler görevlendirmelisiniz.”

СКАЧАТЬ



<p>16</p>

İlahi üç ırktan biri. Diğer ikisi ise Yakşalar ve Nagalardır.

<p>17</p>

Buda’nın isimlerinden biri.

<p>18</p>

Nirvana ya da Dehoiana’ya giden sekiz aşamalı yolun dördüncü aşaması, varlıklar âlemini gerisinde bırakanlar tarafından yürünür; sekiz aşamalı yolun ilk üç aşamasını geçmek için keşiş olup olmamanın gerekliliği konusunda farklı görüşler vardır. Kişi, ilk aşama olan Srotapanna’yı aştıktan sonra 80.000 kalpalık (1 kalpa=16 milyon yıl) zamanı geride bırakmalıdır; bu zamanın sonunda kurtuluşa ermeden önce insan ve insanüstü varlıklar arasında yedi kez tekrar hayat bulmak zorundadır. Sekiz aşamalı yolun ikinci aşaması olan Sakridagamin’i de aştıktan sonra, bu sefer 60.000 kalpalık bir zaman dilimini geride bırakmalı, kurtuluşa ermeden önce insanlar ve tanrılar arasında bir kez daha hayat bulmalıdır. Üçüncü aşama olan Anagamin ise 40.000 kalpalık bir zamana tekabül eder; üçüncü aşamaya gelen varlık, kurtuluşa erip bir sonraki aşamaya ulaşmak için dünyevi arzuların tamamından arınmış olmalıdır. Dördüncü aşama olan Arhat’a ulaşmak içinse keşiş olmak gerekir. Arhatların her biri doğaüstü niteliklerle donatılır, 20.000 kalpalık zaman diliminden sonraysa kurtuluşa ererler ve bir sonraki aşamaya geçerler. Beşinci aşamayı tamamlamış Sravakalar ile altıncı aşamayı tamamlamış Pratyeka-Budalar, Buda’nın bilgeliğine, yani Bodi haline ulaşmışlar demektir. Lakin bu bilgeliği yalnızca kendileri için kullanabilirler, yani başkalarına aktaramazlar. Bu nitelik yalnızca nihai aşama Nirvana’dan önceki son durak olan yedinci aşamaya ulaşan kusursuz Budalara bahşedilmiştir.

<p>19</p>

Lat. Saraca asoca. (ç.n.)