Название: Selçuklu Anadolusu’nda Devlet-Toplum-Ekonomi / Makaleler
Автор: Mikâil Bayram
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6862-92-0
isbn:
Burada Konya’nın Selçuklular zamanındaki durumunu çeşitli yönleriyle genel bir tasvirini sunmaya çalıştık. Bu kısa açıklamadan da anlaşılacağı üzere Selçuklu devri Türk kültür ve medeniyetinin en önemli merkezi olan Konya’nın Selçuklular devrindeki durumunu; sosyoekonomik, sosyopolitik ve sosyokültürel yönleriyle ve detaylı biçimde ele almak ve değerlendirmek gerekmektedir. Böyle bir çalışma içine girmek esasen karanlık durumunu muhafaza etmekte olan Türkiye Selçukluları devri Türk kültür ve medeniyetini aydınlatmaya yönelik bir çalışma olacaktır. O devirde kurulmuş müessese ve teşkilatların faaliyet ve prensiplerini, sosyal ve ekonomik değerlerini günümüze getirmek, tanıtmak, gerekirse modernize etmek bu çalışmalar sonucunda mümkün olabilecektir.
Bilindiği gibi tarih çalışmaları ile geçmişteki müesseselerin, kuruluşların sosyal, siyasi ve kültürel olayların nasıl ortaya çıktıkları, nasıl bir gelişme gösterdikleri, doğruya en yakın biçimde tespit edilmeye çalışılmaktadır. Sonra bu fikrî, siyasi ve kültürel olayların, kuruluşların, günümüze nasıl intikal ettikleri aydınlanmış olmaktadır. İşte bu veriler elde edildikten sonra ekonomist ve sosyologların, geçmişten gelen bu fikrî, siyasi, kültürel ve sosyal olayların kuruluşların aktüel hâle getirilmesi yolları üzerinde imal-i fikir etmelerine ve günümüzde bunların ne şekilde yaşatılacağı ve bunlardan nasıl yararlanılacağı hakkında fikir yürütmelerine imkân doğmuş olacaktır.
Levha: I
Altta, Sadreddin Konevî’nin imaret ve kütüphane kitabesi üstte ise Sultan II. Abdülhamid devri Konya Valisi Mehmed Ferid Paşa’nın 1317 tarihli tamir kitabesi.
Levha: II
(Yusuf Ağa Kütüphanesi no. 4866, yp. la.)
Kadı Siracaddin Mahmud el-Urmevî’nin el yazısı.
Levha: III
Kutlu Hatun’un mezar taşı kitabesi .......
Levha: IV
(Konya Yusuf Ağa Kütüphanesi no. 4812, yp. la) Kadı Siraceddin el-Urmevî’nin ahfadından Mahmud Çelebi’nin kızı Kutlu Melek Hatun’un Konya’da yaptırdığı Dârü’l-Huffâz’a vakfettiği Tavzihü’l-hâvf adlı eserin kapak sahifesindeki vakıf kaydı.
Levha: V
(Konya Yusufağa Kütüphanesi no. 5467, la) Tercümesi şöyledir: Bu kitap büyük emir, soylu, asaletli, ülke ulusu, şehir muhafızı hace-i Cihan diye ünlenen Bedrüddîn Ahmed b. Kayser b. Süleyman Dârü’s-Sadriyye’ye vakfetti, Allah ondan razı olsun. Kıymetli bir rehin koymadan oradan çıkarılmamasını şart koştu. Her kim bu şarta uymazsa Allah’ın laneti üzerine olsun, Allah işiten ve bilendir. 20 Ramazan sene 616. (29 Kasım 1919 tarihlidir.)
Levha: VI
(Konya Yusufağa Kütüphanesi no. 4679) Ahkâmu’l-Kubra adlı eseri, (II. cilt) Anadolu’da maliye nazırı olan Celâleddin Mahmud tarafından Konya’da Ahmedek önünde kendisinin yaptırdığı hanikâha vakfettiğine dair olan vakıf kaydı. Bu kayıt 670 (1272) tarihlidir.
Levha: VII
Bu belgede adları geçen 20 kişi Safer ayının 10. günü 666 yılında (31 Ekim 1267) Câmiu’l Usûl adlı eserin I. cildini Sadreddin Konevî’den okumuşlardır. Altına da Sadreddin Konevî kendi el yazısı ile bu tespitin sahih olduğunu belirtmiş ve bu talebelerine icazet vermiştir.
Levha: VIII
(Konya Yusufağa Kütüphanesi no. 4862) Fütüvvet Teşkilatı’nın Şeyhü’l Meşâyihi (Şeyhlerin Şeyhi) Şeyh Şihabüddin Ömer es-Sühreverdi’nin 627 (1230) yılında Bağdat’ta Eğâlitü’s Sufiye adlı eserin 68a sahifesine kendi el yazısı ile düştüğü bir not. (Konya Yusufağa Kütüphanesi no. 5060) Sadreddin Konevî’nin Ahkâmu’l-Kubrâ adlı eseri Endülüslü Kemalüddîn Ebu’l Hasan Ali’den okuduğuna dair olan sema kaydı. En üstte Konevî’nin kendi el yazısı ile yazdığı temellük kaydı bulunmaktadır. Bu kayıt 13 Rebiyülahir 624 (03 Nisan 1227) tarihinde Malatya’da yazılmıştır.
Levha: IX
Konya’da Kalenderhane Mahallesi’nde bulunan Kalenderi şeyhlerin türbelerinden biri.
ANADOLU SELÇUKLULARINDA DEVLET TEŞKİLATI139
Çok iyi bilinen bir husustur ki Türk örfünde ve töresinde devlet, devleti kuran ailenin (hanedanın) erkek fertlerinin ortak malı kabul edilir, hanedana mensup fertlerin tamamının devlet yönetimine katılma hakları bulunmaktadır. Devlet, kutsal bir varlık olduğu gibi onu kuran ailenin fertleri de kutlu kişilerdir. Devletin başında bir hakan bulunur. Hanedana mensup olan diğer fertler ikinci, üçüncü dereceden yöneticiler olarak ülkenin (devletin) kendi payına düşen yöresini elinde bulundurur ve baştaki hakana tabi olarak yönetime iştirak ederler. Bu hiyerarşinin bozulması durumunda hanedan üyeleri arasında savaşlar vuku bulmaktadır. Zaman zaman bu savaşlar sırasında hanedan üyesi olan prenslerin ölümleri veya öldürülmeleri de meydana gelmektedir. Bu prenslerin kanlarının toprağa (yere) akması uğursuzluğa ve talihin dönmesine sebep olacağına inanıldığı için, onların boğularak öldürülmelerine azami itina gösterilirdi. Bu inançlarından dolayı Türkmenler hakan soyundan olmayan kişilerin etrafında toplanmaz ve siyasi mücadelelerinde onlara destek olmazlar.
İşte bu inanç ve töreden dolayı birçok Türk devletinde, kurulduktan kısa bir zaman sonra, doğu-batı veya kuzey-güney gibi isimlerle bölünmeler meydana gelmekte, bu durum devletlerin kısa sürede parçalanmasına yol açmaktadır. Kök Türklerde (Göktürk) ve Karahanlılarda olduğu gibi dönem dönem devletin birliğini muhafaza etmek için hanedan içi çatışmalar yaşanmaktaydı. Bunlardan biri de Büyük Selçuklu Devleti’ndeki yabguluk savaşları ve taht mücadeleleridir. Birçok Türk devletinin kısa ömürlü olması da bundan kaynaklanmıştır.
İslamiyet’ten sonra kurulan Türk devletlerinde de bu inanç ve törenin (töre hukuku) bazı değişmelere uğramakla beraber, devam ettiği görülmektedir. Bu dönemde devletin ve hanedanın kutsallığını vurgulamak için menkıbeler imal edildiği, devlete esrarengiz bir hüviyet verilmeye çalışıldığı görülür. Bunun için genel olarak tasavvufi motiflerden ve teorilerden yararlanılmaktadır.
Türkmenler tarafından kurulan Büyük Selçuklu Devleti döneminde Gaznelilere karşı kazanılan Dandanakan Zaferi’nden hemen sonra (1040) bu devleti kuran Selçuklu hanedanı üyelerinin devletlerini СКАЧАТЬ
139
“Türkiye Selçuklularında Devlet Yapısının Şekillenmesi”,