Название: Jo'nun Oğulları
Автор: Луиза Мэй Олкотт
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6485-69-3
isbn:
“Selam! Ah, sen de çok büyümüşsün! Oyun oynayabileceğim bir çocuk olmayınca ben ne yapacağım? Ted’e bir bakın, fasulye sırığı gibi büyümüş, Bess de genç bir kadına dönüşmüş ve sen bile geleceği parlak kuzum, çocuk bezini bir kenara fırlatıp büyüklük taslıyorsun.”
Kızlar kahkaha atıyordu. Josie, bu uzun boylu adama bakarken yüzü kızardı, ne de olsa harekete geçmeden önce iyice düşünmemişti. Bu iki genç kuzen, çok hoş bir zıtlık oluşturuyorlardı. Biri leylak kadar açık tenli, diğeri de yaban gülüne benziyordu. Ve Dan, her ikisini incelerken kafasını memnuniyetle salladı; gezileri boyunca birçok çekici kadın görmüştü ve bu eski arkadaşlarının hoş bir şekilde serpildiklerini görmek onu mutlu etmişti.
“Haydi bakalım! Dan’i tekelinizde tutup durmayın!” diye seslendi Bayan Jo. “Onu geri getirin ve gözünüzü dört açın! Yoksa onu doğru dürüst görmeden yine buralardan bir iki yıllığına sıvışıp kaçabilir.”
Bayan Jo ile aynı fikirde olanlar tarafından Dan esir alınarak oturma odasına geri götürüldüğünde, diğer oğlanlara göre daha çok gelişme gösterdiği ve erkekliğe daha erken adım attığı için Josie tarafından azar işitti.
“Emil senden daha büyük ama yine de çocuk gibi davranıyor ve eskiden olduğu gibi hâlâ hoplayıp zıplıyor, denizci şarkıları söylüyor. Sen otuz yaşında gibi görünüyorsun. Bir piyeste, bir Orta Çağ köylüsü gibi kocaman ve kapkara duruyorsun. Ah, harika bir fikrim var! Pompei’nin Son Günleri14 romanındaki Arbaces15 için biçilmiş kaftansın. Biz bu oyunu sahnelemek istiyoruz. Aslan olacak, gladyatörler olacak hatta yanardağın patlaması bile olacak. Tom ve Ted üzerimize küller yağdıracak ve variller dolusu taşı da yuvarlayacaklar. Bir tane Mısırlı rolü için koyu tenli bir adam arıyorduk. Sen de kırmızı ve beyaz şalların arasında harika durursun, öyle değil mi, Jo teyze?”
Böylesine kelime yağmuruna tutulan Dan, dayanamayıp elleriyle kulaklarını kapadı ve Bayan Bhaer o coşku dolu yeğenine cevap veremeden Laurenceler, Meg ve ailesi, kısa bir süre sonra da Tom ve Nan eve doluştular. Hepsi Dan’in maceralarını dinlemek için oturdular. Kısa ama etkileyici bir anlatımla herkesi büyüledi, etrafını çevreleyen kişilerin ilgi, merak, neşe ve gerilim dolu değişken yüz ifadelerinde bu açıkça görünüyordu. Orada bulunan oğlanlar bir an önce Kaliforniya’ya gidip sıfırdan zengin olma hayaline kapıldılar; kızlar ise gezileri sırasında onlar için satın aldığı ilginç ve güzel hediyeleri almak için sabırsızlıkla sıralarını beklediler; o arada da evin büyükleri deli dolu oğlanın enerjisi ve iyi huyları karşısında tüm samimiyetleriyle keyiflendiler.
“Tabii geri dönüp şansını tekrar denemek isteyebilirsin ve umarım ki her şey gönlünce olur. Ama borsa oyunları çok tehlikelidir ve kazandığın her şeyi bir anda kaybedebilirsin.” dedi Bay Laurie. Orada bulunan oğlanlar kadar heyecan verici maceraları dinlemenin tadını çıkarmıştı ve tıpkı odadaki diğer çocuklar gibi o da Dan ile o tür bir hayatı yaşamayı çok isterdi.
“Doğrusunu isterseniz biraz usandım, en azından bir süreliğine ara vereceğim, kumara çok benziyor. Tek ilgimi çeken yanı, bana verdiği heyecan ve bu da benim için pek de iyi bir şey değil. Batıya gidip çiftçilikle uğraşmayı arzuluyorum. Geniş kapsamlı düşününce bu harika bir fikir, uzun süre aylak aylak gezdikten sonra düzenli bir işimin olmasının oldukça iyi bir şey olacağını düşünüyorum. Orada bir başlangıç yapabilirim, siz de bana ailenin yüz karası koyunlarını yollarsınız, ben de onları üremeleri için yetiştiririm. Avustralya’da koyun yetiştiriciliği ile uğraştım ve kara koyunlar hakkında biraz bilgim var aslında.”
Sözlerini bitirirken Dan’in yüz ifadesindeki durgunluk patlattığı bir kahkaha ile yok oldu, onu çok iyi tanıyanlar San Francisco’da çok büyük bir ders aldığını ve tekrar öyle bir yola sapmayacağını anladı.
“Bu mükemmel bir fikir, Dan!” diye haykırdı Bayan Jo, onun bir yere yerleşip başkalarına yardım etme isteğiyle yanıp tutuştuğunu görünce büyük ümitler beslemeye başladı. “Artık nerede olduğunu bileceğiz ve dünyanın yarısını arşınlamaksızın gelip seni görebileceğiz. Ziyaret için sana bizim Ted’i gönderebilirim. Zaten yerinde duramayan bir çocuk. Seni görmek ona iyi gelecektir. Seninle beraber olacağı için gözüm arkada kalmaz, bir taraftan üretim fazlası enerjisini harcar, bir taraftan da erdemli bir iş öğrenir.”
“Hiç merak etmeyin, eğer şansım yaver giderse oralarda çapayla küreği itaatkâr bir şekilde kullanmayı öğrenirim ama Montana madenleri kulağıma daha hoş geliyor.” dedi Ted, Dan’in Profesör için getirdiği maden cevheri numunelerini incelerken.
“Sen git, hayatına yeni bir şehirde başla ve bizler de akın hâlinde oralara gelmeye hazır olduğumuzda gelip yerleşiriz. Pek yakında orada bir gazete çıkarmak isteyeceksin, ben de bir tane yönetirsem hiç de fena olmaz. Buralarda çok sıkı çalışıyorum, hiç olmazsa kendime ait olur.” diye fikir sundu Demi. Basın çizgisinde kendisinin sivrildiğini düşününce soluğu kesilmişti.
“Oralarda yeni bir üniversiteyi kolayca inşa edebiliriz. Bu aslan parçası Batılılar bir şeyler öğrenmeye açlar ve en iyisini fark edip seçmekte oldukça hızlılar.” diye ekledi genç görünümlü Bay March, o geniş Batılı arazilerinde kendi gelişmekte olan kurumlarının mantar gibi bittiğini, her zaman isabetli tahminlerde bulunan kişiliği ile dikkatlice düşünerek.
“Sen yoluna devam et, Dan. Bu harika bir plan ve seni her zaman destekleriz. Hatta ben bile birkaç bozkıra ve kovboya yatırım yapmayı düşünebilirim.” dedi Bay Laurie, her zaman bu genç delikanlılara yardım etmeye hazırdı, sadece destekleyici sözlerle değil, aynı zamanda her zaman açık olan cüzdanıyla da.
“Biraz para, insanın hayatında istikrarı sağlıyor ve onunla yatırım yapmak onun dayanak noktası oluyor. En azından bir süreliğine. Neler yapabileceğimi görmek istiyorum ve bu işe kalkışmadan önce sizinle görüş alışverişinde bulunmak istedim. Yıllardır bu işin bana uygun olup olmadığı konusunda hep şüphelerim olmuştur ama en azından, yorulduğum zaman bağlarımı koparabilirim.” diye cevap verdi Dan, planlarını anlattığı bu arkadaşlarının yoğun ilgisi karşısında hem duygulanmış hem de memnun olmuştu.
“Ben oradan kesinlikle hoşlanmayacağını düşünüyorum. Bütün dünyayı aylak aylak gezdikten sonra bir tane çiftlik sana korkunç derecede küçük ve aptalca gelecek.” dedi Josie, gezginci hayatın romantizmini daha çok tercih ediyordu. Çünkü Dan’in, her eve döndüğünde anlatacak heyecan verici hikâyeleri ve güzel hediyeleri oluyordu.
“Oralarda sanat eserleri var mı?” diye sordu Bess. O sırada ışık yan taraftan vuruyordu ve ayakta durmuş konuşan Dan’in siyah beyaz çalışmasının ne kadar da hoş olabileceğini düşündü.
“Orada doğa ile iç içe olacaksın tatlım ve bu çok daha iyi bir şey. Model olarak kullanabileceğin muhteşem hayvanlar bulacaksın ve boyamak için asla Avrupa’da göremeyeceğin manzaralarla karşılaşacaksın. Hatta alelade bal kabakları bile oralarda daha büyük. Tiyatronun açılışını Dansville’de yaptığında onların birinin içinde Sinderella’yı bile oynayabilirsin, Josie.” СКАЧАТЬ
14
15
Arbaces;