Savaş ve Barış I. Cilt. Лев Толстой
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Savaş ve Barış I. Cilt - Лев Толстой страница 45

Название: Savaş ve Barış I. Cilt

Автор: Лев Толстой

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6865-50-1

isbn:

СКАЧАТЬ ederim ki tepetaklak edecektir. Bu savaş, kardeşlerimin yanı sıra beni yürekten bağlı bulunduğum birinden daha ayırdı. O sınırsız heyecanı içinde hareketsiz ve eli kolu bağlı kalamayarak üniversiteyi bırakıp orduya katılan genç Nikolay Rostof’tan söz etmek istiyorum. Size hemen itiraf edeyim ki sevgili Mariyacığım, onun çok genç olmasına rağmen orduya katılışı benim için son derece acı bir şey oldu. Geçen yaz size anlattığım bu gençte öylesine asil bir ruh ve öylesine bir gençlik tutkusu var ki çağımızda, bizim yirmi yaşındaki ihtiyarların arasında bu tür bir heyecana doğrusu pek az rastlanır! O kadar açık yürekli ve iyi kalpli bir insan ki! Aynı zamanda da o kadar temiz ve o kadar şiir dolu bir varlık ki onunla olan ilişkilerim, tüm gençliğine rağmen şimdiye kadar bunca acı çekmiş olan yüreğim için en tatlı teselli kaynağını meydana getirdi. Bir gün size onunla nasıl vedalaştığımızı ve bu vedalaşma sırasında birbirimize neler söylediğimizi anlatırım uzun uzun. Şimdilik her şey henüz o kadar taze ki! Ah sevgili kardeşim, aynı zamanda yakıcı birer dert olan bu zevkleri tatmadığınız için ne denli mutlu olduğunuzu bilemezsiniz! Mutlusunuz çünkü o dertler, verdiği zevkten çok daha büyük ve kahredici… Bilmez değilim, Kont Nikolay o kadar genç ki benim için bir arkadaştan başka bir şey olamaz. Ama bu arkadaşlık çok tatlı bir şey… Kaldı ki o şiir dolu, o tertemiz duygular yüreğim için gerçek bir ihtiyaçtı… Neyse, bu konuda yeterince konuştum… Şu anda bütün Moskova’yı çalkalandıran en önemli haber, ihtiyar Kont Bezuhof’un ölümü ve mirası… Düşünün ki üç prensese pek az bir şey kalmış bu mirastan, Prens Vasili ise hiçbir şey alamamış. Bay Piyer’e gelince: İnanır mısınız ki bu işten en kârlı çıkan o! Gerçekten de Bay Piyer, Kont’un tek mirasçısı olarak kabul edildi; ayrıca Kont’un yasal oğlu olduğu da İmparatorca onaylandı. Böylece Bay Piyer, Kont Bezuhof unvanını resmen aldığı gibi Rusya’nın en büyük servetine de sahip oldu! Dendiğine göre Prens Vasili bütün bu hikâyede pek çirkin bir rol oynamış, dolayısıyla da Petersburg’a utana sıkıla dönmek zorunda kalmış!

      Bütün bu miras ve vasiyetname işlerinden hemen hiçbir şey anlamadığımı itiraf etmeliyim. Bildiğim bir şey varsa o da hepimizin sadece Bay Piyer olarak tanıdığımız genç adamın Kont Bezuhof unvanını alıp da Rusya’nın en büyük servetlerinden birine sahip olduğundan beri, gelinlik çağda kızı olan annelerin onunla konuşurken seslerinin tonunu belirgin bir şekilde değiştirdikleri ve söz konusu genç kızların da söz konusu baya karşı çok farklı bir şekilde davranmaya başladıklarıdır! Bunları görerek eğleniyorum için için. Sırası gelmişken söyleyeyim ki o bay bana daha ilk gördüğümden bu yana üzerinde durulmaya değmeyen bir kişi duygusu vermiştir. İki yıldır bana hemen herkes, çoğunun yüzünü bile görmediğim nişanlılar bulup yakıştırmayı bir çeşit alışkanlık hâline getirdiği için Moskovalı çöpçatanlar takımı bu sefer de Kontes Bezuhovalığa yakıştırıyor beni! Böyle bir şeyi katiyen istemediğimi tabii anlıyorsunuzdur… Hazır evlenme konusundan söz açılmışken şunu da söyleyeyim: Biliniz ki “herkesin teyzesi” Anna Mihailovna, sizi evlendirmek için tasarladığı planı, bu büyük sırrı hiç kimseye aktarmamam şartıyla, bana açıklamış bulunuyor! Prens Vasili’nin oğlu Anatol. Zengin ve asil bir genç kızla evlendirmek istiyorlarmış delikanlıyı, annesiyle babası da sizi seçmiş… Böyle bir şeyi nasıl karşılayacağınızı bilemiyorum ama bunu size bildirmeyi bir ödev saydım. Dendiğine göre Genç Prens çok yakışıklı ve bir o kadar da çapkınmış. Hakkında bütün öğrenebildiğim bundan ibaret…

      Bir hayli gevezelik ettim yine. İkinci yaprağı da doldurmak üzereyim. Annemse öğle yemeğine Apraksinlere gitmek üzere beni beklemekte…

      Size mektupla birlikte yolladığım mistik kitabı mutlaka okuyunuz. Bu kitap bizim burada büyük bir ilgi uyandırdı, okumayan kalmadı diyebilirim! Güçsüz insan aklının güçlükle kavrayabileceği konuları ele alıyor gerçi ama yine de çok güzel bir eser. İnsanın ruhunu hem sakinleştiriyor hem de yüceltiyor. Görüşmek üzere. Babanıza saygılar, Matmazel Bourienne’e de iyi dileklerimi sunarım. Sizi sevgiyle kucaklıyorum.

JULIE

      Not: Erkek kardeşinizle o şirin eşinden bana haberler iletmenizi bekliyorum.

      Prenses Mariya daldı bir an, düşünceli bir edayla gülümsedi (Işıl ışıl gözleriyle aydınlanan yüzü değişivermişti birden.). Çok geçmeden cevap yazmaya karar verip doğruldu. Masaya yaklaştı ağır adımlarla, bir kâğıt aldı. Biraz sonra eli, hızlı hızlı gidip geliyordu kâğıdın üzerinde. Arkadaşına verdiği cevapta şunları yazmaktaydı:

      Chère et excellente amie. Votre lettre du 13 m’a causé une grande joie. Vous m’aimez donc toujours, ma’poétique Jülie. L’absence dont vous dites tant de mal, n’a donc pas eu son influence habituelle sur vous? Vous plaignez de l’absence que devraisje dire, moi, si j’osais me plaindre, privée de tous ceux qui me sont chers? Ah! si nous n’avions pas la religion pour nous consoler, la vie serait bien triste. Pourquoi me supposezvous un regard sévère, quand vous me parlez de votre affection pour le jeune homme? Sous ce rapport je ne suis rigide que pour moi. Je comprends ces sentiments chez ies autres et si je ne puis les approuver, ne les ayant jamais ressentis, je ne les condamne pas. Il me parait seulement que l’amour chrétien, l’amour du prochain l’amour pour ses ennemis est plus méritoire, plus doux et plus beau, que ne le sont les sentiments que peuvent inspirer lesbeaux yeux d’un jeune homme à une jeune fille poétique et aimante comme vous.

      La nouvelle de la mort du comte Bezoukhov nous est parvenue’ avant votre lettre, et mon père en a été très affecté. Il dit que c’était l’avantdernier représentant du grand siècle et qu’à présent c’est son tour; mais qu’il fer,a son possible pour que son tour vienne le plus tard possible. Que Dieu nous garde de ce terrible malheur! Je ne puis partager votre opinion sur Pierre. Que j’ai connu enfant. Il me paraissait toujours avoir un coeur excellent, et c’est la qualité que j’estime le plus dans les gens. Quant à son héritage et au rôle qu’y a joué le Prince Basile, c’est bien triste pour tous les deux. Ah! chère amie, la parole de notre divin Sauveur qu’il est plus aisé à un chameau de passer par le trou d’une aigulle qu’il ne l’est à un riche d’entrer dans le royaume de Dieu, cette parole est terriblement vraie; je plains le Prince Basile et je regrette encore davantage Pierre. Si jeune et accable de cette richesse que de tentations n’auratil pas à subir! Si on. me demandait ce que je désirerais le plus au monde, ce serait d’être plus pauvre que le plus pauvre des mendiants. Mille grâces, chère amie, pour l’ouvrage que vous m’envoyez, et qui fait si grande fureur chez vous. Cependant, puisque vous me dites qu’au milieu de plusieurs bonnes choses il y en a d’autres que la faible conception humaine ne peut atteindre, il me parait assez inutile de s’occuper d’une lecture inintelligible, qui par là même ne pour rait être d’aucun fruit. Je n’ai jamais pu comprendre la passion qu’ont certaines personnes de s’embrouiller l’entendement en s’attachant à des livres mystiques qui n’élèvent que des doutes dans leurs esprits, exaltent leur imagination et leur donnent un caractère d’exagération tout à fait contraire à la simplicité chrétienne. Lisons les Apôtres et l’Evangile. Ne cherchons pas à pénétrer ce que ceuxlà renferment de mystérieux, car comment oserionsnous, misérables pécheurs que nous sommes, prétendre à nous initier dans les secrets terribles et sacrés de Providence tant que nous portons cette dépouille chamelle qui élève entre nous’ et l’Éternel un voile impénétrable?

      Bornonsnous donc à étudier les principes sublimes que notre divin Sauveur nous a laissées pour notre conduite icibas; cherchons à nous y conformer et à les suivre, persuadonsnous que moins nous donnons d’essor à notre faible esprit humain et plus il est agréable à Dieu, qui rejette toute science ne venant pas de. Lui; que moins nous cherchons à approfondir ce qu’il Lui a plu de dérober à notre СКАЧАТЬ