Nutuk. Мустафа Кемаль Ататюрк
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Nutuk - Мустафа Кемаль Ататюрк страница 27

Название: Nutuk

Автор: Мустафа Кемаль Ататюрк

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6862-56-2

isbn:

СКАЧАТЬ Kongre’ye şu şekilde açıklandı: “Eskişehir ve Afyonkarahisar’daki İngiliz kuvvetleri bir o kadar daha artırıldı. General Miller Konya’ya geldi. Konya Valisi Cemal Bey ve Ankara Valisi Muhittin Paşa karşı koymakta tereddüt ediyorlar. Yeni Kastamonu Valisi Ali Rıza Bey de tıpkı Cemal Bey cinsinden bir adammış. Muhterem arkadaşların böyle durumlar karşısında şiddetle hareket taraftarı olduklarını bildiğimden acele ve şiddetli tedbirler alınmasını Fuat Paşa’dan rica etmiştim. Fuat Paşa da Kongre’nin kendisine olan güvenine dayanarak Kongre adına gereken tebligat ve teşebbüslerde bulunmuştur. Bu hareket tarzının yüksek heyetinizce kabul edilmesini rica ediyor. Fuat Paşa, valilere sert ihtarlarda bulunuyor. Bölgelere yüksek rütbeli subaylardan millî komutanlar tayin ediyor ve bu komutanlara millet adına her çeşit yetki verilmiştir, diyor.” Kongre teklifi kabul etti. Bundan sonra şu yolda açıklamalara devam ettim:

      Buraya Galip Bey adında bir vali tayin edilmiş, geliyormuş fakat bunun Harput Valisi Ali Galip Bey mi, yoksa Trabzon Valisi Mehmet Galip Bey mi olduğu anlaşılamadı. Fakat biz başka bir bilgi elde ettik. Mister Nowil adında bir İngiliz Binbaşısı Bedirhanlılardan Kamuran, Celadet ve Cemil Beyler ile beraber yanında on beş kadar Kürt atlısı olduğu hâlde Malatya’ya gelmiş ve Mutasarrıf Bedirhanlı Halil Bey tarafından karşılanmışlardır. Harput Valisi de görünüşte bir posta hırsızını takip bahanesiyle otomobille Malatya’ya gelmiştir. Bu maksatla bunlara Adıyaman’daki müfreze de verilmiştir. Maksatlarının Kürtleri, Kürdistan kurulacağı vaadiyle aleyhimize ve bize karşı suikast yapılmasına sevk etmek olduğu anlaşılmış ve karşı tedbirlere de başvurulmuştur. Mesela Vali’yi ve diğerlerini tevkif ettirmek istiyoruz. Malatya Mutasarrıfı da Kürt aşiretlerini Malatya’ya çağırmıştır. Bu durum üzerine 13’üncü Kolordu bölgesinde faaliyete giriştik. Gereken tedbirler alınmıştır. Yarın akşam Harput’tan gönderilen bir askerî birlik bozguncuları ortadan kaldıracaktır. Buradaki Kolordu Komutanı da gereken tedbirleri almıştır. Malatya ve diğer yerlere de gerekli emirler verilmiştir.

      Efendiler, Sivas Kongresi’nin hemen bütün devamı süresince sinirlere gerginlik verecek mahiyette haberler almaktan geri kalmıyordum. Ancak aldığım bütün bilgileri olduğu gibi Kongre heyetine arz etmekte faydadan çok mahzur buluyordum. Gördünüz ki şimdi açıkladığım üzere, hakikaten tehlikeli sayılabilecek mahiyette olan Ali Galip meselesinden de bahsederken ihtiyatlı bir dil kullanmayı tercih etmiştim. Bence en önemli mesele, her türlü güçlük ve tehlikelere rağmen Sivas Kongresi’nin neticeli kararlarla görüşmelerini bir an önce tamamlamış olmak ve bu kararları memlekette uygulamaya girişmekti. Bütün memleketi içine alan teşkilat nizamnamesinin ve umumi kongre beyannamesinin hemen basılarak her tarafa dağıtılması yoluna gidildi. Yalnız umulmadık yeni hadiseler karşısında kalındığından, Kongre sona erdiği hâlde Kongre heyetinin yeni durumların gelişmesini takip etmek üzere Sivas’ta kalmalarını uygun gördüm ve gerekirse daha kuvvetli olağanüstü bir kongre toplamak için de hazırlıklarda bulundum. Ali Galip’in kaçması üzerine, Kongre heyetini Sivas’ta alıkoymaktan vazgeçildiği gibi Ferit Paşa Kabinesinin düşmesi üzerine olağanüstü kongre toplanmasına da ihtiyaç görülmedi (Ves. 55).

      Ali Galip Hadisesi

      Şimdi efendiler, mücadele tarihimizde önemli bir olay teşkil eden Ali Galip meselesi hakkında, müsaade buyurursanız biraz geniş açıklamalarda bulunayım.

      Efendiler, daha temmuz başında, Erzurum’da bulunduğum zaman, Celadet ve Kamuran Ali adında iki şahsın yabancılar tarafından bol miktarda parayla İstanbul’dan Kürdistan’a gönderileceği, bunların menfi propaganda ve aleyhte kışkırtmalar yapmakla vazifelendirildikleri ve bir iki gün içinde hareket etmiş veyahut edecek oldukları haber verildi. Bu haber üzerine, bunların gürültüye meydan vermeden takip edilerek yakalanmaları lüzumunu 3 Temmuz tarihinde Diyarbakır’da 13’üncü Kolordu Komutanı’na ve ayrıca Kurmay Başkanı olan Halit Bey’e ve Canik Mutasarrıfı’na bildirdim.

      20 Ağustos’ta, 13’üncü Kolordu Komutanı’na verdiğim emirde, adı geçen insanların İstanbul’dan hareket ettiklerinin bildirildiğini ve alınacak tedbirler arasında, bilhassa Mardin istasyonunun sıkı bir kontrol altına alınmasının uygun olacağını yazdım.

      Sivas Kongresi’nin ikinci günü, yani 6 Eylül tarihinde “Bedirhanlı ailesinden Celadet ve Kamuran ile Diyarbakırlı Cemil Paşazade Ekrem adlarında üç şahsın, yanlarında, vaktiyle Diyarbakır vilayetinde aleyhimizde propaganda yapan bir yabancı subay bulunduğu hâlde, silahlı Kürtlerin muhafazasında Elbistan ve Arga üzerinden Malatya’ya geldikleri ve Mutasarrıf ile Belediye Başkanı taraflarından karşılandıkları 13’üncü Kolordunun yazısından anlaşılıyor.” 15’inci Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa’nın 3’üncü Kolordu Komutanlığına, buna dair gönderdiği 6 Eylül 1919 tarih ve 529 numaralı şifresinde verilen bilgide: Yabancı subayın, Türk, Kürt ve Ermeni nüfusunu incelemek üzere İstanbul Hükûmetinin izniyle dolaştığını söylediklerini, Malatya’da bulunan süvari alayının mevcudu az olduğundan bunları yakalamaya cesaret edemediğini, bununla beraber bunların derhâl yakalanması için İstanbul’a başvurulduğu 13’üncü Kolordudan bildirilmiştir. Bu adamların ne maksat ve vazife için nereleri gezecekleri hakkında bildiklerini Harput Valisi’nden sordum.” denilmekteydi (Ves. 56). Harput Valisi Ali Galip Bey’dir. Bu adamların ne maksatla geldiklerini 3 Temmuz tarihinden beri biliyoruz. Beş-on silahlı Kürt’e karşı, bir süvari alayının mevcudu az görülmüş, yakalanmalarına cesaret edilememiş; asıl şaşırtıcı olan husus, bunların yakalanması için İstanbul’a başvurulmuş olduğu haberidir!.

      Bu küçük ve önemsiz gibi görünen noktaları o zamanki durumu görüşte dikkate değer anlayış ve zihniyet farkları olduğunu gösterdiği için kayıt ve işaret ediyorum.

      Diyarbakır’da, 13’üncü Kolordu Komutanı’nın hareket tarzı şüpheli görüldüğünden, doğrudan doğruya bu Kolordunun kurmay başkanına 3’üncü Kolordu Komutanı’nın imzasıyla 7 Eylül 1919 tarihinde yazılan (kişiye özel) şifrede Vali Galip, Malatya Mutasarrıfı Halil, Kamuran, Celadet ve Ekrem Beyler ile beraber İngiliz binbaşısının mutlaka yakalanmaları ve Sivas’a gönderilmeleri için Elazığ’da bulunan 15’inci Alay Komutanı İlyas Bey’in bizzat emrinde altmış kadar atlı ve katırlı askerden ibaret bir müfrezenin en geç olarak 9 Eylül’de Harput’tan Malatya’ya hareketi hakkında, işin bir an önce bitirilmesi bakımından, doğrudan doğruya tebligat yapıldığı bildirildi ve müfrezenin derhâl hareketinin sağlanması rica edildi. 8 Eylül’de, Sivas’tan da bir otomobille bazı subaylar gönderileceği malumatı verildi (Ves. 57).

      Diyarbakır’dan, Kurmay Başkanı’nın 7-8 Eylül 1919 tarihiyle bana gönderdiği şifrede:

      “Yakalama hakkındaki arzuyu öğrendim. Bu hususta Komutan Bey’in emir vereceğini hiç sanmıyorum. Çünkü askerî vasıflarını çok iyi biliyorum. Tarafımdan yapılacak tebligatı ise, olduğu gibi yerine getirmekte tereddüt ederler. Bu hususta İstanbul ile haberleşmekteyiz. Bu duruma göre, ne yapılacağının tayini yüksek kararınıza bağlıdır. Şifre kaleminin 357 numarasıyla arz edilmiştir.”

13’üncü Kolordu Kurmay BaşkanıHalit

      EIazığ’daki Alay Komutanı İlyas Bey’den, 13’üncü Kolordu Komutanı’nın emrine cevap olarak gelen 8 Eylül tarihli telgrafta da “Kolordudan aldığım emir üzerine hareketim geri bırakılmıştır. Kolordunun izni olmadan, buradan hareket etmekliğim uygun olmayacağından hareket emrimin Kolordudan bildirilmesine, lütfen yardımcı olunuz.” denilmekteydi (Ves. 58).

      Halit СКАЧАТЬ