Çolpan. Naim Kerimov
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Çolpan - Naim Kerimov страница 13

Название: Çolpan

Автор: Naim Kerimov

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6853-29-4

isbn:

СКАЧАТЬ zikredilen iktibaslar, Süleyman bezzazın tek oğlunun her bakımdan bilimli bir kişi olarak yetişmesi için hususi muallimler tuttuğunu, Çolpan’ın okuma yazmayı çok erken öğrendiğini, Nogay hocadan Rus dilini, Maksud ve Münif efendilerdan Kur’ân-ı Kerim hakkında tahsil aldığını doğrulamaktadır.

      Bu konuya dâhil edilen iktibaslardaki hatalı bilgilerin değerli okuyucuları yanlış bir kanaate sürüklememesi için şunu da söyleyelim: Çolpan’ın Andicanlı meşhur zengin Mirkâmil hakkındaki yazısı sekiz-dokuz yaşında iken değil, belki 1914 yılında yazılmıştır. Şair bu sırada 16 yaşındadır. Yazıda Mirkâmil zenginin cimriliği değil, bilâkis maarif ve kültür işlerine karşı ilgisiz davranması tenkit edilmiştir. Ayrıca, bu yazı yüzünden Çolpan ile babası arasında ufak tefek birtakım sözler sarf edilmiş.

      Fâika ananın hatırladığı “iki katlı binalar”ın birinde Rus-Tüzеm mektebi açılmış, mahallî gençlerin Rus dilini öğrenmeleri kolay olsun diye onlara Tatar muallimleri tutulmuştu. Tarihî şartların Rus dilini bilmeyi gerektirdiğini hisseden Süleyman bezzaz, Abdülhamid’i bu mektebe vermiştir.

      Andicanlı şair Vâsıt Sa’dulla arşivinde Çolpan’ın birkaç şiiri muhafaza edilmiş. Bu şiirler arasında Çolpan’ın hayatına dair bazı kayıtlar da bulunmaktadır. Böyle kayıtların birinde, Vâsıt Sa’dulla eli ile şöyle sözler yazılmıştır: “Hâfız efendi adlı Türk, Andican’da Çolpan’ı okutmuş (1910 -1912 yıllarında). Russkо-Tuzеmnaya şkоlada Andican ve Oş şehirlerinde okumuş (1912 -1915 yıllarında).”

      Bu sözler, Fâika ananın verdiği malûmattan hayli farklı olsa da, onların hakikatten uzak olduğunu söylemek için esaslı bir delilimiz mevcut değildir. Çolpan’ın, gerçekten de, 1910 – 1912 yıllarında Hâfız efendi adlı bir Türk’ün elinde okumuş olması bir ihtimaldir. V.Yan’ın günlüklerinde sözünü ettiği Türk, ihtimal, bu Hâfız efendidir. Şairin Rus-Tüzеm mektebindeki tahsili ise 1915 yılına kadar devam etmemiş olsa bile 1912-1914 yıllarında gerçekleştiği görülmektedir.

      Türkistan’a 1884 yılında askerî vali olarak tayin edilen gеnеral Rоzеnbah, vilâyet askerî valilerine yolladığı mektubunda Rus-Tüzеm mekteplerindeki okuma süresini kısaltıp, mahallî gençlerin canlı olarak Rus dilinde muamelede bulunma melekesine sahip olmalarına imkânlar tanınmasını buyurmuş. Bunun neticesi olsa gerek, Rus-Tüzеm mekteplerindeki derecelerin seviyesi çok düşmüştür. İlminski’nin İ.A.Bоbrоvnikоv adlı öğrencisi Andican’da da bulunup, 20 talebeden 14’ünün Rusça basit sözleri bile tanınmayacak derecede bozarak yazdıklarını görmüş. Bоbrоvnikоv çantasından mendilini çıkarıp, onlardan bu hareketini Rus dilinde ifade etmelerini istediğinde, büyük gruptaki 4 iyi seviyedeki talebelerden biri şöyle yazmış: “Оdin çеlоvеk vzyal svоy karman оdin bеla (“platоk” dеmek istiyor).

      Çolpan’ın işte böyle bir mektepte Rus dilini iyi öğrenmesi mümkün değildi. Bunun için Süleyman bezzazın Çolpan’a Rus dili için de muallim tuttuğu hakkında S.Ahmеdоv’un söylediği sözler temelsiz değildir. Bu sözlerin doğruluğunu V.Dedecanov da kendi hatıralarında tamamen tasdik etmektedir:

      “1910 – 1912 yıllarında başlangıç malûmatını tamamlayan Abdülhamid, Andican medresesinde, aynı zamanda Rus- Tüzеm mektebinde okumaya başlamış ve bu dersleri iyice öğrenmede ona bir bankanın hususi danışmanı (Pоlyakоvskiy veya Pоlyanоvskiy) Rus dili, edebiyatı ve hukukuna dair hususi tarzda ders vermiştir ki, biz onun tesirini ‘Keçe ve Kündüz’ rоmanındaki hukukî maceraların hayli açıkça ifade edilmesinden görüyoruz. Çolpan’ın ailesinde o sıralarda ikamet eden ve hâlen Andican şehrinde yaşamakta olan 94 yaşındaki Nâfile muallimenin anlattığına göre, bu Rus hoca gayet edepli, bilgili bir kişi olup, Müslümanlık an’anelerine de büyük hürmet göstermektedir.”

      Bu hatıradan fakat şöyle bir sonuç çıkarmak mümkündür: Çolpan balalık çağlarında Rus-Tüzеm mektebinde Nogay hoca elinde okumaktan başka, “Müslümanlık an’aneleri”ne hürmet eden ve az-çok Özbek dilini de bilen banka görevlisi Pоlyanоvskiy yahut Pоlkоvskiy adlı kişiden de Rus dili hakkında hususî ders almıştır.

      Yeri geldiğinde söylemek gerekir ki, Andican’daki Rus-Tüzеm mekteplerindeki 19 muallimden 8 tanesi Tatar’dır. Bu kesin bilgi, Fâika ananın “iki katlı bina”da Nogay hocanın Çolpan’a Rus dilini öğrettiğine dair hatırasını da tam olarak doğrulamaktadır. Ayrıca Çolpan’ın Andican ve Oş’taki Rus-Tüzеm mekteplerinde tahsil gördüğüne dair V.Sa’dulla arşivindeki kayıt da hakikate yakındır.

      Çolpan 1914 yılında “Ayna” dergisinde yayımlanan “Oş” adlı yazısında şöyle bir manzara çizmektedir:

      “Oş, Türkistan’ın başka şehirlerine nazaran her taraftan geride kalmıştır. Burada, yeni usûlde iki mektep bulunmaktadır. İkisinde de 20 adet bala okumaktadır. Bir ‘Russkiy-Tuzеmniy uşkul (şkоla – N.K.)’ var. Bunda da gündüz 40 kadar, akşam ise (vеçеrniy kursda) 30 kadar Müslüman balaları okumaktadır. Bunda özel statüde okuyanlar da 5 – 6 kişi var.”

      Böyle bir malûmatı, bu mekteplerden ancak iyi haberdar olan birinin bilmesi mümkündür.

      Böylece söylemek mümkündür ki, Çolpan önce eski mektepte okuma yazma öğrenmiş, sonra medresede okumuştur. Sonra Süleyman bezzaz tarafından tutulan hususî muallimlerin yardımıyla Türk, Fars, Arap ve Rus dillerini öğrenmiştir. Babası, dedesi müezzin olan bezzaz, oğlunun Kur’an-ı Kerim’i iyi hatmetmesi için bütün şartları hazırlamıştır. Bundan başka o, Çolpan’ın Andican ve Oş’taki Rus-Tüzеm mekteplerinde okumasını her bakımdan kollayıp desteklemiştir. Bu şekilde geleceğin şairindeki ilme olan susuzluğu yavaş yavaş kanmaya başladı. İlim öğrenme yolundaki bu gayretler, Çolpan’ın Taşkent’e geldiği 1914-1915 yıllarına kadar muntazam şekilde devam etti.

** *

      Bendenizin 1987 yılının yazında Fâika ana ile olan sohbetim sırasında o bana: “Ninem ilimli bir kimse olsalar da anam okuma yazmadan uzak bir insandı. Bunun için de, ihtimal, ağabeyimin edebiyata olan merakı onlar tarafından yeterli derecede olmamıştır”, demişti. Ananın vefatından biraz önce, 1995 yılı yazında olan sohbette ise o ilk defa Uzra nine adını zikretti.

      Uzra nine, Çolpan’ın hayatında mühim bir yeri olan başka bir simanın, Zahiriddin A’lem’in hanımı olup, çokça tarihî olaylardan haberdar, Özbek halk şifahî sanatını bilenlerden birisiymiş.

      Zahiriddin A’lem, Andican’ın Takavay mahallesinden. Şimdi onun yaşadığı evin yerinde Çolpan adlı Andican Diller Pedagoji Enstitüsünün sağlık binası bulunmaktadır. A’lem’in babası Mirza Kâsım, Andican’ın muteber kadılarından, onun babası Mircevher ise köyün aksakalı olmuş. Geçen asrın 60’lı yıllarında Ruslar bu toprağa sayısız denecek kadar ordu sürüp geldiklerinde, o kendi askerleri ile müzakere etmek için Rus gеnеralinin huzuruna gitmiş. O sırada daha önce Andican’a gönderilip, hangi makam sahibinin ne vaziyette olduğunu iyi öğrenen casus, gеnеrale aksakalın bütün hareketlerinden haberdar olmasını istemiş. Bu sözü işiten yaveri, birden kılıç çekip, aksakalın başını tıpkı bir kelek gibi koparıp atmış. İhtimal ki, bu, Rus gеnеralinin şehin önde gelenlerine psikolojik olarak tesir etmeye yönelik ve önceden planlanmış bir işidir.

      Hülâsa, Zahiriddin A’lem ne kadar asilzade СКАЧАТЬ