Название: Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2
Автор: Şaban Mahmudoğlu Kalkan
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6852-48-8
isbn:
Sanki bu toprakşlarda nöbet tutuyor
Cesaret kardeşim
Cesaret diyor kalbim…
KÖYÜMDE 1989 ISSIZLIĞI
(Ağabeyim Hasan Bilal ile eşim Salih Hakkıev’in gece konuşmalarından sonra yazılan şiir.)
Yeşil tarlalar umutsuz, mutsuz
Evlerin çoğu kimsesiz.
İnsan izi kalmamış yamaçlarda
Türkmen beyin torunları
Tek, tek göçmüş başka diyarlara…
Batıyor batıdan güneş
Parlıyor çoban yıldızı
Bir kaç insan, dönüyor yorgun, sessiz
Dağılmış, perişan yuvaları sinsi, sinsi…
Vatan dediğin şey İnsandır elbet
Meleyen kuzu, ağlayan bebek
Eş, dost kalmadı yanıbaşımda…
Ağlarım bakıp, bakıp sana
Hayat ırmağında yıkanan
Altın gibi ebediyyen parlıyarak.
Koruduğum sürece bu diyarı
Parlayacak yine çoban yıldızı....
Ay bir çiçek gibi açacak adeta
Gökyüzünde ki çardakta
Kavuştuğu an
Çalışkan insanlarına.
DELİORMAN
Deliorman asırların gür sesi
İnsanıyla sarmaş dolaş yaşayan…
Ağıt yazar Demir Baba çeşmesi
Aşık gibi sevgiliye dert yakan…
Ormanında güvermiş meşeleri
Toprağına ter döker efeleri
Gündüz sıcak, serindir geceleri
Deiorman sevgiliye dert yakan.
BU AKŞAM
Kızım Sevda’ya
Bu akşam yüzüyor gecelerde düşüncelerim
Yüreğimin gizli derinliklerinde
Günlerimi değerleştiren
Gecenin geçmeyen saatleri
Mahvetti beni
Düşünürken seni…
Bu akşam
Yuvarlak dolunayın altında
Yine arayacağım uykumu.
Yüreğime inecek bitmeyen acı
Gözlerim arayacak
Günün doğacak gölgesini…
Kendi derdimle kaldım burada
Yalnızlığı kokladım o anda
Sonbaharda kurumuş yapraklarda.
Bugün de akşam oldu.
Bu akşam
Yine yüzecek gecelerde
Düşüncelerim.
BENİM ŞEHRİM
Deliorman’da Razgrad’ın olduğu semtte
Eşsiz Lom nehrinin aktığı yerde
Tüm sokalklarını geziyorum….
Karşılaştığım insan yüzlerinde
Zaaftan, acıdan izler görüyorum.
Bu insanların haykırışlarında
Çaresizliğnde gençliğin
Bütün seslerde,bütün yasaklarda
Beyinlerine vurulan zinciri görüyorum…
Nasıl ağlıyorlar içten sessizce
Karartılmış günlerini gördükçe
İşsizlik çökmüş içlerine
Bir umut bekliyorlar elbette….
Ama nerede, yeryüzünün tanrısı
Umutmuş onları doğrusu…
Merhemet denen duygu kalmamış
Hayat bir arayış beyhude
Çünkü herşey insanın beyninde.
VEFATNAME
Ağabeyim Hasan Bilal’a
Bir Eylül sabahı getirdi
Senin kara haberini
İçime bir ateş düştü ki sorma
Rüzgarın asvurdu, güneşin kavurdu…
Ölüm haberin
Yaktı,tutuşturdu beni.
Oysa ben, Eylüllü severdim
Güz çiçeklerinin açışını
Yaprakların sararışını....
Bu defa bir açış açtı ki, sorma
Şimdi yaklaşınca sarı yapraklara
Hala titrerim.
Demek, zaman Eylüldür derim
O zaman o ateş yine yanmaya başlar
Paramparça olur dünyam benim…
Seni arıyuorum, sözde yaşıyorum
Yaklaşınca her Eylül
Bu böyle olacak…
Seni unutmak
Asla mümkün olmayacak.
BENİM ODAM
Saat sinirli, sinirli tik taklıyor
Çiçekler gülerek soluyor
Müzik ve şarkı sesleeri
Ellerim birşeylşer yazıyor…
Odam yine yaşıyor
Kendi tuhaf özel hayallariyle
Rüzgar şiddetle savrularak
Sıcak endamlı vücu kavrularak
Yaşıyor odam gökyüzü maviliğini
Bekçisi olarak.
İçimde bir elem
Yüreğimde burukluk.
Yaşıyor odam tik taklayarak
Sinemi yakarak.
GÖKKUŞAĞI
Bir demet çiçek yapmak isterdim
Aşkım sana
O yağmur sonrası semada ki gök kuşağından
Ve СКАЧАТЬ