Название: Sabit Mukanov Romanlarında Diyalog Kullanımı
Автор: Rita Sultangaliyeva
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6852-24-2
isbn:
Klasik romantik dramaturjide, diyalog ile monoloğun işlevi aynı iken, realist dramda diyaloğun rolünün daha üstün olduğu fark edilmiştir.
Nesir eserlerde diyalog, yazar konuşmasıyla birlikte kelimelerle tasvir etmenin, resmetmenin bir türü olarak görülür.
Lirik eserlerde genellikle monolog önemliyken, bazı durumlarda şairler diyaloğa da dikkat etmişlerdir (diyaloğun lirik eserlerde ortaya çıktığını diyalog biçimindeki şiirlerden görmek mümkündür).
Diyalog, ayrı bir edebi yayıncılık türdür. (Platon, Lessing v.b. eserlerinde)
Diyaloğun epik eserden farkı, peşi sıra devam eden veya ek bir metinin olmamasıdır. Dram eserden farkı ise, hizmet sistemi olmamasıdır.”[41]
Sözü edilen durumlar, Rus dil bilimi ile edebiyatındaki diyaloğun araştırılma sonuçlarındandır. Diğer dil bilim ile edebiyat bilimlerinde de diyalog araştırılarak ele alınmaktadır. Örneğin, Alman filolojisinde diyaloğun iki türü verilmiştir:
1) Manzum (şiirsel) diyalog (şekilli hizmeti üstündür)
2) Mensur diyalog.
a) Teorik – bilgilendirici (Sokrat’ın eserleri)
b) Felsefi (Günlük konuşma ve karakterolojik) [37, 8 s] diye bölünmüştür.
İngiliz edebiyatında diyalogların anlam çeşitleri dile getirilmez ancak, eserdeki diyaloglara çok önem verilir. Diyaloğun kendine has özellikleri vardır. Bu özellikler; karşılıklı konuşan kahramanların ikiden az olmaması, sırayla konuşulması, diyaloğun hangi dilde sürdüğünü diyaloğu takip edenin anlaması, diyaloğa katılanların birbirini görmeleri veya en azından birbirlerini duymaları gerekmesidir.
Bazı araştırmalarda diyalog çeşitleri ve onların tipolojik özellikleri verilmiştir. Sosyal/çalışma alanındaki diyaloglar, sorgulama, değerlendirme diyaloğu, aile içindeki sohbet diyaloğu, vasıflandırma diyaloğu; tür açısından ele alındığında ise komik diyaloglar, trajik diyaloglar ve diğerleri. Yapı ve anlam açısından tanınmış İngiliz bilim adamı S. Berkner diyalog birimine çok dikkat çekmiştir.
H. Zags’ın öncülük ettiği Amerikalı araştırmacılar, diyaloğu kendi içinde hareket halinde olan sosyal süreç olarak değerlendiriyorlar. Diyalog, çift yönlü iletişim sürecidir. Diyaloğun her katılımcısı birer özne (şahıs) ve aynı anda diyalog içinde nesne (hedef) olarak hizmet eder. Diyaloğun en önemli özelliği, konuşan ile dinleyicinin sırayla hareket etmesidir. Konuşma ve dinleme sırasının sürekli değişmesi, Amerika’nın diyalog teorisinde önemli bir hususiyete sahiptir. Edebi diyaloğa sıradan diyalogdaki yazarın tecrübesi de dahil olmaktadır. [37].
Yukarıda verilen örneklere bakarak, diğer dil bilimlerde edebi diyaloğun çok çeşitli kullanım yollarının olduğunu, kahramanın karakterini ve özelliklerini ortaya koyan bu diyaloglar aracılığıyla yazarın ustalığının görülebileceğini, yapı özellikleriyle ilgili edebi bilgi ve becerilerini çeşitli şekilde kullandıklarını görebiliriz. Edebi diyaloğu hangi açıdan alırsak alalım, çok yönlü olduğundan dolayı kapsamlı bir araştırmayı gerektirmektedir. Bu konuda açıklığa kavuşturulmamış birçok konu bulunmaktadır. Diyaloğun epey ilginç yanlarını dikkate alırsak, onun çeşitli açılardan araştırılmasının bilime çok şey kazandıracağı kesindir.
“… Dram, hikâye, roman ve şiirlerdeki diyaloğun karakteristik ve poetik (şiirsel) özellikleri, repliklerin değişmesi kuralı ile eksil-tim türleri gibi edebiyat ile tiyatronun bütün türlerindeki diyaloğa has ve ait özelliklerin çoğunluğuna, dilciler bir yana, edebiyat araştırmacılarıyla sanatkârlar da yeterince ilgi göstermemektedir.” [42, 69 б] diyen akademisyen V. Vinogradov’un görüşleri, edebi metnin ayrılamaz parçasını çeşitli yönlerden, sanatın başka türlerindeki işlevsel özelliklerini de göz önünde bulundurarak, incelemek gerektiğini kanıtlamaktadır. Edebi eserin fikrinde, duygusal yönünde, öykü ve bileşim düzeninde diyaloğun yeri oldukça büyüktür. Daha önce bahsi geçtiği gibi, günümüzde bir yazarın eserindeki edebi değişimler hakkında yapılan incelemelerle birlikte, bilim alanında da diyaloğun bağımsız kuramsal bir mesele olarak ele alınıp araştırıldığı bellidir.
Biz diyaloğu büyük etki ettiği dram ve nesir türleri açısından karşılaştırarak incelemeye çalışalım. Dram eserlerde diyaloğun bazı monologların eşlik etmesiyle bütün hikâyeyi kapladığını biliyoruz. Yazar, açıklamalarının sürdüğü kısımların genel görünüşü ile durumunu ortaya koyarak oyuncuların rollerine tanım verir, kahramanların duygusal, psikolojik aktarımları konusunda önceden fikir verir. Fakat bütün bunlar, sahne metninin dışında olan şeylerdir. Bu yüzden diyalog, öyküde çatışmayı geliştirip sürdürmeli, karakteri ortaya koyma konusunda benzersiz kaliteye sahip olmalıdır. Bunun yanı sıra, dram kahramanlarının sohbeti aracılığıyla zaman ve mekân boyutları genişleyerek, neticede canlandırılan karakterin gelişimi aktarılır. Bundan sonra, adım adım psikolojik analizleri ortaya çıkarılır. Bazen yazar ile lirik birleşir, konuşmalar eserin ana fikrini açıkça gösterir ve karakterler o anki diyaloglara bağlı olarak gelişir, hikâyenin devamını getirir. İşler o günkü durumlar açısından değerlendirilir, geleceğin resmi tahmin edilir. Dramdaki diyaloglar, düşünce ile duyguların ebedi hareketi ve hayatın bir sembolü gibidir.
Ünlü yazar Antoine de Saint – Exupery’nin dediği gibi: “… iletişim insanoğluna has değerlerin biri olarak sayılmaktadır.” [43, 415 s]
İletişim konusunun ise diyaloğa dayanacağı aşikârdır. Diyalog aracılığıyla dış dünyanın tasvir edilebildiği, doğa ve portrelerin resmedilebildiği, eşya âleminin ve kahramanların kişisel duyumlarının betimlenebildiği bilinmektedir. Bilim adamları, dram türündeki diyaloğun bu işlevi gerçekçiliği tarafsız bir yaklaşımla muhakeme edebilme görevini tam olarak yerine getiremese de izleyenlerle dinleyicilere olay ve olguların sırlarını doğru bir biçimde anlamaları için epey doğru yol gösterebileceği hususuna dikkat çekmişlerdir.
İletişim konusunda A. Haraş: “Başka insanlarla iletişim içine girmek, bu insanın hayatının içine sızmak, onun sosyal doğasına, bilincine etki etmek, ruhsal etkinliklerinin sınırlarına dâhil olmaktır.” [44, 52-53 ss] gibi fikirler öne sürmüştür. Bu fikirlerin de bizim araştırma alanımız olan diyaloğun işleviyle ilgili olduğunu görebilmekteyiz.
Edebi nesir örgüsündeki diyaloğu incelemeden evvel, genel olarak diyaloğun edebiyatın önemli direği, kaynağı olarak sayılan folklorla ilişkisine değinmemek olmaz. Tanınmış bilim adamı Jumabay Abilov bir makalesinde: “Folklor, diyalog komedinin repertuar öğesidir.” [45, 78 s] demiş.
Bilim adamı, edebiyat alanında da tiyatro bilimlerinde de folklora dayanan tiyatronun yapısı hakkında bir teorinin olmadığını, halk tiyatrosu teriminin bilim alanında var olduğunu ve onun yapılandırılmış kuralları hakkında teorik adlandırmaların oluşmadığını dile getirir. ‘Komedi tiyatrosu diyaloğu, komedi türü diyaloğu gibi adlandırmaların oluşturulması, folklor ile komedi tiyatrosu diyaloğunun ilişkisidir.’ gibi önemli meseleleri de öne sürer.
Komedi diyaloğu, folklordan ayrı bir kavramdır. İcracılar öncelikle komedi diyaloğunu oluşturur. СКАЧАТЬ