Название: Sabit Mukanov Romanlarında Diyalog Kullanımı
Автор: Rita Sultangaliyeva
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6852-24-2
isbn:
“Savaşa gelen adam, düğüne gelmemiştir. Delikanlıların itiraz edip, olay çıkarttıkları doğru mu?” dedi Bazarhan yüzünü ekşiterek.
“Bilmiyorum.” dedi Askar.
“Niye bilmiyorsun?! Onların içinde olsan da bilmiyor musun?
“İçindedir, diye kim söyledi size?”
“Kim söyledi!..” dedi Bazarhan, dalga geçerek. “Kim söyleyecek, gelen haberler öyle.”
“Kimdendir o mektuplar?”
“Memleketin içini ala tay gibi karıştırıp gelmiştin.” dedi Bazarhan, Askar’a pis pis bakarak. “O yaptıklarını burada tekrarlamak mı istiyorsun? Ben de sana okumuş insandır diye inanmıştım. Bu kötü niyetini bilseydim…”
Bazarhan ne diyeceğini bilemeden susup kalmıştı.
“Durmayın, devam edin.” dedi Askar.
“Sen nasıl öldüğünü bile fark etmezsin!”
“Halkım için ölmeye hazırım ben.”
“Halk için…” dedi Bazarhan dudağını, ellerini oynatarak. “Halkı kötülerden korumuştun ya.”
“Senin nasıl koruyup kolladığın da bellidir” [60, 334 s]
…
İşte, gerçek tartışma diyaloğu, düello diyaloğu! Bu diyalog, ayrı ayrı bağımsız iki şahsın, halkın yüzü sayılabilecek delikanlıların kendi fikirlerini savunma mücadelesidir. Tartışma diyaloğu olduğu için, kahramanların konuşmalarında ima ve dolaylı olarak belirtme kalıpları yoktur. Söylenenler hem keskin hem de açıktır. Konuşma da düşünce de… Cephedeki askerler meselesi hakkında Askar ile Bazarhan Medelhanov’un zıt fikirleri yine çıkmaza girerek, kavgaya döner. Her iki muhalifin replikleri birbirlerine karşı olumsuz duygulara doludur.
Askar, odaya girmeden, sohbet başlamadan evvel Bazarhan çok neşesiz bir şekilde oturuyordu. Fakat Askar ile ilk defa karşılaştıklarından beri konuşmalarına bakarak, onun ‘Alaş Ordacıları’nı değil, sosyal demokratlığı seçtiğini fark edip onu sevmemişti. Fakat genç delikanlının peşine düşmüş, onu kontrol etmek için o ana kadar yaptıklarına tarafsız bakmaya çalışmıştı, ancak en sonunda Askar’ın onu ilgilendirmeyen siyasi meselelere karışmasına ve kendisine karşı gelmesine dayanamaz olmuştu. Ardından sabrı tükendi ve ağır konuşmaya mecbur kaldı.
Askar, Bazarhan’la alay etmek amacıyla “Durmayın!” diyerek, konuşmasını tamamlamasına izin verdi. Bazarhan sinirlenerek, “Sen nasıl öldüğünü bile fark etmezsin!” diye, Askar’ı korkutmak için değil, “Bu şekilde devam edersen, başını bir belaya sokarsın.” uyarısını yapmak için konuştu. Özellikle, Bazarhan’ın sözü ve mimikleri, içinde kopan fırtınaları, öfkesiyle kızgınlığını güzel bir şekilde tasvir etmektedir. Askar da “Benim davam, halkımın davasıdır.” diye, ‘Altı Alaş’ın ağabeyiyle’ tartışmaktan korkmamaktadır. Buna, farklı bakış açısını, değişik dünya görüşü sahiplerinin zıtlıklarını esas alan tartışma diyaloğudur demek mümkündür.
Askar ve Bazarhan, farklı amaçları olan, birbirine benzemeyen iki özel kişidir. Askar, halkı için yanıp tutuşan milliyetçi delikanlılardan biri olduğunu, cesurca yaptığı hal ve hareketleriyle ispatlamaktadır. Vatanperver Alaş Ordu’nun lideri Medelhanov Bazarhan, tarihin tekerlerini kendi çıkarları yönüne çevirebilme talepleri doğrultusunda, zaman ruhunun tepkisini canlandırmaktadır. Durumdan istifade edip Kazak halkına özerklik almak için mücadele eder. Fakat bütün bunlar, sıradan Kazak halkının geleceği için değildir. Altındaki niyet, eski zenginlerle egemen sınıfın özgür yaşantısını tekrar yaşatmaktır ve kendisi de sonunda han olmak için savaşmaktadır.
Alaş Ordu’nun yurttaşları hakkındaki düşüncelerimizi roman metnine dayanarak aktardığımızı hatırlatmak isteriz. Günümüzde onların aklandığı malumdur ve onlara karşı olan bakış açıları da değişmiştir. Ancak ne var ki, yazar S. Mukanov’un eseri, o zamanın ideolojisine uygun olarak çoktan kaleme alınmıştır bile. Bu sebeple bizler de, Alaş Orda yurttaşlarının portresini metinde olduğu şekliyle aktarmayı uygun buluyoruz.
Romandaki yönetici taraftarlarıyla halk temsilcileri arasında genellikle tartışma diyalogları meydana geliyorsa, bu iki grup, iki farklı görüş sahiplerinin, amaçları hiçbir zaman bir yerden çıkmayan kahramanlar arasındaki ilişkileri göstermektedir. Daha önce Kazak edebiyatında diyaloğun araştırılma konusuna değindiğimizde, E. Lizunova’nın Avezov sanatıyla ilgili araştırmalarından bahsetmiştik. Lizunova’nın bu çalışmasında Avezov’un ‘Abay Yolu’ roman epopesindeki tartışma diyaloğu, münakaşa diyaloğu, düello diyaloğu ve onların hangi kahramanlar arasında gerçekleşeceği hakkında fikirler öne sürdüğünü biliyoruz. Şimdi de bu romandaki tartışmalara göz gezdirelim:
…
Takejan, Abay’dan hoşlanmayarak, sinirli bir halde oturuyormuş.
“Ee, konuşma sırası sizde diye bunların köyüne saldırıp adamı öldüren Takejan ve Iskak var mıdır? Ne yani, bu iki kurnazı benim önüme çıkarıp bana iyilik yaptığını mı sanıyorsun? Sevimsiz şeyleri buraya getirerek görünüşünden korksun mu diyorsun yoksa?” diye kızdı.
Abay çok sinirlendi, kaşlarını çattı. Takejan’a büyük bir kızgınlıkla bağırarak konuştu.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.