– Benim için endişelenme baba! Her koşulda çıkış yolu bulmayı bilirim. Buna emin olabilirsin, dedim.
Babam vurmak için bir fırsat arıyormuş gibi omzuma sert bir şekilde tokat atıp:
– Bu söylediklerimi bilmen görevlerinin başarısı için çok önemli. Bütün bunları bilmesen de problem değildi. Ama öyle meseleler var ki onları kesinlikle bilmen gerekir. Aslında sana verilecek görevleri az çok tahmin edebiliyorum. O kadar da tehlikeli işler olmayacak, ama konu devlet açısından büyük önem taşıyor. Öyle ki bu işi yapmak KGB’nin32 tek görevidir. Ancak hiçbir şekilde, özellikle şimdiki şartlarda bu görevi başaramazlar. Senin Tahran’a seyahatin Suslov’un büyük buluşudur. Yoldaş Suslov bu konuda Andropov’un33 önüne geçmek istiyor, dedi.
– Andropov bunu bilmiyor mu, sorusu ile sözünü kestiğimde babamın yüz çizgileri değişti ve soruma “Sence öyle bir şey olabilir mi?” sorusuyla cevap verip duraksadı ve daha alçak sesle devam etti:
– Bu ortaya çıkan olaylar Kremlin’de her zaman var olan saray çekişmelerinin bir parçasıdır. Suslov bu konuda İçişleri Bakanı Nikolay Şelokov’un ve Bakan Pyotur Noloviç’in34 imkânlarından da istifade ediyor. Andropov ise bu işlerin merkezindedir. Suslov, sadece Andropoy’un düşünce süzgecinden geçen bilgileri değil, senin vasıtanla elde edilecek gerçek bilgileri de almak istiyor.
Soru soruyu açıyor, babam konuştukça ilgim daha da artıyordu. Ben onun sohbetlerinden kesinlikle sıkılmıyordum. Aksine sanki yıllardır böyle karmaşık işlerin içinde büyüyüp olgunlaşmıştım. Babamın benim rahatsız olduğumu düşünerek sakinleştirici bir tonda yeniden sohbete başladığını hissettim:
– Bunları er ya da geç öğrenecektin. Ben önceden söylüyorum ki senin için daha kolay olsun. Şah rejiminden ciddi bir tehdit beklemiyorum. Onlar görevini bilseler dahi günümüz koşullarında bize karşı çıkma cesaretine sahip değiller. ABD, İsrail ve İngiltere casus ağlarına karşı son derece dikkatli olmalısın. CIA, MOSSAD ve MI635 Şah devrilene kadar birlikte faaliyet gösterecekler. Kitlesel gösteriler, ayaklanmalar başladıktan sonra bu üç kurum arasında kan gövdeyi götürecek.
O, derin bir iç çekerek sesini alçalttı:
– Ve mutlaka Sovyet büyükelçiliğine dikkat etmelisin! Orada kurulabilecek tuzakların risklerinden kurtulabilirsen bu tehlikelerin en azından yarısı ortadan kaldırılmış sayılır.
Son sözleri, tam manasıyla sürpriz oldu. Muhtemelen bu sözleri babamdan başka hiç kimse cesaret edip bana söyleyemezdi. Aslında onun şimdiye kadar söylediklerini giriş olarak düşünüyordum. Farkında olmadan babamın söyledikleriyle biraz önce Vera’dan Dışişleri Bakanlığı’ndaki güvenlik servisi hakkında duyduklarım arasında bir bağlantı kurmaya çalıştım. Vera’nın hareketlerindeki samimiyetsizliğin bununla alakalı olduğunu düşündüm. Bakışlarını hızlıca benden kaçırması gözlerimin önünde canlandı. Sanki birisi kulağıma bugünkü görüşmemizin tesadüf olmadığını fısıldıyordu. Öyleyse amaç ne olabilirdi?
…Babamı çok seviyorum o benim için hiçbir şeyi esirgememişti. Ama yüreğimin derinliğinde her zaman gizli tuttuğum bir kırgınlık vardı: annemin mezarının toprağı soğumadan evlenmişti. Ninem bu konuda başımın etini yediği için affedemedim babamı. O yüzden evine gitmiyordum ama yaş ilerledikçe ona hak vermeye başladım. Nereden bilebilirdim annemin sağlığında da şimdiki evli olduğu o kadınla gizli ilişkisi olduğunu. Haftada bir defa babam ninemlerden alıp gezmeye, aslında sinemaya ve restorana götürürdü. Babamın yeni eşini şehirde birlikteyken görmüştüm. Kadın kibar ve güler yüzlüydü. Ona karşı kabalık etmesem de gösterdiği ilgiye karşı çok saygısızca karşılık verirdim. Belli ki bundan dolayı da kadın sonraları bizimle birlikte şehre inmedi. Babam beni götürmeye geldiğinde, teslim ederken eve girmezdi. Sadece kapının ağzında selamlaşıp, vedalaşıp geri dönerdi. Her gelişinde hem evimize alışveriş yapar hem de nineme para verirdi. Ninemi de hediyesiz bırakmazdı. Ninem ise onun hediyelerini hürmetle kabul etse de hiçbir zaman kullanmaz, onları birilerine hediye ederdi. Albina ile tanıştıktan sonra babama karşı olan kırgınlığım azalmaya başlamıştı. Kadınsız olmanın ve sevilmemenin bir erkek için ne kadar zor olduğunu anlamaya başlamıştım.
Önceden aramadan ilk defa babamla görüşüyordum. Sohbetimizin sonunda bu konuyla ilgili konuşmak için bize geleceğini söyledi. Ben sözünü bitirmesine izin vermedim:
– Belki, Mariya İvanovovna36 ile birlikte gelirsiniz.
Babamın gözlerinde garip bir sevinç kıvılcımı parladı, ancak alışamadı. Elbette eşinin adını saygıyla söylemem hoşuna gitmişti. Derinden bir ah çekti.
– Mariya İvanovna’nın hareket edecek hâli kalmadı.
Başka soru sorup babamın üzüntülü yüzünün daha kötü bir hâl almasını istemedim. Babamda sustu. Restorandan çıkıp bir hayli yürüdük. Ayrılırken Mariya İvanovna’nın ciddi bir şekilde hasta olduğunu söyledi. Çocukları ve yakın akrabaları olmadığı için babam onun için bakıcı tutmuştu. Babam bütün bunları üzüntü ile karşıladığımı hissetti. Ayrılırken elini saçlarıma sürerek:
– Osman, benim senden başka kimsem yok. Kendine dikkat et. Senin için çok şey yapabilirim. Yapıyorum da. Ancak seni korumak benim elimde değil. Allah’a emanet ol. Bir de adımlarını aklının gücüyle at, duygularının değil. Öyle bir ülkeye gidiyorsun ki tarihin bütün dönemlerinde birinin yerine başkasının boynuna yağlı urgan geçirmek bir gelenek olmuş, dedi.
…Ben babamı cengâver gibi kuvvetli bilirdim. İri gövdesi, atletik görünümü ve sert bakışları ister istemez insanda korku oluşturuyordu. Şimdi ise kırılgan hislerinin tesirinde bu görünüşünü yitirmişti. Bunlar bir tarafa dursun, sıcak borşun ardından dolaptan çıkan kolbasa37 ile boğazımızı ıslattığımız yüz gram votkanın etkisiyle gözleri ışıl ışıl parlıyordu.
…Vera telefonun ilk çalışında ahizeyi kaldırdı. Aslında babamın nasihatlerini ve kafamda yer etmiş, ancak hâlen daha yerini sağlamlaştıramamış şüphelerini dinleseydim, birçok soruya hemen cevap vermem gerekecekti. Onun sesini duyar duymaz saate baktım. Bu aklımın bana oynadığı bir oyundu. İşten ne çabuk geldin diye sorabilirdim. Ama şimdi duygular beni idare ettiği için aklımdan geçen soruları bir kenara bırakıp acil görüşmek istediğimi söyledim. “Belki eve gelirsin!” teklifini düşünmeden kabul edip adresi sordum. Zaman kaybetmemek için taksiye binsem de Şeremetyevo caddesinde meydana gelen kaza sebebiyle yolda kırk beş dakikaya yakın zaman kaybettim.
Vera beni pencerede karşıladı desem daha doğru olur. Görünüşe göre eski taksinin motor sesini duyar duymaz pencereye çıkmıştı. Beni pencerenin СКАЧАТЬ
32
Sovyetler Birliğinin dağılması ile birlikte 6 Kasım 1991 yılında kaldırıldı.
33
Yuri Vladimiroviç Andropov (Rusça: Юрий Владимирович Андропов; 15.06.1914-09.02.1984), Rus devlet adamı. 1967-1982 yılları arasında Sovyetler Birliği’nin istihbarat servisi olan Devlet Güvenlik Komitesi’nin (KGB) başkanı olarak görev yaptı. Brejnev’in ölümünden sonra ise 12 Kasım 1982’den ölümüne değin 15 ay süreyle Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP) Merkez Komitesi genel sekreterliği görevinde bulunarak SSCB’yi yönetti.
34
Demiçev Pyotur Niloviç (Пётр Ни́лович Де́мичев, 21.12.1917-10.08.2010). Eski SSCB’nin kültür bakanı (1974-1986).
35
CIA
36
Mariya İvan kızı.
37
Sovyetlerde votka ile birlikte tüketilen tütsülenmiş sucuk benzeri yiyecek.