Название: Türkiye’yi Sarsacak 10 Gün
Автор: Yasin Topaloğlu
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6862-66-1
isbn:
Ne badireler atlatmıştı.
Diyanet İşleri Başkanlığında ilk önce yardımcı olarak görev almıştı.
Yeni çıkan bir teşkilat yasasıyla güç bela başkan olabilmişti.
Bütün ilahiyatçılar karşı koymuşlar ama Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Raşit Küçük’ü dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderip başkanlık koltuğuna oturmuştu.
Raşit Küçük’ü tasfiye etmesi de zor olmamıştı zaten.
Hoca nahif, zarif, çelebi, kanaatkâr biriydi.
Yaş haddinden Din İşleri Yüksek Kurulu başkanlığından emekli olunca rahat bir nefes almıştı.
Sorumlu ilk bakanı Faruk Çelik’ten tez zamanda kurtulmuştu.
Sorgun’lu bir Kürt olan Bekir Bozdağ’ı “Kürt düşmanı” diye bloke etmiş, Emrullah İşler’i tasfiye etmesi çok sürmemişti.
Ama bu böyle olmazdı.
Bakanlarla, çoluk çocukla uğraşamazdı.
O kendine daha büyük bir dünya tasavvur ediyordu.
AK Parti’deki genel başkan değişikliğini fırsat bilip Ahmet Davutoğlu’na doğrudan bağlatmıştı Diyanet’i.
İşler yolundaydı.
Cumhurbaşkanı’nın tahsis ettiği son model makam arabasına kuruldu.
Arabanın derisini eliyle okşadı.
Çok klas bir deriden yapılmıştı.
Başkanlığa satın aldığı diğer araba da Paralelciler fitne sokmuştu.
1 trilyonluk araba diye propagandasını yapmışlardı.
Ama kendilerinin hocası koca bir malikânede oturuyordu.
Paralelcilerle kavga başladığında “Erdoğan yanlış yapıyor!” demişti etrafına ve Reisicumhur Hazretleri Abdullah Gül’e.
Sonra da Erdoğan’ın duruşunu görünce bir iki üfürükten açıklama ile hükûmetin safına geçmişti.
“Ulema ile kavgaya müsamaha gösterirse hafazanallah sıra ona da gelebilirdi.”
Ağız tadıyla bir başkanlık yapamıyordu.
Rakipleri çoktu, din diyanetten ziyade siyasetle uğraşmak zorunda kalıyordu.
Şimdi bir de Alevi Diyanet İşleri başkanı işi çıkmıştı.
Bir başkan yardımcılığı nelerine yetmiyordu?
Alevi bir başkan yardımcısı atanırken bunun böyle olacağını biliyordu.
Herkesin gözü koltuğundaydı.
Çanakçı köyünde geçen çocukluk günlerini hatırladı.
Çobanlık bile yapmıştı.
Bunu daha sonra peygamber mesleği diye çokça da anlatmıştı.
Köyün en ünlü adamı kendisi olmalıyken birde Celal Doğan çıkmıştı.
“Olamaz!” dedi arabanın siyah filmli camların ardından yola bakarken.
“Mustafa, saraya çek!” dedi.
Saraya gidip Alevi başkanının olmazlığını anlatmalıydı.
Cübbeli Ahmet Hoca, mevkidaşı sayılabilecek Fethullah Gülen’in kumpasıyla zorunlu ikamete memur kalmıştı bir süre Metris’te.
Tahliye olduktan sonra okumuştu pek çok gazeteyi.
Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü tutuklu bulunduğu Metris Cezaevinden saat 17.00 sıralarında tahliye edildi. Cübbeli Ahmet Hoca’yı cezaevi önünde yaklaşık 500 kişilik bir kalabalık karşıladı. İş adamı Fadıl Akgündüz’ün arabasına binen Cübbeli Ahmet Hoca, kalabalık arasında ilerlemekte zorlandı.
Öğle saatlerinden itibaren Metris Cezaevi önünde beklemeye başlayan Cübbeli Ahmet Hoca taraftarları zaman zaman tekbir getirdi, zaman zaman da dua etti. Kalabalık “Hocaya sadakat şerefimizdir!”, “Hepimiz Cübbeli Ahmet Hoca’yız!” sloganı attı. Bazı taraftarların elinde taşıdığı “Benim Ahmed’im şeriatsız iş yapmaz!” pankartı dikkat çekti. Bu arada cezaevine iş adamı Fadıl Akgündüz de geldi. Akgündüz, Cübbeli Ahmet Hoca’nın tahliyesi için, “Mutluyuz. Haksızlıklar, zulümler devam etmez.” dedi. Akgündüz “Sizin aracınızla mı gidecek?” sorusuna “Evet.” cevabını verdi. Akgündüz nereye gidecekleri sorusuna ise “Nereye isterse oraya gideceğiz.” şeklinde cevap verdi. Akgündüz daha sonra lüks aracıyla cezaevine girdi. Bu arada Cübbeli Ahmet’e verilmek üzere bir buket çiçek de hazır tutuldu.
Bu arada Genç Fenerbahçeliler olarak bilinen grubun başkanı Sefa Kalya ve beraberindeki birkaç Fenerbahçeli de cezaevine geldi. Cübbeli Ahmet taraftarlarıyla selamlaşan Kalya ve beraberindekiler daha sonra cezaevine girdi. Saat 17.00 sıralarında Cübbeli Ahmet Hoca, Fadıl Akgündüz’ün aracıyla Metris Cezaevinden çıktı. Toplanan kalabalığı selamlayan Cübbeli Ahmet Hoca’ya çiçek de verildi. Bu sırada kalabalık “Hepimiz Cübbeli Ahmet Hoca’yız!” sloganı attı. Cübbeli Ahmet’in içinde bulunduğu araç, kalabalık yüzünden ilerlemekte zorlandı.
Duruşmada, “davanın sürüncemede bırakıldığı” gerekçesiyle Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci ile tartışan Ünlü, geçen ay basına gönderdiği açıklamasında, “birçok sağlık problemleriyle mücadele ettiğini” söyleyerek “Beni buradan çıkarırsanız emniyet, yargı ve hükûmet gibi kurumların aleyhine konuşmayacağım.” demişti. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya Cübbeli Ahmet’in de aralarında bulunduğu 3’ü tutuklu 13 sanık katıldı. Cübbeli Ahmet’in “haksız kazanç sağlamak amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek, insan kaçakçılığı ve cinsel istismar” suçlarından yargılandığı davada mahkemeye emniyetten gelen raporda mağdurelerden Faslı İmane Lemghari ve Fatıma Zohra Hajjaj’ın ifadelerini neden değiştirdiğine dair bir araştırma yapıldığı anlatıldı.
Emniyetteki ifadelerinde şikâyetçi olan iki kadın, Fas’ta avukatları ve noter aracılığıyla verdikleri ifadede şikâyetçi olmadıklarını açıklamıştı. Rapora göre kadınların ifadesini değiştirmesi için Ünlü’nün avukatı Fatih Oğuz, Fas’a gitti. 18 Temmuz 2012 tarihinde ifadelerini geri çektiklerini beyan eden iki kadın için aynı tarihte Avukat Fatih Oğuz, sekreteri olduğu ifade edilen Oya Kaya’dan kendisine tam olarak 17 bin 969 dolar göndermesini istedi. Oya isimli sekreteri ifadenin verildiği tarih olan 18 Temmuz 2012’de Western Union yöntemiyle yaklaşık 18 bin dolar parayı Fas’a gönderdi. Bu bilgiler ışığında avukatın mağdur kadınların ifadelerini değiştirmesi için СКАЧАТЬ