Название: Türkiye’yi Sarsacak 10 Gün
Автор: Yasin Topaloğlu
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6862-66-1
isbn:
Dehşete düşmüştü.
Süleyman da televizyonu pürdikkat izlemeye başladı.
Kalktı ve televizyonu kurcaladı.
İnanamıyordu!
Bir gün o da büyük adam olacaktı; onun gibi bir adam…
Televizyonda diğer kanallara baktılar hüzünlenerek.
Haber doğruydu.
Ablası hüngür hüngür ağlamaya başladı.
Muhammed de sessiz sessiz ağlıyordu.
Kendilerini bir anda dehşetin içinde bulmuşlardı.
Süleyman dışarı çıktı.
Ablasının feryatları oraya kadar geliyordu.
Sahile doğru yürümek istedi.
O anda çok büyük bir patlama sesi duydu.
Kıyamet kopar gibiydi.
Birden İsrail’in tüm Filistin bölgesini havadan ve karadan var gücüyle bombaladığı günler geldi aklına.
Sonra gökyüzü aydınlandı.
Rengârenk oldu.
Tel Aviv’de havai fişek patlatıyorlardı.
Demek haber duyulmuştu.
Şimon Peres’in canı sıkkındı.
ABD başkanlarının İsrail’i eleştirmelerinden bıkmıştı.
Telefonda ABD dışişleri bakanına ağzına geleni söylüyordu.
Başkan haddini aşıyordu.
Bakana “Biz başkanları getirdiğimiz gibi götürmesini de biliriz!” dedi eski günleri hayal ederek.
Tam o anda koşuşturma sesleri odanın içini doldurmaya başladı.
Neler oluyordu?
Hemen yan kapıdan sığınağa sıvışmayı düşündü.
Cümlesini tamamlamadan telefonu kapatmıştı ki odasının kapısı açıldı.
İçeriye özel kalem müdürü destursuz girdi.
Tıknaz biriydi, zorlukla nefes alıyordu. Elinde bir kâğıt tutuyordu.
“Müjde! Müjde!” dedi.
Adam hem heyecandan hem sevinçten neredeyse boğulacak gibiydi.
Kâğıda baktı… Gözlüğünü düzeltti… İnanılmazdı!
Özel kalem müdürünün sevincine hak verdi.
Kendisi de eğer yalnız olsaydı takla atabilirdi odanın içinde.
Gözleri parıldamaya başladı.
İsrail yeniden o görkemli, o haşmetli günlerine dönebilir miydi acaba? Dünyayı parmaklarında oynatabilirler miydi?
Davos’u hatırladı.
Dünyanın gözü önünde “Siz çocukları öldürmesini iyi bilirsiniz!” diye kükreyen adam geldi gözlerinin önüne.
İyi ama o çocuklar yarının teröristi olacaklardı.
Soba borusundan roket atar yapıp İsrailli çocukları öldüreceklerdi.
Yoksa onlar çocuk öldürmezlerdi.
Onlar Filistinli çocukları öldürüyorlardı.
Bir nevi önleyici savaştı o zaman yaptıkları.
“Deccal” ölmüştü.
Devletleri ellerinden neredeyse alınmıştı, Tel Aviv merkezli kanton bir devlet olmuşlardı.
Orduları terhis edilmiş, güvenlik güçlerinin mantar tabanca kullanması dahi yasaklanmıştı.
Birden gözü ekrana takıldı.
Kumandayı aldı, Türk kanallarını aramaya başladı.
Gaziantep’te “Deccal”in daha önce ziyaret ettiği bir gecekondu bölgesinden yayın yapan mahallî bir kanala takıldı.
Elif nine, başörtüsünün ucuyla gözyaşlarını sildi.
Daha dün gibiydi.
Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı ile birlikte mezbeleden farksız evine gelmişti.
Hiç yüksünmeden kendilerinin oturduğu yere oturmuştu.
Bir akşam uyurken iki çocuğunun da cardınlar1 tarafından yenen burunlarını anlattı.
Yokluktan, değil evin eksiğini gediğini kapatmak, çoğu zaman kuru ekmeğe bile para yetiştiremiyordu.
Cardınların bıraktığı kötü hatıra yüzünden artık okuldaki diğer çocukların yüzüne bakmaz olduğu oğluna bir mektup yazdırmıştı ona yollamak için.
Mektubun ardından bir süre zaman geçmişti ki Perilikaya Mahallesi Muhtarı Ahmet Dalyan evin kapısına dayandı.
Muhtar kerhen oturmuştu rengi atmış derme çatma koltuğa.
O koltuğu da zaten çöpten almışlardı.
Muhtarın telefonu davul zurna sesi tonunda çalmaya başladı.
Telefonu açtı muhtar. “Derhâl efendim!” diye ayağa kalktı.
Telefonu Elif nineye verdi.
Kulaklarına inanamadı. Yarın Gaziantep’e gelecekti. Akşam yemeğine evine misafir olacaktı.
Daha dün gibi olup bitmişti her şey.
Elif nine, Olay TV’ye geçmişte yaşadıklarını anlatıp anlatıp gözyaşlarını siliyordu.
“Ne çok seveni varmış!” dedi Peres.
Kanal D’de Aydın Doğan’ın açıklamalarına dikkat kesildi.
Türkiye’de ne olup bittiğini anlamak için Türkçe bilen ve İstanbul’da uzun yıllar görev yapan MOSSAD ajanı danışmanını çağırdı.
Kumandayı uzattı.
Bugün onlar için şenlik günüydü.
Neredeyse 40 gün 40 gece düğün dernek yapılmasını ilan ettirecekti.
Türk medyasının СКАЧАТЬ
1
Tarla faresi