Türkiye’yi Sarsacak 10 Gün. Yasin Topaloğlu
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Türkiye’yi Sarsacak 10 Gün - Yasin Topaloğlu страница 5

Название: Türkiye’yi Sarsacak 10 Gün

Автор: Yasin Topaloğlu

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6862-66-1

isbn:

СКАЧАТЬ ziyaretleriyle buralardaki iç savaşlara son vermiş ve bu ülkeler İslam Milletleri Topluluğuna katılarak yeni bir dünyaya adım atmışlardı.

      İslam dinarı tedavüle sokulmuş, dünyanın beşten büyük olduğu ortaya çıkmış, Malezya, Mısır, İran ve Türkiye BM Güvenlik Konseyine girmişti.

      İslam ülkeleri arasında gümrük birliğine geçilmiş, Nahçıvan Paktı kurularak savunma alanında yeni bir dünyanın temeli atılmıştı.

      Şii-Sünni çatışmaları İran’la girişilen müşterek çabalar sayesinde sona ermiş, Vahhabilik, Suudi Arabistan’ın resmî ideolojisi olmaktan çıkmıştı.

      Türk ordusu 120 yıl sonra Kudüs’e girmiş ve üç dinin mukaddes şehrini yeniden huzurun ve esenliğin başkenti yapmış, Mescid-i Aksa’daki İsrail postalları sökülüp atılmıştı.

      Mekke ve Medine yeniden eski sadeliğine kavuşmuş, Kâbe’nin etrafına hoyratça yapılan binalar sessiz sedasız yıkılarak Mekke’ye yakışan sükûnet sağlanmıştı.

      Dünyanın en ücra köşesinde yaşayan bir Müslüman’ın gözyaşından ve kanından halife kendini sorumlu ilan etmişti.

      ABD, Avrupa ve Rusya’da İslam düşmanlığı sona ermiş, bu durum Hristiyanlar için de bir ferahlık getirmişti.

      Kudüs’ün yeniden üç dinin huzur şehrine dönüşmesinden sonra, İsrail ordusu silahlardan arındırılmış, başkenti Tel Aviv olan bir Yahudi kantonu kurulmuştu.

      Mervan Barguti, İsrail zindanlarından çıkmış, Filistin devletinin ilk devlet başkanı seçilmişti.

      Halid Meşal başbakan, İsmail Haniye dışişleri bakanı olmuştu.

      Fergana Vadisi’nden Fizan’a, İsfahan’dan Keşmir’e, Halep’ten Kosova’ya, Bosna’dan Hakkâri’ye tüm İslam havzasında büyük bir kalkınma seferberliği baş göstermişti.

      Müzikten mimariye, edebiyattan şehirleşmeye İslam medeniyeti yeniden dünyaya hayat vermeye başlamıştı.

      Yoksulluk ve faizle mücadele başlatılmış, Kahire başta olmak üzere mezar evlerde, gecekondularda, çarpık konutlarda yaşayanlar insan hak ve onuruna yaraşır yerleşim birimlerine taşınmıştı.

***

      Recep Tayyip Erdoğan sabah namazını kıldıktan sonra iki sayfa Kur’an okumuş, ardından günlük programına göz atmıştı.

      Rusya devlet başkanını saat 11.00’de kabul edecekti.

      Rus devlet başkanı, ABD başkanının ricasını iletecekti.

      Başkan, Türkiye’nin IMF’den ayrılma isteğini yeniden gözden geçirmesi için aracılık yapıyordu.

      Oysa kendisi bırak IMF’de kalmayı, eski dünyanın sömürge aygıtı bu kurumun lağvedilmesinden yanaydı.

      Sert bir lodos dalgasının sesiyle pencereden Boğaz’a baktı.

      Hilafet ilan edildikten sonra Dolmabahçe Sarayı’nı hem konaklamak hem de devletin işleri için kullanmaya başlamıştı.

      Emine Hanım yan dairede kalan torunlarına bakmaya gitmiş olmalıydı.

      Güneş doğmuştu.

      Pencereye yürüdü.

      Bahar göz kırpmaya başlamıştı.

      Ne çok bahar görmüştü.

      Saatine baktı.

      Güneşin doğmasının üzerinden yaklaşık bir saat geçmişti.

      İki rekât kuşluk namazı kılmak istedi.

      Seccadesine yöneldi. Tekbir aldı. İlk rekâtta Yasin Suresi’ni okumaya başladı.

      Uzun uzun okudu. Gözleri yaşardı.

      Rükûya eğildi, secdeye vardı.

      Ve secdeden kalkamadı.

      Emine Hanım ilk gördüğünde namaz kıldığını düşündü.

      Hafif yan tarafa doğru düştüğünü görünce kalp krizi geçirdiğini zannetti.

      Yanına yaklaştı.

      Recep Tayyip Erdoğan kuşluk namazı kılarken secdede vefat etmişti.

      Emine Hanım, yarım asırdan fazla yol arkadaşlığı yaptığı eşinin ölümüne içli içli ağlamaya başladı.

      Zor zamanlardan geçerek, zor zamanlarda konuşmuşlar, çile çekmişler, birbirlerine göz kulak olup kol kanat germişlerdi.

      Ayrılık günü gelmişti demek.

      Sakin bir şekilde kocasını seccadeye yatırdı.

      İslam milletinin 21. yüzyıldaki ilk halifesi Rabb’ine yürümüştü.

      Görevlilere haber verdi.

      Başkan Yardımcısı Ahmet Davutoğlu’nun haberdar edilmesini söyledi.

      Acı haber kısa zamanda yayılmıştı.

      Cenaze namazı Çamlıca Camisi’nde kılınacaktı öğle vakti, vasiyeti gereği.

      Devlet töreninde bando, mızıka, boru trampet yoktu artık, o yüzden devlet töreni de yapılacaktı.

      Ahmet Davutoğlu saraya yeni intikal etmişti.

      Cenaze için bir gün beklenmesi gerektiğini anlattı.

      Yurt dışından geleceklere zaman tanınması gerektiğini belirtti.

      Başta THY olmak üzere İstanbul’a seferi olan tüm hava yolu şirketlerinin bütün uçakları dolmuş, ek seferler konmuştu.

      İnsanlar bulabildikleri her vasıtayla akın akın İstanbul’a geliyorlardı.

      TCDD’nin yapıp işlettiği Musul-Kerkük, Kudüs-Şam-Halep, Tahran-Tebriz hızlı trenlerinde yer yoktu.

      TCDD ek seferler koymuştu.

      Bosna, Mostar, Priştine, Arnavutluk, Batı Trakya, Bulgaristan, Makedonya’dan otobüslerle insanlar İstanbul’a akın ediyorlardı.

      İstanbul valisi geçici olarak olağanüstü hâl ilan etti.

      Üçüncü havaalanının park yerleri çoktan dolmaya başlamıştı.

      Diğer iki havaalanında da benzer bir durum yaşanıyordu.

      Boğaz’daki üç köprü, Marmaray ve tüp geçitlerde otobüs, özel araç ve demir yolları harıl harıl Anadolu yakasına insan taşıyordu.

      İDO’nun koyup işlettiği Tel Aviv, Hayfa, Lazkiye, Antakya, İskenderun, Mersin, Antalya, İzmir, Söke, Çeşme, Ayvalık, Ecebat’tan, Odesa, СКАЧАТЬ