Название: Divan Şiirinden Seçmeler
Автор: Bilge Ekinci
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6865-13-6
isbn:
Ben var oldukça, belaya karşı olan arzumu kaybettirme, bela beni istediği gibi, ben de belayı isterim.
Aşk belasında irademi gevşetme, ki sevgilim ayıplayarak bana vefasız demesin.
Gittikçe sevgilimin güzelliğini fazlalaştır, geldikçe beni daha beter derdine düşür!
Onun ayrılığıyla vücudumu öyle zayıf bir hâle getir ki meltem estiği zaman beni ona ulaştırması mümkün olsun.
Fuzûlî gibi kibir nasip ederek körü körüne beni bana bağlama Allah’ım!
Aşkın gamına canını kaptırma, çünkü aşk can belasıdır: Aşkın can belası olduğu bütün dünyada meşhurdur.
Aşk derdinin sevdasında hiçbir zaman menfaat isteme; çünkü aşk derdi sevdasının mahsulü sadece ziyandır.
Ay yüzlülerin şekilleri güzel görünür ama iyi bakılırsa bu görünüşün neticesi yamandır.
Aşkta azap olduğunu şundan bilirim ki âşık olan kimselerin işi hep ah ve feryattır.
Fuzûlî, “güzellerde vefa var” derse aldanma, zira şair sözü elbette yalandır.
Leylâ vü Mecnûn’dan
Gördü ki bir avcı dâm kurmuş
Dâmına gazâller yüz urmuş
Bir âhâ esîr-i dâmı olmuş
Kan yaşı kara gözüne dolmuş
Boynu burulu ayağı bağlu
Şehlâ gözü nemlü cânı dağlu
Ahvâline rahm kıldı Mecnûn
Baktı ana döktü eşg-i gülgûn
Gönlüne katı gelip bu bîdâd
Yumşak yumşak dedi ki sayyâd
Rahmeyle bu müşk-bû gazâle
Rahmetmez mi kişi bu hâle
Sayyâd bu nâtüvâne kıyma
Kıl cânına rahm câne kıyma
Sayyâd sakın cefâ yamandır
Bilmezsin mi ki kana kandır
Sayyâd bana bağışla kanın
Yandırma cefâ oduna canın
Sayyâd dedi budur maaşım
Açman ayağın giderse başım
Mecnûn ana verdi cümle rahtın
Pâk eyledi bergden dırahtın
Ol turfa gazâlin açtı bendin
Şâd eyledi cân-ı derdimendin
Yüz urdu yüzüne kıldı efgân
Göz sürdü gözüne oldu giryân
Ey çeşm-i nigâr yâdigârı
Seyl eyle bana gam-ı nigârı
Kıldıkta hayâl-i çeşm-i Leylî
Sen ver ben hastaya tesellî
Giderken baktı ki bir avcı tuzak kurmuş ve tuzağına ceylanlar düşmüş. Bu tuzağa esir olan bir ceylanın kanlı gözyaşları kara gözlerine dolmuş. Boynu bükülmüş, ayağı bağlı, şehla gözü nemli ve canı yaralı. Mecnun bu ceylanın hâline acıdı, ona bakarak gül rengi gözyaşları döktü. Bu zulüm, gönlüne çok sert geldi; yumuşak yumuşak dedi ki:
“Avcı, bu mis kokulu ceylana merhamet et! İnsan bu hâle acımaz mı? Bu zavallı zayıfın canına acı, cana kıyma! Avcı, cefa yamandır, ondan sakın. Bilmiyor musun ki kan edene kan olur! Avcı, bunun kanını bana bağışla, canını cefa ateşinde yakma.”
Avcı cevap verdi:
“Benim yiyeceğim budur, başımı kesseler ayağını açmam. Bu avı öldürmeyi ihmal edersem sonra çoluğumun çocuğumun hâli ne olur?”
Mecnun, bir ağacı yapraklarından temizler gibi üstündeki bütün kıymetli şeyleri çıkararak ona verdi. O güzel ceylanın bağlarını açtırıp dertli canını şad etti. Yüzünü yüzüne dayayarak figana başladı ve gözünü onun gözüne sürerek ağladı:
“Ey bana sevgilimin gözünü hatırlatan, onun gamını çekmemi kolaylaştır! Leyla’nın gözü hayalime geldikçe ben hastaya sen teselli ver!”
Hayâlî
Ey aşk-i yâre bende-i fermân olan başım
Bî-taht ü tâc âleme sultân olan başım
Kan ile ta’ne taşlarını lâ’l-renk edip
Derd ü belâ güherlerine kân olan başım
Ey bir gediğine bu cihânın konulmayıp
Gam illerinde seng-i beyâbân olan başım
Evvel benim firâk ile ummân edip yaşım
Âhir habâb-ı lücce-i ummân olan başım
Her gün Hayâlî gibi idüp bir makâmı seyr
Her gice bir vilâyete sultan olan başım
Al tuti gülşen-i minâyı seyrân eylesin
Goncalar bülbül gibi feryad ü efgân eylesin
Her yanadan lâleler açsın kadeh bezm ehline
Her habab ol şevkten çak-i giribân eylesin
Çeşme-i billûrdan yakut-ı nâb olsun revân
Bahr-i hüsnün dilberin pür dürr ü mercân eylesin
Çünki bu mamure-i âlem oluptur bî-sabat
Bade seyli hane-i endûhu virân eylesin
Benzemez şam-ı firâk içre Hayâlî yaşına
Her bir encüm kendüyi bir mâh-ı tâbân eylesin
Hayâlî
Ey sevgilinin aşkına fermanlı köle olan başım. Taçsız, tahtsız âleme sultan olan başım!
Atılan ayıplama taşlarını kanla lal rengine boyayarak dert ve bela cevherlerine maden ocağı olan başım!
Ey, bu cihanın hiçbir gediğine konulmayıp gam ülkelerinde kırların taşı olan başım!
Önce ayrılık derdiyle benim gözyaşımı umman ederek nihayet sonsuz denizler üzerindeki bir kabarcığa dönen başım!
Hayâlî gibi her gün bir makamı dolaşıp her gece bir ülkeye sultan olan başım!
Al papağan gök bahçelerini gezip dolaşsın, goncalar bülbül gibi feryat ve figan etsin.
Kadeh, toplantıda bulunanlara, her yandan laleler açtırsın; o şevkten her kabarcık yakasını yırtsın.
Billur pınarından saf yakut akıp dökülsün, СКАЧАТЬ