Divan Şiirinden Seçmeler. Bilge Ekinci
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Divan Şiirinden Seçmeler - Bilge Ekinci страница 5

Название: Divan Şiirinden Seçmeler

Автор: Bilge Ekinci

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6865-13-6

isbn:

СКАЧАТЬ esirgeme: Yani beni çok belalara düşür!

      Ben var oldukça, belaya karşı olan arzumu kaybettirme, bela beni istediği gibi, ben de belayı isterim.

      Aşk belasında irademi gevşetme, ki sevgilim ayıplayarak bana vefasız demesin.

      Gittikçe sevgilimin güzelliğini fazlalaştır, geldikçe beni daha beter derdine düşür!

      Onun ayrılığıyla vücudumu öyle zayıf bir hâle getir ki meltem estiği zaman beni ona ulaştırması mümkün olsun.

      Fuzûlî gibi kibir nasip ederek körü körüne beni bana bağlama Allah’ım!

6

      Aşkın gamına canını kaptırma, çünkü aşk can belasıdır: Aşkın can belası olduğu bütün dünyada meşhurdur.

      Aşk derdinin sevdasında hiçbir zaman menfaat isteme; çünkü aşk derdi sevdasının mahsulü sadece ziyandır.

      Ay yüzlülerin şekilleri güzel görünür ama iyi bakılırsa bu görünüşün neticesi yamandır.

      Aşkta azap olduğunu şundan bilirim ki âşık olan kimselerin işi hep ah ve feryattır.

      Fuzûlî, “güzellerde vefa var” derse aldanma, zira şair sözü elbette yalandır.

      Leylâ vü Mecnûn’dan

Mecnûn’la Ceylan

      Gördü ki bir avcı dâm kurmuş

      Dâmına gazâller yüz urmuş

      Bir âhâ esîr-i dâmı olmuş

      Kan yaşı kara gözüne dolmuş

      Boynu burulu ayağı bağlu

      Şehlâ gözü nemlü cânı dağlu

      Ahvâline rahm kıldı Mecnûn

      Baktı ana döktü eşg-i gülgûn

      Gönlüne katı gelip bu bîdâd

      Yumşak yumşak dedi ki sayyâd

      Rahmeyle bu müşk-bû gazâle

      Rahmetmez mi kişi bu hâle

      Sayyâd bu nâtüvâne kıyma

      Kıl cânına rahm câne kıyma

      Sayyâd sakın cefâ yamandır

      Bilmezsin mi ki kana kandır

      Sayyâd bana bağışla kanın

      Yandırma cefâ oduna canın

      Sayyâd dedi budur maaşım

      Açman ayağın giderse başım

      Mecnûn ana verdi cümle rahtın

      Pâk eyledi bergden dırahtın

      Ol turfa gazâlin açtı bendin

      Şâd eyledi cân-ı derdimendin

      Yüz urdu yüzüne kıldı efgân

      Göz sürdü gözüne oldu giryân

      Ey çeşm-i nigâr yâdigârı

      Seyl eyle bana gam-ı nigârı

      Kıldıkta hayâl-i çeşm-i Leylî

      Sen ver ben hastaya tesellî

Mecnun’la Ceylan

      Giderken baktı ki bir avcı tuzak kurmuş ve tuzağına ceylanlar düşmüş. Bu tuzağa esir olan bir ceylanın kanlı gözyaşları kara gözlerine dolmuş. Boynu bükülmüş, ayağı bağlı, şehla gözü nemli ve canı yaralı. Mecnun bu ceylanın hâline acıdı, ona bakarak gül rengi gözyaşları döktü. Bu zulüm, gönlüne çok sert geldi; yumuşak yumuşak dedi ki:

      “Avcı, bu mis kokulu ceylana merhamet et! İnsan bu hâle acımaz mı? Bu zavallı zayıfın canına acı, cana kıyma! Avcı, cefa yamandır, ondan sakın. Bilmiyor musun ki kan edene kan olur! Avcı, bunun kanını bana bağışla, canını cefa ateşinde yakma.”

      Avcı cevap verdi:

      “Benim yiyeceğim budur, başımı kesseler ayağını açmam. Bu avı öldürmeyi ihmal edersem sonra çoluğumun çocuğumun hâli ne olur?”

      Mecnun, bir ağacı yapraklarından temizler gibi üstündeki bütün kıymetli şeyleri çıkararak ona verdi. O güzel ceylanın bağlarını açtırıp dertli canını şad etti. Yüzünü yüzüne dayayarak figana başladı ve gözünü onun gözüne sürerek ağladı:

      “Ey bana sevgilimin gözünü hatırlatan, onun gamını çekmemi kolaylaştır! Leyla’nın gözü hayalime geldikçe ben hastaya sen teselli ver!”

      Hayâlî

1

      Ey aşk-i yâre bende-i fermân olan başım

      Bî-taht ü tâc âleme sultân olan başım

      Kan ile ta’ne taşlarını lâ’l-renk edip

      Derd ü belâ güherlerine kân olan başım

      Ey bir gediğine bu cihânın konulmayıp

      Gam illerinde seng-i beyâbân olan başım

      Evvel benim firâk ile ummân edip yaşım

      Âhir habâb-ı lücce-i ummân olan başım

      Her gün Hayâlî gibi idüp bir makâmı seyr

      Her gice bir vilâyete sultan olan başım

2

      Al tuti gülşen-i minâyı seyrân eylesin

      Goncalar bülbül gibi feryad ü efgân eylesin

      Her yanadan lâleler açsın kadeh bezm ehline

      Her habab ol şevkten çak-i giribân eylesin

      Çeşme-i billûrdan yakut-ı nâb olsun revân

      Bahr-i hüsnün dilberin pür dürr ü mercân eylesin

      Çünki bu mamure-i âlem oluptur bî-sabat

      Bade seyli hane-i endûhu virân eylesin

      Benzemez şam-ı firâk içre Hayâlî yaşına

      Her bir encüm kendüyi bir mâh-ı tâbân eylesin

      Hayâlî

1

      Ey sevgilinin aşkına fermanlı köle olan başım. Taçsız, tahtsız âleme sultan olan başım!

      Atılan ayıplama taşlarını kanla lal rengine boyayarak dert ve bela cevherlerine maden ocağı olan başım!

      Ey, bu cihanın hiçbir gediğine konulmayıp gam ülkelerinde kırların taşı olan başım!

      Önce ayrılık derdiyle benim gözyaşımı umman ederek nihayet sonsuz denizler üzerindeki bir kabarcığa dönen başım!

      Hayâlî gibi her gün bir makamı dolaşıp her gece bir ülkeye sultan olan başım!

2

      Al papağan gök bahçelerini gezip dolaşsın, goncalar bülbül gibi feryat ve figan etsin.

      Kadeh, toplantıda bulunanlara, her yandan laleler açtırsın; o şevkten her kabarcık yakasını yırtsın.

      Billur pınarından saf yakut akıp dökülsün, СКАЧАТЬ