Название: Divan Şiirinden Seçmeler
Автор: Bilge Ekinci
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6865-13-6
isbn:
Ümit gölgesi kaybolmuş, arzu güneşi hararetli; düşkünlük rütbesi yüksek, tedbirin mevkii aşağı.
Aklın himmeti kısa, ayıplama sesleri yer yerden üstün; talihin şefkati az, aşk belası günden güne daha fazla.
Ben garip, kavuşma yolunun bulunduğu ülke hile ve karışıklık dolu; ben saf bir insan, dünya kitabı nakışlar ve büyülerle dolu.
Her selvi boylunun cilvesi, bir bela tufanı dalgası; her hilal kaşlının kaşı, bir çılgınlık kitabının baş satırı.
Bilgi temkini rüzgârda lale yaprağı gibi sebatsız, suda selvi aksi gibi devlet tesiri tersine.
Emelin son hududu mihnet dolu bir imtihan yolu; varılmak istenen hedef zarar dolu bir tecrübe yolu.
Maksadın güzeli saz nağmesi gibi perde içinde; içki kadehi saf şarabın kabarcığı gibi baş aşağı.
Cemiyet ülkesinin yolu korkunç, karışıklık hasıl oluyor. Ah! Ne yapayım bilmem, muvafık bir yol gösteren yok…
Fuzûlî’nin sararmış yüzünü kızıl gözyaşları kaplamıştır; gör, bak, mavi gök ona ne renkler çekmiş, ne oyunlar etmiştir.
Beni cândan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı
Kamu bîmârına cânân devâ-yı derd eder ihsân
Niçün kılmaz bana dermân beni bîmâr sanmaz mı
Gamım pinhân tutardım ben dediler yâre kıl rûşen
Desem ol bîvefâ bilmen inanur mı inanmaz mı
Şeb-i hicrân yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım
Uyanır halk-ı efgânım kara bahtım uyanmaz mı
Gül-i ruhsârına karşu gözümden kanlı akar su
Habibim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı
Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil
Bana ta’neyliyen gafil seni görgeç utanmaz mı
Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı
Sevgili beni candan usandırdı, kendisi cefadan usanmıyor mu? Ahımdan gökler yandı, emelimin mumu yanmayacak mı?
Sevgili bütün hastalarının derdine çare lütfediyor. Bana neden ilaç vermiyor, beni hasta sanmıyor mu?
Ben gamımı gizli tutuyordum. “Sevgiliye aç!” dediler. Söylesem o vefasız acaba inanır mı, inanmaz mı?
Ayrılık gecesinde canım yanıyor, ağlayan gözüm kan döküyor. Feryadım halkı uyandırıyor, kara bahtım uyanmayacak mı?
Senin yüzünün gülüne karşı, gözümden su kanlı akıyor. Ey sevgili, bu gül mevsimidir, akan sular bulanmaz mı?
Ben sana meyletmiş değildim, sen aklımı başımdan aldın. Beni ayıplayan gafil seni görünce utanmayacak mı?
Fuzûlî çılgın bir rinddir, boyuna halka rüsva olur. Sorun ki bu ne sevgidir, bu sevgiden usanmıyor mu?
Benim tek hiç kim zâr ü perîşân olmasın yâ Rab
Esîr-i derd-i aşk u dâğ-ı hicrân olmasın yâ Rab
Demâdem cevrlerdir çektiğim bîrahm bütlerden
Bu kâfirler esîri bir müselmân olmasın yâ Rab
Görüp endîşe-i katlimde ol mâhı budur derdim
Ki ol endîşeden ol meh peşîmân olmasın yâ Rab
Çıkarmak etseler tenden çeküp peykânın ol servin
Çıkan olsun dil-i mecrûh peykân olmasın yâ Rab
Demen kim adli yok yâ zulmü çok her hâl ile olsa
Gönül tahtına andan özge sultân olmasın yâ Rab
Cefâ vü cevr ile mutâdım anlarsız nolur hâlim
Cefâsına had ü cevrine pâyân olmasın yâ Rab
Fuzûlî buldu genc-i âfiyet meyhâne küncünde
Mübârek mülkdür ol mülk vîrân olmasın yâ Rab
Ey Tanrı! Hiç kimse benim gibi acılı ve perişan olmasın. Aşk derdine ve ayrılık yarasına esir olmasın.
Merhametsiz güzellerden boyuna eziyetler görmekteyim. Bir Müslüman bu kâfirlere esir olmasın.
O ay gibi güzeli, beni öldürmek düşüncesinde gördüm. Derdim şudur: Aman Tanrı’m, sakın o sevgili, o düşünceden pişman olmasın!
O selvi boylunun attığı oku çekip vücudumdan çıkarmak isteseler, ey Tanrı’m, çıkan yaralı gönlüm olsun, o ok olmasın.
Adaleti yok yahut zulmü çok demem, her hâl ile olsun. Gönül tahtına ondan başka sultan olmasın Tanrı’m!
Cevr ve cefaya alıştım, onlarsız hâlim ne olur? Cefasına sınır, cevrine son olmasın Tanrı’m!
Fuzûlî meyhane köşesinde afiyet hazinesi buldu. O ülke mübarek bir ülkedir, viran olmasın Tanrı’m!
Yâ Râb belâ-yı aşk ile kıl âşinâ beni
Bir dem belâ-yı aşktan etme cüdâ beni
Az eyleme inâyetini ehl-i dertten
Yâni ki çok belâlara kıl mübtelâ beni
Oldukça ben götürme belâdan irâdetim
Ben isterim belâyı çü ister belâ beni
Temkînimi belâ-yı mahabbette kılma süst
Tâ dost ta’n edip demeye bîvefâ beni
Gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigârımın
Geldikçe derdine beter et mübtelâ beni
Öyle zaîf kıl tenimi firkatinde kim
Vaslına mümkün ola yetürmek sabâ beni
Nahvet kılıp nasîb Fuzûlî gibi bana
Yâ Râb mukayyed eyleme mutlak bana beni
Can verme gam-ı aşka ki aşk âfet-i cândır
Aşk âfet-i cân olduğu meşhûr-ı cihândır
Sûd isteme sevdâ-yı gam-ı aşkda hergîz
Kim hâsıl-ı sevdâ-yı gam-ı aşk ziyândır
Yahşi görünür sûreti mehveşlerin ammâ
Yahşi nazar ettikte serencâmı yamandır
Aşk СКАЧАТЬ