Divan Şiirinden Seçmeler. Bilge Ekinci
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Divan Şiirinden Seçmeler - Bilge Ekinci страница 4

Название: Divan Şiirinden Seçmeler

Автор: Bilge Ekinci

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6865-13-6

isbn:

СКАЧАТЬ pervasız, felek merhametsiz, devran sükûnsuz; dert çok, dert arkadaşı yok, düşman kuvvetli, talih âciz.

      Ümit gölgesi kaybolmuş, arzu güneşi hararetli; düşkünlük rütbesi yüksek, tedbirin mevkii aşağı.

      Aklın himmeti kısa, ayıplama sesleri yer yerden üstün; talihin şefkati az, aşk belası günden güne daha fazla.

      Ben garip, kavuşma yolunun bulunduğu ülke hile ve karışıklık dolu; ben saf bir insan, dünya kitabı nakışlar ve büyülerle dolu.

      Her selvi boylunun cilvesi, bir bela tufanı dalgası; her hilal kaşlının kaşı, bir çılgınlık kitabının baş satırı.

      Bilgi temkini rüzgârda lale yaprağı gibi sebatsız, suda selvi aksi gibi devlet tesiri tersine.

      Emelin son hududu mihnet dolu bir imtihan yolu; varılmak istenen hedef zarar dolu bir tecrübe yolu.

      Maksadın güzeli saz nağmesi gibi perde içinde; içki kadehi saf şarabın kabarcığı gibi baş aşağı.

      Cemiyet ülkesinin yolu korkunç, karışıklık hasıl oluyor. Ah! Ne yapayım bilmem, muvafık bir yol gösteren yok…

      Fuzûlî’nin sararmış yüzünü kızıl gözyaşları kaplamıştır; gör, bak, mavi gök ona ne renkler çekmiş, ne oyunlar etmiştir.

4

      Beni cândan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı

      Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı

      Kamu bîmârına cânân devâ-yı derd eder ihsân

      Niçün kılmaz bana dermân beni bîmâr sanmaz mı

      Gamım pinhân tutardım ben dediler yâre kıl rûşen

      Desem ol bîvefâ bilmen inanur mı inanmaz mı

      Şeb-i hicrân yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım

      Uyanır halk-ı efgânım kara bahtım uyanmaz mı

      Gül-i ruhsârına karşu gözümden kanlı akar su

      Habibim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı

      Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil

      Bana ta’neyliyen gafil seni görgeç utanmaz mı

      Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır

      Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı

4

      Sevgili beni candan usandırdı, kendisi cefadan usanmıyor mu? Ahımdan gökler yandı, emelimin mumu yanmayacak mı?

      Sevgili bütün hastalarının derdine çare lütfediyor. Bana neden ilaç vermiyor, beni hasta sanmıyor mu?

      Ben gamımı gizli tutuyordum. “Sevgiliye aç!” dediler. Söylesem o vefasız acaba inanır mı, inanmaz mı?

      Ayrılık gecesinde canım yanıyor, ağlayan gözüm kan döküyor. Feryadım halkı uyandırıyor, kara bahtım uyanmayacak mı?

      Senin yüzünün gülüne karşı, gözümden su kanlı akıyor. Ey sevgili, bu gül mevsimidir, akan sular bulanmaz mı?

      Ben sana meyletmiş değildim, sen aklımı başımdan aldın. Beni ayıplayan gafil seni görünce utanmayacak mı?

      Fuzûlî çılgın bir rinddir, boyuna halka rüsva olur. Sorun ki bu ne sevgidir, bu sevgiden usanmıyor mu?

5

      Benim tek hiç kim zâr ü perîşân olmasın yâ Rab

      Esîr-i derd-i aşk u dâğ-ı hicrân olmasın yâ Rab

      Demâdem cevrlerdir çektiğim bîrahm bütlerden

      Bu kâfirler esîri bir müselmân olmasın yâ Rab

      Görüp endîşe-i katlimde ol mâhı budur derdim

      Ki ol endîşeden ol meh peşîmân olmasın yâ Rab

      Çıkarmak etseler tenden çeküp peykânın ol servin

      Çıkan olsun dil-i mecrûh peykân olmasın yâ Rab

      Demen kim adli yok yâ zulmü çok her hâl ile olsa

      Gönül tahtına andan özge sultân olmasın yâ Rab

      Cefâ vü cevr ile mutâdım anlarsız nolur hâlim

      Cefâsına had ü cevrine pâyân olmasın yâ Rab

      Fuzûlî buldu genc-i âfiyet meyhâne küncünde

      Mübârek mülkdür ol mülk vîrân olmasın yâ Rab

5

      Ey Tanrı! Hiç kimse benim gibi acılı ve perişan olmasın. Aşk derdine ve ayrılık yarasına esir olmasın.

      Merhametsiz güzellerden boyuna eziyetler görmekteyim. Bir Müslüman bu kâfirlere esir olmasın.

      O ay gibi güzeli, beni öldürmek düşüncesinde gördüm. Derdim şudur: Aman Tanrı’m, sakın o sevgili, o düşünceden pişman olmasın!

      O selvi boylunun attığı oku çekip vücudumdan çıkarmak isteseler, ey Tanrı’m, çıkan yaralı gönlüm olsun, o ok olmasın.

      Adaleti yok yahut zulmü çok demem, her hâl ile olsun. Gönül tahtına ondan başka sultan olmasın Tanrı’m!

      Cevr ve cefaya alıştım, onlarsız hâlim ne olur? Cefasına sınır, cevrine son olmasın Tanrı’m!

      Fuzûlî meyhane köşesinde afiyet hazinesi buldu. O ülke mübarek bir ülkedir, viran olmasın Tanrı’m!

6

      Yâ Râb belâ-yı aşk ile kıl âşinâ beni

      Bir dem belâ-yı aşktan etme cüdâ beni

      Az eyleme inâyetini ehl-i dertten

      Yâni ki çok belâlara kıl mübtelâ beni

      Oldukça ben götürme belâdan irâdetim

      Ben isterim belâyı çü ister belâ beni

      Temkînimi belâ-yı mahabbette kılma süst

      Tâ dost ta’n edip demeye bîvefâ beni

      Gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigârımın

      Geldikçe derdine beter et mübtelâ beni

      Öyle zaîf kıl tenimi firkatinde kim

      Vaslına mümkün ola yetürmek sabâ beni

      Nahvet kılıp nasîb Fuzûlî gibi bana

      Yâ Râb mukayyed eyleme mutlak bana beni

6

      Can verme gam-ı aşka ki aşk âfet-i cândır

      Aşk âfet-i cân olduğu meşhûr-ı cihândır

      Sûd isteme sevdâ-yı gam-ı aşkda hergîz

      Kim hâsıl-ı sevdâ-yı gam-ı aşk ziyândır

      Yahşi görünür sûreti mehveşlerin ammâ

      Yahşi nazar ettikte serencâmı yamandır

      Aşk СКАЧАТЬ