Название: David Copperfield
Автор: Чарльз Диккенс
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6485-50-1
isbn:
Kemali itminan28 ile dedim ki:
“Mösyö Peggotty, eğer siz benim vasim olsaydınız kendimi hiç de yetim hissetmezdim.”
Genç denizci Mösyö Peggotty’nin dostane nümayişine mukabele ederek haykırdı:
“Bravo, Mösyö David! İyi söyledin.”
Günler eskisi gibi geçiyordu, yalnız yemekten sonra ekseriya Mösyö Barkis bizi ziyarete geliyordu. Beceriksiz bir tavırla geliyor; elinde Peggotty’ye mahsus bir paket getiriyor ve paketi bir şey söylemeksizin kapının yanına bırakıyordu. Bu hediyeler muhtelifti ve ekseriya ümit edilmedik şeylerdi: Bir torba portakal ve bir ölçek elma, siyah kehribar bir çift küpe, bir demet soğan, bir kutu domino, isli domuz pastırması, kafeste bir kanarya…
Mösyö Barkis kur yapıyor, ağzını açmıyor, karşısında çalışan Peggotty’den gözünü ayırmıyor, çok mesut görünüyor, eğer tesadüfen gündüz deniz kenarında Peggotty ile bir gezinti yaparsa yalnız tamamıyla iyi olup olmadığını sormakla iktifa ediyor ve bu sual Barkis gittikten sonra Peggotty’yi kahkahalarla güldürüyordu.
Bir sabah Mösyö Barkis geldi. Yeni elbiseler giymişti: Eldivene lüzum bırakmayacak kadar uzun kollu, arkadan saçlarını kaldıracak kadar yüksek yakalı bir libas,29 en büyük model düğmelerle mücehhez sarı bir yelek, gümüşi pantolon… Sözün kısası, bir şıklık numunesi… Peggotty ile Emily’yi ve beni alıp gezmeye götürmek için geldiğini söyledi.
Teklif, Peggotty’yi hayrete düşürmedi. Bizimle beraber arabaya bindi.
Mister Barkis bir kilisenin önünde durdu. Beygiri parmaklığa bağladıktan sonra Peggotty ile kiliseye girdiler. Bize de arabadan inmemeyi işaretle anlattılar.
Uzun bir zaman sonra tekrar geldiler ve kıra doğru gitmeye başladık.
O zaman Mister Barkis bana döndü ve gözlerini kırpıştırarak dedi ki:
“Arabanın içine hangi ismi yazmıştım?”
“Clara Peggotty.”
“Şimdi onu nasıl yazmak lazım, bilir misiniz?”
Anlamadan bakıyordum; kahkaha ile gülerek haykırdı:
“Clara Barkis Peggotty!”
Kilisede evlenmişlerdi. Benim iyi kalpli dadım, bana karşı sevgisinin azalmadığını göstermek için beni yine buselere gark etti.
Küçük bir lokantada gayet iyi bir öğle yemeği yedikten sonra eski geminin yolunu tuttuk. Mister ve Mistress Barkis bize veda ederek evlerine gittiler. O zaman Peggotty’yi kaybettiğimi anladım ve mahzun oldum. Akşam yemeğinde Mösyö Peggotty ile Ham beni eğlendirmeye çalıştılar. Emily yanıma oturdu. Ve oldukça iyi bir gece geçti.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
1
Müteazzım: Taazzum eden, büyüklük taslayan, mütekebbir. (e.n.)
2
Havi: İçinde bulunduran, kapsayan. (e.n.)
3
Sadme: Vurma. (e.n.)
4
Cebretmek: Zorlamak. (e.n.)
5
Avdet etmek: Dönmek, geri gelmek. (e.n.)
6
Sevkitabii: İçgüdü. (e.n.)
7
İndifa: Püskürme. (e.n.)
8
Merbut: Bağlı. (e.n.)
9
Muntazır: Bekleyen, gözleyen. (e.n.)
10
Beşuş: Güler yüzlü, güleç, gülümser. (e.n.)
11
Tafrafuruş: Yüksekten atan, böbürlenen. (e.n.)
12
Nankin: Deve tüyü rengi Çin bezi. (e.n.)
13
Gaybubet: Yokluk. (e.n.)
14
Hemşire: Kız kardeş. (e.n.)
15
Cebrinefis: Nefis zorlaması. (e.n.)
16
Rey: Görüş. (e.n.)
17
Beher: Her bir. (e.n.)
18
Nadim: Pişman. (e.n.)
19
Amuret, hem bir dana eti yemeği hem de geçici aşk demektir. (ç.n.)
20
Muvasalat: СКАЧАТЬ
28
İtminan: İnanma, güvenme. (e.n.)
29
Libas: Giysi. (e.n.)