Название: Kahramanların cep aynası
Автор: Baltasar Gracián
Издательство: Maya Kitap
isbn: 978-625-8068-70-2
isbn:
Bir kralın en sıradan sözlerinde bile nükte baş tacıdır. Hükümdarların en büyük hazineleri çoğunlukla yok olur gider ama sözleri şanın mücevher kutularında saklı tutulur.
Söz bazen kılıçtan keskindir. Birçok şampiyona koca bir koğuşunki kadar zırh verileceğine, tek bir nükteli söz verilse daha iyidir.
Bilgelerin kralı ve kralların en bilgesi, onu en çok sınayan olayı, iki fahişenin çocuklarıyla ilgili davayı6 atlattıktan sonra ününü çok uzaklara duyurdu. Adalet de kıvrak zekâyla yerine getirilir.
Nükte, barbarların davalarında bile güneş gibi parlıyor, ve Süleyman’ın zekâsının hızı Osmanlılarınkiyle yarışıyor. Bir zamanlar bir Yahudi, borcunun faizi olarak 30 gram Hıristiyan eti teklif etmiş. Bu iddiasını Osmanlıların önünde ne şiddetle sunduysa, Tanrıya da bir o kadar şiddetle inanmazmış. Yüce yargıç bir terazi getirilmesini emretmiş. Süleyman bir gram az ya da fazla keserse adamı ölümle cezalandıracağını söylemiş. Tereyağından kıl çekercesine tartışmanın önünü kesmiş, dünyaya hazırcevaplık ve kıvrak zekânın bir mucizesini göstermiş.
Hazırcevaplık en büyük şüphelerin alametidir, muammaların gizemidir, labirentlerde bir dizi altın gibidir, ve kendini en iyi şekilde göstermek için bir aslan gibi zor duruma düşmeyi bekler.
Fakat nasıl bazı insanlar servetlerini aptalca harcıyorsa, bazıları da nükteleri böyle harcar. Büyük avlardan çekinirler, babasız şahinler gibi. Ama önemsiz kurbanları görünce kartal kesilirler. Sert sözler söyler, insanları yererler. Zalim zekâların kanla yoğrulduğunu düşünürsek, bu insanların hammaddesi zehirdir. Bunların içinde doğa kanunları bozulmuştur. Yumuşak nükteler bunları devirir, yerin dibine sokar, ortak öfkenin derinliklerine teslim eder.
Şimdiye kadar doğanın lütufları vardı, bundan sonra sanatımızın mükemmelliği olacak. Doğa kıvrak zekâyı doğurur, sanat ise onu büyütür. Bazen başkalarının tuzuyla olur bu, bazen de çalışma ve gözlem gerekir.
Nükteli sözler, başkalarının eylemleri, yetenekli olan herkesin kalbine keskin zekâ tohumları eker. Anlayış, bu tohumları filizlendirir, çoğaltarak hazırcevap bolluğu yaratır ve nükte hasat edilir.
İyi muhakeme için ise savunma gerekmez. O, gün gibi ortadadır.
Krallarınki Gibi Bir Kalp
Filozoflar kafalarını, hatipler dillerini çok iyi kullanır. Atletlerin son çizgiye ulaşırken göğüsleri, askerlerin kolları, ulakların ayakları, hamalların kolları çok güçlüdür. Kralların en güçlü yanı ise kalpleridir, der, kutsal yazınları bazı takım elbiseli adamlar tarafından akla karşı kullanılan Platon.
Kalp geride kalacaksa anlayışın hemen öne atılmasının ne anlamı var ki? Beğenilen süslü şeyler insanı tatlı tatlı kandırır ve bazen kalp bu süslü kavramlara ışık tutmakta zorlanır.
İncelikli akıl yürütme genellikle neticesiz kalır, çok hassas uygulandığında da zayıf düşer.
Büyük bir amaç arkasında büyük etkiler, kocaman kalpler de arkasında olağanüstü işler bırakır. Dev kalpli birinin evlatları da devasadır. Bu kalp kendi boyutunda işlerle uğraşır, birinci derecede önemli konuları ele alır.
İskender’in adı gibi kalbi de büyüktü. Kalbinin yalnızca bir köşesi tüm dünyayı içine alırdı da içine altı dünya daha sığardı.
Kralların en büyüğü ise ya her şey ya hiçbir şey diye düşünen Sezar’dı.
Kalp bahtın midesi gibidir; tüm aşırılıkları aynı rahatlık ve cesaretle sindirip alır. Büyük bir midede büyük lokmalara yer vardır. Yapmacıklar bu mideyi bozmaz, nankörlükler bu mideyi ekşitmez. Cüceyi doyurup şişiren yemek bir devi aç bırakır.
Bir yiğitlik mucizesi Döfen VII. Charles, Fransız kralı olan babasıyla İngiliz kralının, Paris Parlamentosu’ndan zorla bir karar geçirdiğini öğrenir. Karara göre Charles’ın tahta geçmesine izin verilmeyecektir. Gözü pek Charles, karara itiraz edip bir üst mevkiye taşıyacağını açıklar. “Hangi üst mevki?” diye sorarlar. “O üst mevki kalbimin yüceliği ve kılıcımın sivri ucudur,” der. Dediğini de yapar.
Neredeyse ölümsüz olan elmas, insanı günden güne tüketen şirpençelerle uğraşan birinde, risk ve tehlike dolu yüce bir kalpteki kadar gururla parlamaz.
Zamanımızın Akhilleus’u sayılan Savoy Dükü Charles Emmanuel, yalnızca dört askeriyle dört yüz kişilik düşman askerinin üstesinden gelmiş ve “büyük tehlike anlarında yanınızdaki hiç kimse büyük bir kalbin yerini tutamaz,” diyerek tüm dünyanın hayranlığını kazanmıştır.
Gönlün yüceliği, eksik olan diğer her şeyin yerine geçer. Zorluklarla ilk karşılaşan da ilk zaferi kazanan da hep yüce gönüller olur.
Bir keresinde Arap Kralı’na, bir savaşçıyı memnun edecek derecede nadide bir eğri Şam kılıcı takdim edilmiş. Kralın yaverleri, kılıcı yalnızca kibar olmak adına değil, aklı başında nedenlerle övmüşler. Hem nezaketi hem de sanatı elden bırakmayan yaverler, kılıcın biraz daha uzun olsaydı “çelikten bir şimşek” olabileceğini söyleyecek kadar ileri gitmişler. Kral, görüşünü almak için prensi çağırtmış. Çağırdığı prens Jacob Almanzor7 olduğundan, kralın aldığı görüş de ona göre olmuş. Kılıca bakıp bir şehre eşdeğer bir kılıç olduğunu söylemiş; bir prense yakışır bir övgü. Kral kılıcın bir yerinde bir noksanlık olup olmadığını sormuş, prens de “her şeyin fazlası var” diye cevap vermiş. “Ama Prens’im, buradaki herkes kılıcı çok kısa buldu.” Eliyle kendi kılıcına uzanan prens “Yürekli bir erkek hiçbir kılıcı kısa bulmaz. Bir adım ileri gittiğinde kılıç yeterince uzun hâle gelir. Çeliğin noksanlığını cesaret kapatır.”
Hakaretten önce gösterilen yüce gönüllülük, bu hediyeyi zaferin göstergesi defne yapraklarıyla taçlandırır. Yüce gönüllerin asaletinin doruk noktasıdır bu. Hadrianus8 düşmanları alt etmenin nadir görülen ve muhteşem bir şeklini göstermiş. En kötü düşmanlarından birinin başına dikilip “Elimden kaçmışsın anlaşılan…” demiş.
Sıradışı Zevk
Gerçek yetenekleri memnun etmek asla kolay değildir. Zevk de en az zekâ kadar geliştirilmeli ve olgunlaştırılmalıdır. Bunların ikisi de göze çarpacak duruma geldiğinde, aynı rahimde büyümüş yetenek ikizleri mükemmelliğin ortak vârisleri gibi görünürler.
Görkemli bir zekânın sahibi asla düşük zevkler beslemez.
Bazı yetkinlikler güneş, bazıları ışık gibidir. Kartal güneşle oynaşırken kanatlı küçük bir solucan mum ışığında kaybolabilir. Birinin yeteneğinin derinliğini ölçmek için ne kadar yüksek zevk sahibi olduğuna bakın.
İyi zevk sahibi olmak iyiyse, değerini yükseltmek daha da iyidir. Zevk, СКАЧАТЬ
6
İncil 3:16-28, Süleyman, meşhur çözümü olan bebeği ikiye kesmeyi önerir.
7
Gracián muhtemelen burada Erek Savaşı’nda Kastilya Kralı VIII. Alfonso’yu yenen Ebû Yûsuf Yakub el-Mansûr’u (ö.1199) kastetmektedir.
8
Roma imparatoru, İtalica’da doğdu (bugünün Sevilla yakınlarında), M.S 117-138 yıllarında hükümdarlık yaptı.