Название: İskandinav Mitolojisi
Автор: Peter Andreas Munch
Издательство: Maya Kitap
isbn: 978-605-7605-78-8
isbn:
Sabah kalkıp yolculuklarına devam etmek üzere hazırlandılar. Utgard-Loki, bizzat gelip Thor ve yoldaşları için her türden yiyecek ve içecekle donatılmış bir masa hazırlanmasını istedi. Ardından yola çıktılar. Utgard-Loki, gruba kalenin dışına kadar eşlik etti. Tam ayrılacakları sırada Thor’a, bu seyahat hakkında ne düşündüğünü sordu. Thor, şanına şan katamadığını, üstelik geride bıraktığı şanın da yalnızca güçsüz bir adamın şanından ibaret olması yüzünden derin bir hayal kırıklığı yaşadığını söyledi. “Öyleyse sana doğruları söyleyeyim. Zira artık kalenin dışına çıkmış bulunuyorsun. Yaşadığım ve hükmettiğim sürece, asla ama asla bu kaleye tekrar girmene izin vermeyeceğim. Eğer ne kadar güçlü olduğunu bilseydim, en baştan girmene izin vermezdim, çünkü az kalsın başımıza büyük dertler açacaktın. Senin ve yoldaşlarının gözünü boyadık. Ormanda seninle karşılaşan dev aslında bendim. Heybeyi, nasıl açacağını tahmin edemeyesin diye trol demiriyle bağlamıştım. Sen farkında değildin, eğer koruma olarak hemen ileride göreceğin devasa dağı büyüyle aramıza sokmasaydım, bana vurduğun her darbe beni doğrudan öldürürdü. Şimdi o dağın üstünde her biri bir diğerinden derin üç çukur göreceksin, işte bu çukurların hepsi senin darbelerinin bıraktığı izler. Aynı şeyi oynadığımız oyunlarda da yaptım: Loki epey acıkmıştı ve çok iyi yedi, ama aynı anda hem eti hem de et tahtasını yiyen Logi (logi=ateş) önüne geçilemeyen yangından başkası değildi. Thjalfi’nin yarıştığı genç Hugi, benim düşüncelerimdi (hugr) ve tabii ki Thjalfi’den daha hızlıydı. Sen boynuzdan içmeye başladığında o kadar hayrete düştüm ki gözlerime inanamadım, çünkü boynuzun diğer ucunda okyanusun ta kendisi bulunuyordu. Eğer dikkatle bakarsan su seviyesinin alçaldığını görebilirsin, buna deniz çekilmesi diyoruz. Kediyi kaldırdığındaysa hepimiz telaşa düştük; aslında bu kedi tüm toprakları çevreleyen Midgard Yılanı’ydı, fakat sen onu öyle bir kaldırdın ki yılanın başı ve kuyruğu havaya kalktı. Elli’yle yaptığın güreşin de mucizeden farkı yoktu, çünkü yaşayan ve bundan sonra da yaşayacak herkes, onun (elli=yaşlılık) önünde diz çökmek zorunda. Artık ayrılıyoruz ve bence bir daha hiç dönmemen ikimiz için de hayırlı olur, çünkü gelecekte bu tür yeteneklere karşı kendimi savunmaktan çekinmem,” dedi Utgard-Loki. Thor, Utgard-Loki’ye vurmak için çekicini kaldırdı ama dev çoktan kaybolmuştu bile. Thor bir daha kaleyi göremedi, bu yüzden Thrudvang’a geri dönmek zorunda kaldı. Ancak çok geçmeden başka bir yolculuğa daha çıkacaktı ve bu kez kozlarını Midgard Yılanı’nın ta kendisiyle paylaşacaktı.
Thor’un Hymir’i Ziyareti
Thor’un Dev Hymir’i ziyareti, hem Manzum Edda’da (Hymiskviða) şiir biçimiyle hem de Snorri’nin yazdığı Edda’da nesir biçimiyle kendine yer buluyor. Edda’daki şiirde mit, Ægir tarafından verilen bir ziyafette toplanan tanrıların, büyülü sanatlar aracılığıyla Deniz Tanrısı’nın elinde bir sürü kazan olduğunu öğrenmesiyle başlıyor: Thor, Ægir’in Æsir’den aşağı olduğunu ima etmişti; bunun üzerine Ægir, intikam amacıyla Thor’dan, tüm Æsir’e yetecek kadar birayı tek seferde mayalayabileceği kadar büyük bir kazan bulmasını istedi. Tabii o zamana kadar hiç kimse bu kadar büyük bir kazanın varlığından haberdar değildi, ancak nihayetinde Tyr öne çıkıp Elivagar’ın doğu bölgesinde yaşayan babası Dev Hymir’in bir mil derinliğinde bir kazana sahip olduğunu söyledi. Ne var ki bu kazanı hileler yapmadan ele geçirmek imkânsızdı. Böylece Thor ve Tyr, Asgard’dan yola çıktılar; yolları üzerinde Egil isimli bir adamın evine vardılar. Keçileri buraya bıraktılar ve Hymir’in çiftliğine yayan devam ettiler, fakat oraya vardıklarında devin ava çıktığını öğrendiler. Salona girdiklerinde Hymir’in eşini gördüler, bu dev kadının tam dokuz yüz başı vardı. Hymir’in kızı, Tyr’ün annesi, her şeye rağmen onları nezaketle karşılayıp odada asılı olan sekiz devasa kazanın arkasına sakladı, çünkü (söylenene göre) Hymir ziyaretçilerden pek hoşlanmazdı. Epey süre sonra Hymir eve geldi. Eşiğe adımını attığında, donmuş sakalından sarkan buz saçakları çınlayan bir ses çıkardı. Kızı, Hymir’i hoş sözlerle karşıladıktan sonra Thor ve Tyr’ün onu görmeye geldiğini söyledi: “İşte şuradalar, merdivenin altındaki kolonun ardında saklanıyorlar.” Dev Hymir, delici bakışlarıyla öyle öfke saçmıştı ki kolon hemen oracıkta paramparça oldu ve kiriş ikiye ayrıldı; yere düşen kazanlardan biri hariç hepsi tuzla buz oldu. Kırılmayan kazan çok özenle dövülmüştü. Thor ve Tyr, artık saklandıkları yerden çıkmışlardı. Hymir, devlerin amansız düşmanını kendi çatısı altında bulduğu için huzursuzdu. Akşam yemeği için üç öküz kesildi ve Thor tek başına ikisini yedi. Ertesi gün Hymir, gerçekten yemek isteyecekleri bir şeyler bulmak için ava çıkmayı önerdi. Öte yandan Thor, eğer Hymir yemi ayarlarsa bir tekneyle denize açılabileceklerini öne sürdü. Hymir kendi sığır sürüsünü işaret etmişti ki Thor hemen gidip kocaman siyah boğanın kafasını kopardı. Böylece Thor ve Hymir denize açıldı, o kadar açılmışlardı ki dev telaşa kapılmaya başladı, ardından balık tutmaya başladılar. Hymir tek çekişte denizden iki balina çıkardı, bu sırada teknenin kıç tarafında oturan Thor, kancaya boğanın kafasını taktı ve Midgard Yılanı’nın yemi yutması için beklemeye koyuldu. Tabii çok geçmeden Yılan, yemi yutup kancaya takıldı. Thor, yakaladığı hayvanı teknenin kenarına kadar çekti ve yılana çekiciyle öyle bir vurdu ki darbenin sesiyle dağlar yankılandı, tüm diyar sallandı. Fakat oltanın ipi koptu ve Midgard Yılanı tekrar denizin derinliklerine indi. Eve doğru kürek çekerlerken Hymir asabi asabi oturuyordu, tek kelime söylemedi. Karaya ayak bastıklarında, Thor’dan ya tekneyi çekmesini ya da içindekileri içeri taşımasını istedi, iki türlü de onun gücünü test etmeyi düşünüyordu. Bunun üzerine Thor, teknenin baş kısmından tuttu ve içindeki sintineyi dökmeden tekneyi karaya çekti; ardından kürekleri ve kovaları alıp götürdü, en sonunda da balinaları sırtlayıp sanki çocuk oyuncağıymış gibi eve taşıdı. Hymir yine de ikna olmamıştı. Thor, hem tekneyi hem de içindeki yükleri taşıyacak kadar güçlüydü, ama Hymir’in kadehini parçalayabilecek СКАЧАТЬ