Название: İskandinav Mitolojisi
Автор: Peter Andreas Munch
Издательство: Maya Kitap
isbn: 978-605-7605-78-8
isbn:
Gece – Gündüz
Gündüz ve Gece tanrıları da dev ırkındandı. Dev Norvi’nin Nott (gece) adında, tıpkı akrabalarının kalanı gibi esmer ve siyah bir kızı vardı. Nott, önce Naglfari ile evlendi ve bu evlilikten Aud isminde bir oğlu oldu. Daha sonra Anar ile evlendi ve bu evlilikten de Jord adında bir kızı oldu ki bu kız daha sonra Odin’in eşi oldu. En sonunda da Æsir ırkından Delling ile evlendi, bu evlilikten ise Dag (gündüz) adında bir oğlu oldu. Bu çocuk, tıpkı babasının ailesi gibi açık tenli ve ışıl ışıldı. Herkesin Babası, Gece ve oğlu Gündüz’ü alarak onlara iki at ve iki araba verip göğün üstüne yerleştirdi. Gece ve Gündüz, burada değişimli olarak on iki saatlik dilimler boyunca dünyanın etrafında döneceklerdi. Gece, Rimfaxi (Hrímfaxi, “kırağı yele”) adıyla tanınan atı sürüyordu, böylece tarlalar her sabah onun dizginlerinden damlayan köpüklerle kaplanmış oluyordu. Bu ata Fjorsvartnir da deniyordu26. Gündüz ise Skinfaxi (parlak yele) adlı atı sürüyordu; dünya ve gökyüzü, bu atın yelesinden saçılan ışıkla aydınlanıyordu.
Hel
Yggdrasil’in kökünün çok çok altında, karanlık ve soğuk Niflheim’de, Loki ve Angerboda’nın kızı Hel’in27 korku veren bölgesi uzanıyordu. Hel’in vücudunun yarısı kurşun gibi bir tona, diğer yarısıysa insan teninin rengine sahipti. Hel zalim ve gaddardı, açgözlü bir avcı gibiydi ve hükmü altına bir kere giren kişileri kolay kolay bırakmazdı. Hükümdarlığını çevreleyen karanlık ve derin vadilere Cehennem Yolları deniyordu, buraya gidecek kişi önce altınla döşenmiş Gjoll Köprüsü’nün altında uzanan Gjoll (gürleyen, çağlayan) nehrini geçmeliydi. Hel’in meskeni yüksek duvarlarla çevriliydi, buraya açılan kapıya Cehennem Kapısı deniyordu. Sarayının adı Eljudnir’di. Yemeği ya da çorbası Açlık, bıçağı Kıtlık, erkek esirleri Ganglati, kadın esirleri Ganglt (iki kelime de “ağır hareket eden” anlamına geliyor), kapı eşiği Yıkıma Giden Çöküntü, koltuğu Hasta Yatağı, yatağının çarşaflarıysa Feci Talihsizlik adıyla biliniyordu. Devasa bekçi köpeği Garm’ın boynu kan içindeydi ve ağzında bir ağızlık vardı. Külrengi horozu, evrenin çöküşünü müjdelemek için ötüyordu. Niflheim’in ortasında Vergelmir kuyusu bulunuyordu, bu kuyunun içindeyse Yılan Nidhogg yatıyordu. Vergelmir’in kenarlarına Nastrand (Cesetlerin Kıyısı) adı veriliyordu, burası Niflheim’deki en korkunç noktaydı. Savaşta ölenlerin dışında kalan herkesin cehenneme gideceği söyleniyordu, ancak görünüşe göre genel inanç dahilinde, oraya giden kişiler yalnızca kötü insanlardı.
Ozanların kullandığı terimlerde Hel; sık sık Loki’nin Kızı, Kurt Fenris’in Kız Kardeşi ve daha birçok isimle kendine yer buluyor. Hell (cehennem) ve Niflhel kelimeleri ölüler diyarı için kullanılan isimlerdendi, bu da Norveççe bir ifade olan å slå ihjel (ihel) yani “cehenneme göndermek” ya da “öldürmek” ifadesinden geliyor. Hayaletler ortaya çıktığında şu cümle de sık sık duyuluyordu: “Cehennem Kapıları açıldı,” (hnigin er helgrind) zira o zamanlar ruhların cehennemden kaçması mümkündü.
Devler
Æsir ve insanlığın azılı düşmanı olan devler, vahşi ve kaba yaratıklardı ama her zaman kötü niyetli değillerdi. Hatta zaman zaman, iyi bir mizaca sahip saf varlıklar olduklarını aleni bir şekilde gösterebiliyorlardı. Muazzam cüsseleri, genelde birden fazla kafaları ve ikiden fazla elleri vardı, tenleri ve saçları da koyuydu. Dev kadınların çoğu, örneğin Gerd, güzel görünüşlüydü ama kalanlar korkunçtu; birinin kuyruğu, bir başkasının iki başı olabiliyordu. Devlerin büyük sığır sürüleri, altın boynuzlu boğaları, koyunları, atları ve köpekleri vardı. Karanlığı ve karanlık işleri seviyorlardı. Kadınları, gün ışığından kaçınırlardı ve gece vakti yollara düşerlerdi, bu yüzden onlara bazen Karanlığın Yolcuları ya da Gece Yolcuları denirdi. Eğer bir devin üzerine gün ışığı düşerse, o dev aniden taşa dönüşürdü. Devler, zaman zaman kendi aralarında dövüşürler, birbirlerine devasa kayalar fırlatırlardı ama genelde Æsir ve insanlarla savaşmakla meşgul olurlardı. Tanrılara adanmış mabetlerden nefret ederlerdi, Æsir geri çekilip yerini Tanrı’ya ve azizlere bıraktığında devler nefretlerini yeni tanrılara kustular. Hıristiyanlığın gelişinden çok sonraları bile devler, popüler inançlarda var olmaya devam ettiler, hatta devlerin kiliselere ve kilise çanlarına karşı olan düşmanlıkları birçok efsanede kendine yer buldu. Bugün bile büyük kayalıklar ve dağlarla ilgili yerel efsaneler, СКАЧАТЬ
25
Eski Nors
26
27
Hel, tanrıça olan kişiliği; Hell (cehennem) ise hükümdarlığını tanımlamak için kullanıldı. (ç.n.)