Karanlık Yüz. Хеннинг Манкелль
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Karanlık Yüz - Хеннинг Манкелль страница 19

Название: Karanlık Yüz

Автор: Хеннинг Манкелль

Издательство: Ayrıksı Kitap

Жанр:

Серия: Kurt Wallander

isbn: 978-605-71714-7-4

isbn:

СКАЧАТЬ style="font-size:15px;">      Hansson’un odasının kapısı açıktı. Kurt Wallander kapıyı çalmadan içeri girdi.

      Oda boştu.

      Koridorda Martinson’la karşılaştı. Martinson’un elinde bir tomar bilgisayar çıktısı vardı.

      “Ben de seni arıyordum,” dedi Martinson. “İlginç sayılabilecek şeyler topladım. Bunu yapanlar Finli bile olabilir.”

      “Hiçbir şey bilmediğimiz zaman bu tür şeyleri Finlilerin yaptığını söylüyoruz hep,” diye karşılık verdi Kurt Wallander. “Şimdi hiç vaktim yok. Hansson’un nereye kaybolduğunu biliyor musun?”

      “Odasından hiç çıkar mıydı?”

      “O halde onu aramamız gerek. En azından şu anda odasında değil.”

      Kantine göz attı ama orada sadece kendisine omlet yapan bir memur vardı.

      Şu kahrolası Hansson da nereye kayboldu, diye düşündü. Kendi odasının kapısını ayağıyla iterek açtı. Burada da kimse yok. Santraldeki Ebba’yı aradı.

      “Hansson nerede?” diye sordu.

      “İşte, eğer önümden bu denli hızla geçip gitmeseydin, gelir gelmez sana bunu söyleyecektim,” diye yanıtladı Ebba.

      “Föreningsbank’a gideceğini sana söylememi istedi.”

      “Ne yapacakmış orada? Yanında biri var mıydı?”

      “Evet. Ama kim olduğunu bilmiyorum.”

      Kurt Wallander ahizeyi sertçe yerine kapattı.

      Hansson ne işler çeviriyordu böyle?

      Yine ahizeyi eline aldı.

      “Bana Hansson’u bulabilir misin?” diye rica etti Ebba’ya.

      “Föreningsbank’tan mı?”

      “Oradaysa evet.”

      Kendi görüşmek istediği insanları ararken Ebba’dan yardım istemesi sık görülür şey değildi. Kendine ait bir sekreter edinme fikrine bir türlü alışamamıştı. Bir iş yapması gerekiyorsa, kendisi ilgilenmek isterdi. Bu gibi ıvır zıvır işleri halletmek için sekreter kullanmak ancak zenginlere ve iktidar sahiplerine göreydi. Bizzat telefon rehberine bakamamak ya da ahizeyi kaldıramamak tam anlamıyla tembellikti ve bunun hiçbir özrü olamazdı.

      Telefonun zili onu düşüncelerinden uyandırdı. Telefondaki, Föreningsbank’tan arayan Hansson’du.

      “Sen gelmeden dönerim sanmıştım,” dedi Hansson. “Burada ne yaptığımı merak ediyorsundur herhalde.”

      “Kesinlikle.”

      “Lövgren’in banka hesaplarına bir göz atalım dedik.”

      “Biz dediğin kim?”

      “Adamın adı Herdin. Ama en iyisi onunla senin bizzat konuşman. Yarım saate döneriz.”

      Kurt Wallander’in Herdin adlı adamla karşılaşması bir buçuk saat sonra gerçekleşti. Adam yaklaşık iki metre boyunda, adaleli ve ince yapılı biriydi. Kurt Wallander onu selamlarken kendini cüce gibi hissetmişti.

      “İşimiz biraz uzun sürdü,” diye özür diledi Hansson. “Ama faydası da oldu. Herdin’in söyleyeceklerini bir dinle. Tabii bankadan öğrendiklerimizi de.”

      Herdin suskun bir şekilde sandalyeye oturdu.

      Kurt Wallander onun bu ziyaret için en iyi elbiselerini giymiş olduğu hissine kapıldı. Üzerindeki daha önce birçok kez giyilmiş bir takım ve yakası yıpranmış bir gömlek bile olsa.

      “En iyisi en baştan başlayalım,” diye giriş yaptı Kurt Wallander ve eline bir not defteri aldı.

      Herdin hayretle Hansson’a baktı.

      “Yani her şeyi bir kez daha mı anlatmam gerekiyor?” diye sordu.

      “Çok iyi olur,” diye karşılık verdi Hansson.

      “Bu uzun bir hikâye,” diye başladı söze Hansson duraksayarak.

      “Adınız nedir?” diye sordu Kurt Wallander. “Sanırım adınızla başlamalıyız işe.”

      “Lars Herdin. Hagestad’da bir çiftliğim var. Besi hayvanı yetiştiriciliği yaparak geçimimi sağlıyorum. Ama bu pek yeterli olmuyor.”

      “Elimde kişisel bilgileri var,” diye atıldı Hansson. Kurt Wallander de onun at yarışı programlarına dönebilme telaşı içinde olduğunu düşündü.

      “Sizi doğru anladıysam, buraya geliş nedeniniz, Lövgren çiftine düzenlenen cinayeti aydınlatacak açıklamalarda bulunmak,” dedi Kurt Wallander. Anlaşılır bir ifade kullanabilmiş olmayı diledi.

      “Bunun para için olduğu besbelli,” dedi Lars Herdin.

      “Hangi para?”

      “Sahip oldukları bütün para.”

      “Biraz daha açık konuşabilir misiniz?”

      “Almanların parası.”

      Kurt Wallander, belli etmemeye çalışarak omuz silken Hansson’a baktı; Wallander bundan, biraz daha sabretmesi gerektiği sonucuna varmıştı.

      “Biraz daha ayrıntıya girebilir misiniz?” dedi. “Biraz daha açıklayıcı olabilirsiniz belki.”

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

/9j/4AAQSkZJRgABAQEASABIAAD/2wBDAAEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQICAQECAQEBAgICAgICAgICAQICAgICAgICAgL/2wBDAQEBAQEBAQEBAQECAQEBAgICAgICAgICAgICAgICAgICAgICAgICAgICAgICAgICAgICAgICAgICAgICAgICAgL/wgARCAh2BdwDAREAAhEBAxEB/8QAHgABAAAGAwEAAAAAAAAAAAAAAAUGBwgJCgEDBAL/xAAdAQEAAgIDAQEAAAAAAAAAAAAAAgMBBAUGBwgJ/9oADAMBAAIQAxAAAAHBlsbEqAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA СКАЧАТЬ