Название: Белый Тюльпан. Самые пронзительные турецкие рассказы ХХ века. Уровень 1
Автор: Омер Сейфеддин
Издательство: Издательство АСТ
Серия: Легко читаем по-турецки
isbn: 978-5-17-155684-6
isbn:
– Evlatlarım! Bindiğiniz atları, takımları, üstünüzdeki elbiseleri, belinizdeki işlemeli hançerleri size bağışlıyorum. Bana hakkınızı helal ediyor musunuz?
– Helâl olsun!
Cevabını alınca, onları başından savdı. Geniş bir nefes aldı. Evine uğramadan deniz kıyısına koştu. Bir kayığa atladı.
Sadrazamın konağına gitti. Mektubu, Şah’a verdiğinde, hiçbir hakarete uğramadığını Şah’ın müsaadesini istemeden habersizce kalkıp İstanbul’a döndüğünü söyledi. Zaten sadrazam, onun vazifesini yapabileceğinden son derece emindi. Yollara, derebeylerine, aşiretlere dair bazı şeyler sordu. Çelebi kalkıp gideceği zaman:
– Ben satın almak istiyorum, oğlum, kaftanın burada mı? dedi.
– Hayır, getirmedim.
– Acemistan’da[49] mı sattın?
– Hayır, satmadım.
– Çalındı mı?
– Hayır.
– Ya ne yaptın?
– Hiç!
Sadrazam ısrar etti, tekrar tekrar sordu. Kaftanın ne olduğunu bir türlü anlayamadı. Muhsin Çelebi, yaptığı ile iftihar edecek kadar küçük ruhlu değildi. O akşam Üsküdar’a döndü. Ertesi günü yedi bin altına geri almak için kendisini bulan sırmakeş Toroğlu’na da kaftanı ne yaptığını söylemedi. İstanbul’da hiç kimse meşhur “Pembe İncili Kaftan”ın nasıl, nerede, niçin bırakıldığını öğrenemedi. Tebriz sarayındaki macera, tarihin karınlığına karıştı, sır oldu. Fakat eski zengin Muhsin Çelebi, bu kaftan için girdiği borçları verip çiftliğini, mandırasını rehinden kurtaramadı. Elçilikten yadigâr kalan atı ile mücevher takımını satıp Kuzguncuk’ta mini mini bir bahçe aldı. Onu ekip biçti. Ailesinin ekmeğini çıkardı. Ölünceye kadar Üsküdar pazarında zerzevatçılık etti. Pek fakir, pek acı, pek mahrum bir hayat geçirdi. Ama ne kimseye boyun eğdi, ne de bütün servetini bir anda yere atmakla gösterdiği fedakarlığa dair gevezelikler yaparak boşu boşuna pohpohlandı!
(‘‘Yeni Mecmua’’, C. I, 1917, sayı: 17)
1. Заполните пропуски нужным словом.
a. Vezirler, sevgili padişahının sükûnunu bozmamayı en büyük _________ sayarlardı.
b. Sadrazam, ‘‘Ben tam bu elçiliğe ____________ bir adam biliyorum,’’ dedi.
c. Sadrazam bir an eteğine ____________________ bekledi.
d. Muhsin Çelebi’nin yaşı ____________________ geçiyordu.
e. Sadrazamın ____________________ hakkı vardı.
2. Составьте фразы, расставив слова в верном порядке.
a. gayet / giyinmişti / elçisi / Şah İsmail’in / ağır
b. nafakalarını / verdi / altı aylık / ellerine
c. açık / Muhsin Çelebi / serbest adımlarla / girdi / kapıdan
d. tekrar tekrar / Sadrazam / sordu / ısrar etti
e. macera / Tebriz sarayındaki / karınlığına / tarihin / karıştı
3. Составьте словосочетания, соединив существительное с глаголом.
a. müsaade – 1. etmek
b. rehine – 2. istemek
c. ısrar – 3. geçirmek
d. fiyat – 4. sıkmak
e. dişler – 5. vermek
f. haber – 6. koymak
g. ele – 7. artırmak
4. Ответьте на вопросы.
a. Bayezid’in divanı nereye elçi göndermek istemişti?
b. Muhsin Çelebi, Şah İsmail’e gitmek için hangi elbiseyi satın almıştı?
c. Muhsin Çelebi, Pembe İncili Kaftan’ın parasını nereden almıştı?
d. Muhsin Çelebi, Pembe İncili Kaftan’ı nerede bırakmıştı?
e. Muhsin Çelebi, elçilikten döndükten sonra ne yapmıştı?
5. Определите, верны (doğru) фразы, или нет (yanlış).
a. Bayezid-i Veli’nin karakteri son derece yumuşaktı.
b. Muhsin Çelebi, hazineden para almak istemedi.
c. Muhsin Çelebi bahçesini rehine koydu.
d. Muhsin Çelebi, Şah İsmail’in sarayında oturamadı.
e. Muhsin Çelebi, Şah İsmail’in sarayından yavaş yavaş döndü.
1. a. Vezirler, sevgili padişahın sükûnunu bozmamayı en büyük vazifeleri sayarlardı.
b. Sadrazam, ‘‘Ben tam bu elçiliğe münasip bir adam biliyorum,’’ dedi.
c. Sadrazam bir an eteğine kapanılmasını bekledi.
d. Muhsin Çelebi’nin yaşı kırkı geçiyordu.
e. Sadrazamın şaşmaya hakkı vardı.
2. a. Şah İsmail’in elçisi gayet ağır giyinmişti.
b. Altı aylık nafakalarını ellerine verdi.
СКАЧАТЬ
49
«Acemistan» – Иран.