Koyu sincabi tuğla ve dövülmüş topraktan inşa edilmiş pek yüksek duvarlar arasında düşünerek gidiyorduk. Bu duvarlarda uzaktan uzağa fasılayla demir parmaklıklı bir delik, gizli bir kapı açılıyordu. Gittikçe darlaşan duvarlar nihayet başımızın üstünde birleşerek bir kümbet teşkil ettiler ve birdenbire bir mahzen loşluğu etrafımızı sardı. Bu dar geçitlerin ortasında tezek, süprüntü ve pislik arasından ufak dereler akıyor, lağım ve ölü fare kokusu duyuluyordu. Şiraz’a girmiştik.
Karanlık daha kesafet peyda ettiği zaman demir çivi kakılı ve büyük halkalı eski bir kapının önünde durduk. Burası benim meskenimdi. Evvela loş bir dehliz, tozlu ve harap bir bina, sonra güneşli bir avlu, akar bir havuzun etrafında çiçek açmış güzel portakal ağaçları ve nihayetinde iki katlı yepyeni ve bembeyaz bir küçük ev ki işte orada kapanıp kalacağım. Fakat ne kadar zaman için bilmiyorum. Çünkü bir Acem darbı meseli “Şiraz’a girmek çıkmaktan daha kolaydır.” der.
İKİNCİ KISIM
Hacı Abbas’ın evindeki odalarda yalnız boş dört duvar bulunduğundan halılar ve yastıklar satın almak için ilk defa şehirde alelacele çarşılara çıktığımız vakit güneş guruba başlamıştı. Bu şehirde dolaşmak yer altı dolambaçlı yerlerde yürümeye benziyor. Üstleri kapalı, süprüntü dolu sokaklar insanı şaşırtacak surette dönüyor, dolaşıyor ve yekdiğerini katediyorlar. Bazı yerlerde o kadar daralıyor ki karşıdan bir atlı hatta ufak bir eşek gelse çarpmaması için iki omzunuzla duvara yapışmak icap ediyor.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
1
Kıran tahminen bir frank kıymetinde gümüş bir paradır.