Kidan Kızı: Uygurların soyu çoğalsın. Onun için her sene çocuk doğuracağım. Ve de Uygurların mavi kurdu sonsuza kadar yaşayacaktır!
(sahne kararır)
Uygur İdikut Ordusu
(Baurçuk Art Tekin sert adımlarla saraya girer)
Esen Timur (Kor ateşe basmış gibi korkarak ayağa fırlar ve bağırarak Tarkan Bilge Buka’yı çağırır): Benim Tarkan’ım! Benim, benim Tarkan’ım! (Tarkan Bilge Buka girer).
Baurçuk Art Tekin: Baba, ben seni çok özledim! (Babasını kucaklamak istediğinde Esen Timur, aniden nefretle geri çekilir).
Esen Timur: Yeter artık! Yeter! Ben senin baban değilim! Evet, değilim!
Tarkan Bilge Buka (O anda Tarkan Bilge Buka bu durumu düzeltmek istercesine yavaşça): Kaçıp gitmiştiniz şimdi de geri dönmüşsunuz. Uygurlarla Kidanlıları kavga ve katliama karıştırıp kendinize ne gibi bir kâr sağlamaya çalışıyorsunuz? Bu alçakça bir amaçtır ve alçakça bir iştir!
Kidan Kızı: Bu kan dökmek demektir!
Esen Timur: Satkın! Sen beni rezil ediyorsun! Bitti! Ben sana tahtımla tacımı teslim etmeyeceğim! Senin anlayışın ve düşüncelerin yanlış ve bu laflar da azdır sana!
Baurçuk Art Tekin (yalvararak): Baba, lütfen, biraz sabır göster ve sakin ol.
Esen Timur: İyi niyetimi kullanıp benim sabrımı taşıran ve beni bu hale sokan sensin! Şimdi de gelmiş merhamet dileniyorsun! Sen nasıl merhamet istiyorsun bir de? Ben bütün bunlara karşı olduğumu Tarkan’ı şahit tutarak söylüyorum. Baurçuk benim oğlum değildir! O bir hırsızdır ve bir korsandır! O bizim Kidanlılarla eskiden beri gelen dostluğumuzu düşmanlığa ve öfkeye dönüştürmek istiyor! Arkadaşım Tus – Tayga şimdi çok kızgın ve öfkelidir. Belki de o şimdi hançerini kınından çıkarmış savaşın başlayacağı anı bekliyor! Ulu Tus – Tayga kendi askerleriyle gelip teslim alırsa nehirler kırmızı kanla dolacak. İşte, o zaman senin de babana kalkmış olan o ellerini kırıp, babana diktiğin o gözlerini oyup alacaktır!
Baurçuk Art Tekin: Ya sen, senin inandığın Tus-Tayga’nın bugünlerde sadece kendi işleriyle uğraştığını biliyor musun? O şimdilerde çok hasta! Sağlığı yerinde değil. Sayılı günleri kaldı. Kidan sınırlarına Cengiz Han’ın birlikleri toplanmaktadır. Bu yüzden Tus- Tayga’nın kafası karışık ve kendi dertleriyle başbaşadır. Sen buralarda bu kadar alçalıyorken Tus –Tayga kendiişleriyle ilgileniyor… Baba, bir düşün! Baba, sana diyorum! Sen, hayır diyorsun… Bundan sonra ben de sana yabancıyım!
Kidan Kızı: Yalan! Yalan söylüyor!
Esen Timur: Sen benim başımı yaktın! Sen dinsiz bir prens olup çıktın.
Tarkan Bilge Buka: Yo durun artık… Kavgaya ne gerek var… Eve – ee – t! Ekselansları… Eğer prensin dedikleri doğru çıkarsa ne olacak… İdikut’un kaderi… Ekselansları, biraz düşünsek iyi olurdu?!
Esen Timur (Tarkan’ın sözlerine kulak vermeden): Çağır askerleri! Girsinler! Şu yabancıyı, aklını kaçırmış şeyi, tehlikeli düşmanı tutuklayın. (Askerler onun dediklerini yerine getirmek üzere davranırlar). Durun! Ben kendim, tam da şuracıkta… benim kutsal sarayımda… sizin gözünüzün önünde onun kafasını koparacağım!
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.