Atay Sali: Sutra’da Buda’nın kaç hayali vardır?
Rahipler: Dört hayali!
Birinci rahipler: Ben hasta olmasam!
İkinci rahipler: Ben yaşlanmasam!
Birinci rahipler: Ben ölmesem!
Atay Sali: Bütün dünya bozulmasa!
Rahipler (hep beraber): Bizim liderimiz Buda’ya özgürlük diliyoruz! Buda – incidir! Sutra – incidir!
Atay Sali: Kim beş beklentiyi (isteği) biliyor?
Rahip: Hayvan sahibi olmak, bilinmesi gerekeni bilmek, yiyeceği ile içeceği olmak, tatlı bir şeyleri olmak, uyumak ve yeterince dinlenmek…
Atay Sali: Bundan da öte ne lazımdır?
Rahip: Bundan da öte özgürlük ile birlik ve hayallerin gerçekleşmesi! Buda – incidir!
Atay Sali: Aferin, benim değerli aziz rahiplerim! Nasıl akşam güneşinin ışınları uzun bir süre ışık veremiyorsa, İdikut’un hizmetleri ile dertleri de sonsuza kadar sürmeyecektir! Öyleyse sizin ellerinizden Sutralarınız, dualarınız ile ulaştığınız dorukların yanında kılıçlarınızla mızraklarınız, hançerlerinizle ateşli oklarınız eksik olmasın!..
Rahipler: Buda – incidir! Sutra – incidir! Özgürlük – incidir!..
Atay Sali (sessizlik): Haydi, yemin edelim!
Rahipler (hepsi güçlü bir müzik eşliğinde): Güneşle ay döne dolaşa yere inecektir! Buda – incidir! Karlı dağlar denize inebilir! Sutra – incidir! Fakat benim kişilik kuvvetim ebedidir! Ve hep öyle olacaktır, hiçbir zaman da değişmeyecektir! Evet, hiçbir zaman değişmeyecektir… Buda incidir! Özgürlük incidir! (Bütün rahipler tekrar sessizliğe bürünür).
Rahipler: Neden rahipler arasında Buda’nın öğretileri en kutsal sayılmaktadır! Çünkü, Buda’nın önünde diz çökmek ve sevmek lazımdır! Sutra; incidir!
(Sahne kararır. Bikşe rahipleri sessizlik içinde dua ederler. Etraf aydınlanır. Pişman ve endişeli Atay Sali, Buda tapınağında Baurçuk Art Tekin’in evine dönmesi için korkular içinde yalvarıp dualar eder. Yavaş ve hüzünlü bir müzik çalar.)
Atay Sali: Her şey bu kokulu otların etkisindeydi. Her yer onların muhteşem kokusunun esintisiyle doluydu. O, tapınaktakilerin hepsine cesaret aşılıyordu. Ya, benim kutsal Buda’m! Benim mukaddes öğretmenim! Bilge Sakiyamuni! Bizim Baurçuk Art Tekin’i Kidan’lıların her türlü kötülükleri ile şeytanlıklarından koruyacağını biliyoruz… Baurçuk, işte, tam da o, İdikut’a lazımdır! Esen Timur kurnaz, çok temkinliydi ve Tora Kaya’nın yanında olanları kolaylıkla tutuklayıp halkın önünde asmıştı. Evet. Ben, benim başıma da bunların yaklaştığını biliyordum ve Beşbalık’tan Turpan’a kaçtım… Bu yürüyüş normal bir yürüyüş değildi. Yakalananların hepsini asıyorlardı. Benim kutsal Buda’m, sen bunların hepsini görüyorsun! Baurçuk Art Tekin’i düşmanlardan koruyacaksındır. Evet, bir tek sana inanıyorum… Ve evet, bir prense uygun olan yolu aç ona. O bunu haketmektedir. Ona güç ve cesaret ver… Tamamen iğrenç olan onlardan, Kidan’lılardan bizi kurtar, serbest bırak!.. Serbest bırak, serbest bırak!!! Benim, benim kutsalım! Benim, benim mukaddesim! Sakiyamuni, sen benim başkanımsın ve benim kutsalımsın!!!…
(Müzik sona ererken karanlıkta birinin gölgesi belirir ve sesi karanlıkta yavaş, daha da yavaş duyulur. Bu arada Atay Sali Sakiyamuni Buda’nın ellerini öperek önünde eğilir ve onun ayaklarına kapanır. Ama yanında üzerindeki bütün giysileri param parça olmuş, bıyıkları ile sakalları önünü kapatacak kadar uzamış, uzun süredir kesilmediği belli olan saçları da çok uzun olan bir adam durur. Fakat Atay Sali ona dikkat edip bakmaz. Ve o adam yavaşça Atay Sali’ye teşekkür eder. O da sessizce ve anlam dolu gözlerle ona bakar).
Atay Sali: Sen kimsin? Bu tapınakta kimi arıyorsun? Uzun bir yoldan geliyor gibisin, öyle mi? Sen mümin misin? Rahip olmak istiyor musun? Tamam, Allah senin günahlarını affetsin. Sen neden konuşmuyorsun? Bu yolla yürümeni kim tavsiye etti? Senin ellerin ayakların tutuyor galiba! Fakat karnın aç gibi. (sessizlik). Olsun, korkacak bir şey yok. Sizler ışık kaynağının ışığı altına toplandınız. Rahipler için bu gereklidir. Fakat senin ayaklarını kim bağladı. (sessizlik). Sen, benim yanıma yalınayak gelmişsin. Bu iyi!
Baurçuk Art Tekin(Fısıldayarak): Su! Su!
Atay Sali(suyu kovaya doldururarak): İşte, iç!
Baurçuk Art Tekin (Atay Sali’nin elinden suyu alır. İçer) :Teşekkür ederim!
Atay Sali (çok şaşırmış): Günahsız adam, söylesene bakalım, rahiplerin gelenek göreneklerini nereden öğrendin?
Baurçuk Art Tekin (yavaşça fısıldar): Öğretmenimden!
Atay Sali: Öğretmenimden mi ?
Baurçuk Art Tekin: Evet, benim bilge öğretmenimden.
Atay Sali: Demek ki senin öğretmenin zalim ve acımasızmış. Yoksa neden kovulasın?
Baurçuk Art Tekin (fısıldayarak) : O beni kovmadı. Ben, öğretmenimi ararken buralara düştüm!
Atay Sali: Evet ama nasıl? Buldunuz mu? (Ara).
Baurçuk Art Tekin: Buldum. (Ara). Siz benim çok sevdiğim, en iyi öğretmenimsiniz (müziğin etkisi altında).
Atay Sali (çok şaşkın):Ben?! Ben?! (Ara). Senin sesin, benim bir öğrencimin sesine çok benziyor?! Haydi, görün bakalım, göster kendini! Yüzünü aç!
Baurçuk Art Tekin: (öğretmenine yakından bir bakış atar). Benim ölümsüz hocam! Ben, Baurçuk Art Tekin’im!
Atay Sali: Ya! Ne? Sen Baurçuksun demek ki? Hayır… Haayııır! Dur! (Onun üzerinden çapanını çıkartır). Çıkart çapanını! (çok şaşırmış halde). Gerçekten, gerçekten! Sen… (bağrına basıyor). Kardeşim benim! Canım benim! Baurçuk Art Tekin! Benim sevgili Buda’m! Tapınağımda senin için dualar etmiştim! İşte, o da seni sağ salim benim yanıma yollamış! Benim Buda’m, sen benim yürek çığlıklarımı duydun! (Buda’ya boyun eğiyor. Ağlıyor. Gülüyor…).
Rahipler, giriniz! Baurçuk Art Tekin’e en güzel giysileri getirin! (Rahipler Baurçuk Art Tekin’e kral giysilerini giydirirler. Atay Sali onun ellerini ve yanaklarını öper).
–
Baurçuk Art Tekin, oğlum benim! Ben rüya mı görüyorum, yoksa bütün bunlar gerçek midir? СКАЧАТЬ