Nazar Boncuğu. Anar
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Nazar Boncuğu - Anar страница 7

Название: Nazar Boncuğu

Автор: Anar

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6494-29-9

isbn:

СКАЧАТЬ baktım. Ne görsem iyi?

      –Ne gördün be, söyle de ödümüzü koparma.

      Dadaş, karısının koyduğu çaydan bir yudum alıp:

      –Baktım…

      –Hııı…

      –Baktım garajın bir tarafında türlü türlü araçlar dizilmiş. Filmlerde bile o tür şeyleri görmedim. Dürbün müdür, projektör müdür nedir, kocaman camları oluyor ya… Ona ne diyorlar?

      –Hangi camlar?

      –Ne bileyim be, bilim adamları kitap okudukları zaman bakıyorlar ya…

      –Mikroskop mu?

      –Ne? Yıldızlara da mı onunla bakıyorlar ya?

      –Yoo, o teleskoptur. İyi de, ne var bunda?

      –Her tarafta büyüklü küçüklü aynalar.

      –Herif, galiba senin işin gücün bitmiş, ayna aynadır işte, ne olmalı peki!

      –Yahu dur, lafımı kesme – çaydan bir yudum daha aldı – aynaların altında, üstünde, yanında büyüklü küçüklü nazar boncukları asılmış. Hani sen televizyon aldığında birini alıp ona asmıştık ya.

      –Galiba o da arabasına kötü nazar falan dokunmasın diye alıp asmış. Yabancı marka mı?

      –Ne bileyim, arabadır işte… evde pişmemiş, komşudan da gelmemiş.. Acele etme, kabuksuz yumurtlama dur hele.

      –Yahu çıkarsana baklayı ağzından, bir kelime laf edeceksin meraktan çılgına çeviriyorsun insanı…

      –Otur şu sandalyeye de sonra yere devrilme.

      –…

      –Arabadan bir çuval çıkardı, ağzını açtı, yalan olmasın elli altmış tane fareyi garaja bıraktı.

      –Ne?

      Hayretten donakaldı.

      –Ne diyorsun be herif, o deli mi?

      Dadaş, söylediklerinin karısını bu derece şaşırtmasından son derece memnun olmuştu.

      –Evet, küçük küçük fareler.

      –Peki sonra ne yaptı?

      –Sonrasını göremedim, garajın kapısını hemen kapadı.

      –Yahu herif, diyorum şu organlara bir haber salsan, adam casus falan olur, belki de farelerin eliyle halkımızı mahvetmek istiyordur.

      –Boş boş konuşma be kadın, farenin de eli mi olurmuş?

      –Eli olmasın ayağı olsun. Belki de canı çıkasıca herif fareleri kullanarak halkımıza hastalık falan bulaştırmak istiyor.

      –İyi de, ne diyorsun kadın, şimdi ne yapalım. Belki de dediğin gibi casus falandır, halkımızı zehirlemek istiyor, yoksa bu kadar fare adamın neyine gerek?

      –Bu kadar fareyi nereden toplamış be… Hayır, sen bu durumu mutlaka büyüklere ulaştırmalısın.

      –Bugün artık çok geç, yarın erkenden nere gerekiyorsa oraya giderim.

      Bütün gece boyu kadın da, adam da rüyalarında farelerle uğraştılar. Rüyalarında fareler pencerelerinden içeri girerek evlerini dolduruyordu. Küçükhanım, rüyasında yüzünü fareler tırmalamaya başladığında can havliyle haykırıp uyandı.

      –Hey, herif, baban annen cennetlik olsun, çabuk kalk nere gerekiyorsa oraya var durumu anlat, sonra onlara niye haber vermedik diye başımıza iş açarlar vallahi…

      Dadaş kalkıp alelacele giyindi. Kahvaltıyı bırak bir bardak çay bile içmeden binadan avluya ayak basınca karşısına garajın sahibi çıktı. Adam Dadaş’a uzun uzun dikkatle baktı, sanki Çöpçü’yü ilk defa görüyordu, verdiği selamını bile almadan dönüp uzaklaştı.

      Dadaş, birden kahvaltı yapıp çay içmediğini hatırladı ve tekrar eve döndü.

      –Gittin mi?

      –Nereye gitmeliydim?

      –Büyüklerin yanına gideceğim demiyor muydun?

      –Büyüklerin yanında ne işim var?

      –Yahu herif, dün, büyüklerin yanına varıp durumu anlatacağım demedin mi?

      –Hangi durumu be kadın, ne saçma sapan şeyler konuşuyorsun!

      –Saçma sapan konuşan sensin, şu fareler konusunu anlatan sen değil miydin?

      –Ne faresi be kadın, aklını mı oynattın?

      –Artık sana diyecek lafım yok. Dün tıknefes gelip yukarıdaki komşumuz garajına fareleri doldurdu dedin, ben de gece boyu rüyamda farelerle cebelleştim.

      –Kadın, sen aklını oynatmışsın vallahi, git de pabucu büyüğe okut.

      –Asıl o işi sen yap. Dün türlü türlü masallar anlatan sen değil miydin, bir çuval fare, falan… ne bileyim ne..

      Dadaş elini karısının alnına koydu.

      –Hayır, ateşin falan yok, iyi de neden sayıklıyorsun peki?

      –Yahu herif beni delirteceksin, komşunun garajında.. diyen sen değil miydin?

      –Hangi garajda?

      –Şu tuvaletin yanındaki garajda…

      –Orada garaj mı var?

      BEŞİNCİ BÖLÜM

      Defnimden Üç Gün Üç Saat Sonra

      “Akın eden kazançların üzerinden atlayıp geçerken geçmişi, geleceği ve ikisi arasında kalan şeylere de takılma, boş ver gitsin. Eğer düşünme yeteneğin hür ise, ne olursa olsun tekrar dünyaya gelmeyeceksin ve yaşlanmayacaksın”.

Dhammapada (M. Ö. III veya IV. yüzyılda yapılan Budist anıtı)

      “Birçok örnek, insanın maddi âlemden mana âlemine geçerken fizîki varlığından başka her şeyi kendisiyle birlikte götürdüğüne inanmamı sağladı”.

E. Svedenborg (1688-1772) İsveçli gizemci

      Kefenin içinde çabalıyor, bütün gücümle haykırıyordum.

      –Hey, birileri var mı? İmdat, çıkarın beni buradan!

      Bir müddet sonra birilerinin yaklaştığını duydum.

      –Çabuk ol, aç da çıkar beni buradan.

      Конец СКАЧАТЬ