Ahmet Baytursınulı. Nergis Biray
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Ahmet Baytursınulı - Nergis Biray страница 31

Название: Ahmet Baytursınulı

Автор: Nergis Biray

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6981-55-3

isbn:

СКАЧАТЬ ve okumaya güzü olmayan fakir çocuklar için kontenjan açılması gerekir. Kitap, kağıt, kalem gibi okul malzemelerini de okul dernekleri temin etmelidir’.

      ‘Bavlıv Mektep’ yazısında, ‘‘Bavlıv’ okulun çocukların tabiatına uygun ve hayatla uyumlu bir okul olduğu için çocuk eğitiminde bu yöntemin kullanılması gerektiği düşüncesinin Rusya’da hâkim olduğundan bunun kendi topraklarında da uygulanması gerektiğinden bahseder. … Bu sistem bir kurt yavrusu nasıl avlanmaya alıştırılırken ağıldan kuzu çalıp getiriyorsa o tarz bir eğitim verir. Eğitim öğretim ne zaman nerede yapılırsa yapılsın ilk başlangıcı ‘Bavlıv’ yani uygulamalı eğitim şeklinde olmuştur. Teorik eğitim öğretim sistemi yeni çıkan bir eğitim şeklidir. On yıl boyunca okutup okutup da yazı yazmayı bile öğretemeyen bir eğitim sistemi ne ölüye ne de diriye gerekli değildir’.

      e. Kazak Türkçesinin Söz Varlığı.

      ‘Jalkılavlı-Jalpılav Ädisi’ yazısında yöntemle de ilgili olan bu eğitim yolunda sözcüklerin öğretiminin de önem kazandığından bahsedilir. Bu, öğretimde kısa sözcüklü türdür. Bu türün amacı çocuklara onlar için seçilen kısa sözcükleri okutabilmek ve yazdırabilmektir. Bu yöntemi ilk olarak Pogel, Thomas, Belme gibi Alman eğitimciler kullanmış, daha sonra da bu yöntem farklı şekillerde başka eğitimciler tarafından da kullanılmıştır. Temelde hepsi aynıdır. Yöntemin işleyişi şu şekildedir: Alfabeyi öğretmek için içinde resimler bulunan, resimlerdeki nesneleri karşılayan sözcükler hem düzyazı hem de el yazısı ile yazılmış bir kitap hazırlanmalıdır. Burada seçeceğimiz sözcükler, önceden seçilen sözcüklere benzer olmalıdır. Kitaptaki sözcükler aşamalı olarak öğretilecek harflerden oluşturulmalıdır. Cümleler de burada öğretilecek sözcüklerden hazırlanmalıdır. Burada seçilen cümlelerden de kısa kısa hikâyeler oluşturulmalıdır. En sona da alfabenin kendisi konulmalıdır. Bunun amacı öğretmek değil bütün harflerin öğrenilip öğrenilmediğini kontrol etmektir. Bu şekilde hazırlanacak kitaplarda seçilen sözcük sayısı, sözcük türleri, sözcük yerleşimi ve hikâyeler açısından farklı farklı olabilir. Kısa sözcüklü diye bilinen bu yöntemde işin bir tarafı öğretmendeyken diğer tarafı da çocuktadır. Az sayıda sözcükten yola çıkılarak çok sayıda sözcüğün okunması sağlanır.

      Bu tespitler ışığında; Baytursınulı’nın kendi şiirleri yanında çeviri yoluyla Kazak edebiyatına kazandırdığı şiirler de dâhil olmak üzere Kazak Türkçesinin farklı anlatım imkânlarını okuyucuya yansıttığı görülmektedir. Şairin, kendi dilinin anlatım yollarını kullanırken oluşturduğu çeşitlilik ilgi çekicidir. O, bir duyguyu farklı deyimlerle kurguladığı anlatımlarla yansıtmayı, Kazak Türkçesinin anlatım çeşitliliğinden yararlanabilmeyi başarmıştır. Aksan’ın da belirttiği gibi söz varlığını (kelime, deyim, atasözü, kalıp ifade, vs.) doğru anlayıp doğru değerlendirerek ve doğru öğreterek bir milletin hayat tarzı, inançları, gelenek görenekleri, dünya görüşü ve çeşitli nitelikleri konusunda daha gerçek belirlemeler yapabiliriz. Bir toplumun tarih boyunca yaşadığı olayları bilmesek de dil yapılarını çözerek, söz varlığının derinliklerine nüfuz ederek metinleri değerlendirip güvenilir ipuçları elde edebiliriz.

      O, 23 Joktavı halk arasından derleyerek de Kazak folkloruna katkıda bulunurken aynı zamanda destandaki söz varlığını tekrar Kazak Türkçesinde kazandırmıştır.

      f. Yabancı Sözcük ve Terimlere Karşı Ana Dilinden Terim ve Sözcük Türetilmesi.

      Terim Bilimi: Ahmet Baytursınulı, Kazak dilbiliminin önemli konularından biri olan Kazak terim bilimi alanını kuran ve gelişme yollarını açan bir dilbilimcidir. Bu alanın kurulması ve geliştirilmesi konusunda 1910–1930 yılları arasındaki ilk çalışmalar, Baytursınulı’na aittir. Baytursınulı, hem bu alanın kurulması ve gelişmesi konusunda hizmet etmiş hem de ilmî eserleri ile bu alana katkıda bulunmuştur.

      Dil bilimci yönüyle Baytursınulı ve Alaş aydınları çalışmalarıyla millî ilim dilini kurmak ve geliştirmek için çalışmışlardır. O, dil ve tarih bağlantıları kurabileceği eserleri esas alarak yaptığı bu çalışmaları ve incelemelerini tecrübeleriyle desteklemiştir. Baytursınulı, ana dilin zenginliklerini kullanmak yanında Türk lehçeleriyle art ve eş zamanlı bağlantılarla karşılaştırmalar yaparak türettiği terimlerle lehçeler arasında ortak terim alanı oluşturma arayışına da girmiştir.

      O, 1910–30 yılları arasında hem ana dilden terimler türetmiş hem de yabancı dillerden aldığı terimleri ana dilin kurallarına uygun hale getirmiştir. Bu terimleri, Alaş hareketinin fikir meydanı ‘Dala Velayatı’, ‘Türkistan Velayatı’ gazetelerinde yayımlamış ve ilgili alanlarda kullanılmalarını sağlamıştır. Terimler ana dilinden türetilerek veya millîleştirilerek kullanılınca ve kabul görünce konuyla ilgili ilmî eserler, öğretime yönelik okuma kitapları basılmış, terim sözlükleri hazırlanmıştır.

      20. yüzyıl başlarında eserlerin Kazak Türkçesi ile yayımlanması, Kazak ilim hayatı için yeni bir gelişmedir. Bu tür ilmî eserler ile öğretime yönelik okuma kitaplarının ilk yayınları, Kazak ilim dili, terim çalışmaları, edebiyatın kuruluş ve gelişmesi çalışmalarına büyük emek harcayan ‘A. Baytursınulı, E. Omarulı, H. Dosmuhamedulı, M. Avezov, J. Küderin, S. Kanajulı, M. Duvlatulı, M. Jumabayulı, J. Aymavıtulı, N. Törekululı, K. Kemengerulı, Ğ. Karaş, K. Jelenov, T. Şonanulı’ gibi Kazak aydınları tarafından yapılmıştır.

      Alaş aydınları arasında daha çok dil çalışmalarına ağırlık veren Baytursınulı’nın türettiği terimler sadece dil ve edebiyat alanında kalmamış, birçok ilmî alanda da terim türetmiştir. O, yabancı dillerden giren terimleri çeviri yoluyla millîleştirmiş; terim türetme sisteminin esaslarını belirlemeye çalışmıştır. Baytursınulı, Kazak terim bilimi alanını kuran ilk dilcidir.

      Ahmet Baytursınulı terim türetirken Kazak Türkçesinin kendi imkânlarından faydalanır. Millî terminolojiyi kurarken bazı kuralları gerekli bulur ve uygular. Kazak Türkçesinde ilmî bir terim gerekiyorsa bu, öncelikle ana dilin kelime kökleri ve işlek eklerinden türetilmelidir, bu konu ana dili için önemlidir. Kazak Türkçesinde bulunmayan terimler diğer Türk lehçelerinden alınmalıdır. Avrupa dillerinden Kazak Türkçesine giren, dünyadaki ilmî alanlarda kullanımı yaygınlaşmış, uluslararası terimler diyebileceğimiz terimler kalabilir ama onları Kazak Türkçesinin kurallarına ve söyleyişine uygun hale getirmek gereklidir. Kazak Türkçesi dışında hangi dilden alınırsa alınsın alıntı kelime veya terimler, Kazak Türkçesi söyleyişine ve kurallarına uydurularak kullanıma sokulmalıdır. Yabancı terimler, öncelikle ilmî uzmanlığına göre Kazak bilim adamlarından oluşturulan komisyonlarca incelenmeli, daha sonra dile girmesine izin verilmelidir. Yeni bir terim türetilirken öncelikle, kaynak dilin Kazak Türkçesi olmasından yana kullanılmalıdır. Kazak Türkçesindeki terimler alfabe sırasıyla bir sözlük hâlinde hazırlanmalıdır’.

      Onun terim türetmede kullandığı metotlardan kısaca şöyle bahsedebiliriz:

      ‘* Semantik yolla: jurnak, jalğav, buvın, şuvmaq, tarmak, ray, müşe, ädis, vs.

      * Morfolojik yolla: jakşa, sızıkşa, kösemşe, esimşe, däyekşi, buvınşı, bastavış, anıktavış, pısıktavış, tolıktavış, ävrelenis, külis, älektenis, älipteme, zavıktama, mazmundama, ermekteme, korıpta, usınba, suktanıs, azaptanıs, jalğavlık, esimdik, vs.

      * СКАЧАТЬ