Название: Cennet Bedava Cehennem Parayla
Автор: Hafız Mahmut Haliloğlu
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6852-08-2
isbn:
83- Peygambere indirileni(Kur’an’ı) dinledikleri zaman hakkı tanımalarından dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. “Ey Rabbimiz! İnandık. Artık bizi (hakikate) şahitlik edenler)Muhammed’in ümmeti ile beraber yaz” derler.
84- “ Rabbimizin bizi salihler topluluğuyla beraber(cennete) koymasını umarken, Allah’a ver bize gelen gerçeğe ne diye inanmayalım?”
85- Dedikleri bu söze karşılık Allah onlara, devamlı kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetleri mükâfat olarak verdi. İşte bu iyilik yapanların mükâfatıdır.
90- Ey iman edenler! (aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.
91- Şeytan, içki ve kumarla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?
92- Öyleyse Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin ve Allah’a karşı gelmekten sakının. Şayet yüz çevirirseniz bilmiş olun ki, elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir.
98- Bilin ki, Allah’ın cezası çetindir ve Allah çok bağışlayandır. Çok merhamet edendir.
99- Peygamberin üzerine düşen ancak tebliğdir. Allah sizin açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilir.
100- (Ey Muhammed!) deki; “pis ile temiz bir olmaz. Pisin çokluğu hoşuna gitse bile” Ey akıl sahipleri Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.
106- Ey iman edenler! Birinizin ölümü yaklaştığı zaman, vasiyet sırasında aranızda şahitlik (edecek olanlar) sizden adaletli iki kişidir. Yahut seferde olup da ölüm musibeti gelirse, sizin dışınızdan başka iki kişi şahitlik eder. Eğer şüphe ederseniz, onları namazdan sonra alıyorsunuz da Allah adına, akraba da olsa, şahitliğimizi hiçbir karşılığa değişmeyiz. Allah için yaptığımız şahitliği gizlemeyiz. Gizlediğimiz takdirde, şüphesiz günahkârlardan oluruz.” diye ederler.
107- (Eğer sonradan) o iki kişinin günaha girdikleri(yalan söyledikleri) anlaşılırsa o zaman bu öncelikli şahitlerin zarar verdiği kimselerden olan başka iki adam, onların yerine geçer ve Allah’a yemin ederiz ki, bizim şahitliğimiz onların şahitliğinden elbette daha gerçektir. Biz hakkı da çiğneyip geçmedik. Çünkü o takdirde, biz elbette zalimlerden oluruz” diye yemin ederler.
Gıpta, sözlükte başkasının elinde bulunan nimet ve kıymetlerin ondan gitmesini istemeden o nimet ve kıymetlerin kendisinde de olmasını istemektir.
Peygamber(s.a.v) de haset etmek asla doğru değildir. Yalnız iki şeye haset etmek caizdir. Allah’ın verdiği malı hak yolda harcayan kişi ile Allah’ın verdiği ilmi uygulayan ve başkasına öğreten kişi. (Buhari Müslim İbnu Mace)
Bu hadisi şerifte kastedilen haset, Türkçede incelediğimiz gıptadır. Başka bir hadisi şerifte bu husus daha net olarak açıklanmıştır. Bu ümmetin (Müslümanların) durumu şu dört kişinin durumuna benzer.
1. Bir adam ki, Allah ona ilim vermiş mal vermiştir, o da ilmine göre malını kullanmaktadır.
2. Bir adam ki Allah ona ilim vermiş mal vermemiştir. Allah’a Yarabbi, falan kişininki gibi benimde malım olsaydı bende onun yaptığını yapardım. diye dua eder. O da ötekinin sevabını kazanır, sevapta ikisi eşit olur.
3. Ve bir adam ki, Allah ona mal vermiş, ilim vermemiştir. O kimse malını Allah’a isyan yolunda harcamaktadır.
4. Ve bir adam ki, Allah ona ne ilim ne de mal vermemiştir. Allah’a der ki, falanın malı gibi malım olsaydı, onun yaptığı gibi malımı günah işlerde harcardım. İşte o ikisi de günahta eşit olur.
(İbni Mace Tirmizi) de
Müslüman, herkesin hak ve hukukuna saygılı olmalıdır. Hele bu hak kamuyu ilgilendiren bir hak ise, daha da titiz olmalıdır.
Zira bir veya birkaç şahsı ilgilendiren hak ile halkın tümünü ilgilendiren hak aynı değerde değildir. Kamu hakkının vebali çok ağırdır. Yüce Allah haksız yere başkasının malını yemeyi yasaklamıştır. Kur’an’ı Kerim’de: aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin, insanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin. (Bakara s…188 buyurulmaktadır.)
Salik hüdaya ermez, eğer rehber olmasa
İrşad eder tariki, ona bir er olmasa
Kim hakka erişir, eğer olmasa mürşidi
Hakkı nice bilirkişi, peygamber olmasa
Ey dil avare gezme yürü şeyhe pak yapış
Bildim bu yolda fayda yok yaver olmasa.
Zikreyleyerek perde-i zulmetleri ref et
Takim ola envar-ı letaiflere bakma
Hakkın çün olan sende tecellisi hüveyda.
Kalbinle zikret ey hümam,
İsmi-i celali subh-u şam,
Zikre huzur üzre hüdam,
Eyle kemali i’tisam.
Nakleyle ruha zikrini,
Ruhunda eyle fikrini,
Def eyledik de sırrını,
Sır canibine kıl hiram.
Zikrinle zikri muttasıl,
Şevk ile durma gel,
Zikirden olma munfasıl,
Sırdan hafiye zikri ver.
Zikrinde eyle müstekar,
Olsun zikirden müstenir,
Bulsun o da ala makam.
Zikri hafiden al geçür,
Ahfada durma zikri sür,
Ahfada ki ol güzlenür,
Zikrinle etsin irtisam.
Nakleyle zikri nefse ta,
Etsin o da zikrin eda,
Ref olacak ondan seda,
Zikrin bulur anda hitam.
Sultanı zikir etse zuhur,
Olsa vücudun gark-ı nur,
Ercza-yı cismin bi kusur,
Zikri ederler iltizam.
Bu nimetin bir kadrini,
Eyle Hüdanın şükrünü,
İsmi celalin zikrini,
Kıl sen letaifte tamam.
Nefsim beni attı sele,
Rabbimi anarken bile.
111- Hani bir de, “bana ve Peygamberime iman edin” diye havarilere ilham etmiştim. Onlar da iman ettik. Bizim Müslüman olduğumuza sen de şahit ol demişlerdi.
112- Hani havariler de, “Ey Meryem oğlu İsa! СКАЧАТЬ