Название: Şıpsevdi
Автор: Hüseyin Rahmi Gürpınar
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6486-25-6
isbn:
“Alafrangada böyle sofraya geciken olursa ne yapılır?”
Meftun: “Bu konuda size bilgi vermedim mi?”
Vesile: “Hayır.”
O esnada oda kapısından içeriye biri girdi. Ama bu giren Raci değildi. Tombalakça bir kadındı. Teklifsizce gitti, boş iskemleye, Raci’ye ayrılan yere oturdu. Herkeste bir hayret… Bu yeni gelen, birkaç saniye kadar herkesin garipseyen bakışlarına uğradıktan sonra en önce Rebia, “Raci ağabeyime bakın a dostlar, kadın kıyafetine girmiş!..” feryadıyla haykırdı. Küçüğü, büyüğü bir kahkaha tutturdular. Hakikaten Raci, al bir korsaj, onun altına tirşe bir jüpon giymiş, boynuna da Eleni’nin bir “fichu”sünü76 bulmuş atmış, başına tüylü bir kapela77 uydurmuş, bıyıkları olmadığı için kıza benzemiş… Ama nasıl kıza? Âdeta Bakkalköyü’nde, Darıca’da pazar günleri en parlak tuvaletlerini yaparak gezmeye çıkan köylü Rum kızlarına dönmüş.
Bu garipliğe herkes gülüyor, yalnız Meftun ciddi durmaya uğraşıyordu. Sert bir yüzle sordu ki:
“Birader, bu kıyafet ne?”
Raci ayağa kalktı. Derin bir reveransla dedi ki:
“Bu hareketimi mazur görünüz efendim. Üstümdeki fistan, başımdaki kapela, kısacası şu kıyafetim, sanırım bugün bana sofrada tavuk budu yemek hakkını verecektir. Erkek elbisesiyle oturdukça daima aç kalkıyorum…”
Kahkahalar arttı. Bu cevaba karşı Meftun da ciddi duramadı. Gülerek “Cette fois vous êtes ingénieux.”78 dedi. Çorba kâsesini kaldıran Eleni de dayanamayarak “Monsieur, dites plutôt ingénieuse!” ihtarında bulundu. Yani Raci’ye mal edilen “ingénieux” kelimesinin kadınlar için kullanılan şeklini kullanmak daha uygun düşeceğini anlattı. Meftun buna daha ziyade güldü.
Raci, bu zarifliğiyle o akşam sofrada en iyi parçaları yiyerek acı çıkardı. Yemek sonunda kadınnine Şekure Hanım sandalyesinden kalkarak “Çocuklar, böyle tavuk yemeyi talim ettiğimiz akşamlar ben yerimden kımıldayamazdım. Eleni’yle Zarafet koltuklarımdan tutarlar da beni güçlükle kaldırırlardı. Bakınız bu akşam sandalyeden kendi kendime kuş gibi kalkıyorum. Bunun sebebini anladınız mı? Bu gece benim hakkımı bütün Raci yedi. O çapkın oğlan bir daha sofraya karı kıyafetiyle gelirse kabul etmeyelim. Mademki alafrangaya çalışıyoruz, onun yolu neyse öyle gitmeli. Eleni’nin kapelasını, Lebibe’nin bilmem nesini giy. Gel buraya butları kıvır, yağma yok. Alafranga olacaksa tamam olsun. Herkes hakkına razı olmalı. Butlar hanımlara, kanatlar, boyun tarafları filan, beylere…” itirazıyla Raci’nin bu hareketini ayıpladı durdu.
Meftun, zengin bir enişte elde edebilmek için Lebibe’nin eğitim ve öğretimine son derece hız verdiğinden ailede herkese mahsus olan pratik görgü dersinden başka kız kardeşine özel şekilde, faydalı bilgiler öğretiyordu. Bir gün Lebibe’yi karşısına almış, genç kadınların ava çıkıp çıkmamaları hakkında acayip tafsilat verirken bazı eşyaları almak için Eleni odaya birkaç defa girdi. Kızın her giriş ve çıkışında yüzünde gezinen alaylı gülümseme Meftun’un gözünden kaçmadı. Evet, Eleni gülüyor, hem de alay edercesine gülüyordu. Ama kiminle eğleniyor, niçin gülüyordu? Genç kadınların ava çıkmaları bahsinde gülecek ne vardı? Meftun bunu merak etti. Ama Lebibe’nin yanında kızdan sormayı uygun bulmadı. Bir iki saat sonra Eleni’yi tenha bir tarafa çekerek sordu:
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
1
İsyan etmek. (e.n.)
2
Bizim “fuzul” yahut “fodul” tabirini Frenklerin “pédant” kelimesine mukabil buluyorum. (y.n.)
3
Mahrec-i Aklam: Memur yetiştirme amaçlı bir meslek okulu. (e.n.)
4
Anadan doğma şair. (e.n.)
5
Anadan doğma edebiyatçı. (e.n.)
6
Vali muavinliği. (e.n.)
7
Seçme, seçilim. (e.n.)
8
“Değersiz Türk!” (e.n.)
9
“Boş СКАЧАТЬ
75
Sofra takımları. (e.n.)
76
Kadın boyun atkısı. (e.n.)
77
Şapka. (e.n.)
78
“Bu hareketiniz doğrusu ustalıklı.” (e.n.)