Название: Büyülü Gökyüzü
Автор: Морган Райс
Издательство: Lukeman Literary Management Ltd
Жанр: Героическая фантастика
Серия: Felsefe Yüzüğü
isbn: 9781632915320
isbn:
Etrafında dehşet bir savaş gerçekleşirken, Argon orada cevap vermeden uzanıyordu.
“Argon, lütfen!” Sana ihtiyacımız var. Rafi’nin büyüsüne karşı koyamayız. Senin sahip olduğun güçlere sahip değiliz. Lütfen, geri dön. Ring için. Gwendolyn için. Thorgrin için.”
Alistair onu tekrar sarstı ama hala bir tepki yoktu.
Çaresizce düşünürken aklına bir fikir geldi. İki avucunu da onun göğsüne yasladı, gözlerini kapatıp odaklandı. İç enerjisini, artık içinde ne kadarı kaldıysa, çağırmayı denedi. Yavaş yavaş ellerinin ısındığını hissetti. Gözlerini açtığında, avuçlarından mavi bir ışığın çıktığını gördü. Tüm göğsüne ve omuzlarına yayılıyordu. Kısa sürede bütün bedenini kapladı. Alistair bir zamanlar öğrendiği hastalığı iyileştirmek için kullanılan eski bir büyü kullanıyordu. Onu yavaş yavaş tüketiyordu ve enerjinin vücudunu terk ettiğini hissedebiliyordu. Zayıfladıkça, Argon’un geri dönmesini umut ediyordu.
Harcadığı güçten dolayı yere, Argon’un yanına yığıldı. Hareket etmek için çok zayıf durumdaydı.
Bir hareket hissetti. Argon’un kımıldamaya başladığını görünce heyecanla doldu.
Argon kalktı ve ona döndü. Gözlerini Alistair’i korkutan bir derinlikle doluydu. Argon Alistair’e ifadesizce baktı. Sonra doğruldu, asasını aldı ve ayaklandı. Bir elini uzatıp Alistair’i tuttu ve hiç çaba harcamadan onu ayağa kaldırdı.
Argon elini tutunca, tüm enerjisinin tekrar geriye geldiğini hissediyordu.
“O nerede?” diye sordu Argon.
Ama Argon cevabını beklemedi. Sanki nereye gitmesi gerektiğini biliyor gibiydi. Arkasını dönüp asası yanında savaşın en yoğun olduğu yere doğru yöneldi.
Alistair, Argon’un askerlerin içine dalmaktan çekinmediğini anlayamamıştı. Sonradan sebebin farkına vardı. Giderken etrafına büyülü bir çember kurmuştu. Her taraftan saldıran yaşayan ölüler, o çemberin içine giremiyordu. Alistair, Argon korkusuzca yürürken ona yakın duruyordu. Sanki güneşli bir günde bayırda gezinirmiş gibi hiç zarar görmeden savaşın içerisinde ilerliyorlardı.
İki tanesi savaş alanında karşılarına çıktı ama argon sessizliğini bozmadı. Uzun beyaz pelerini ve kapüşonuyla Alistair’in yetişmekte zorlandığı bir hızla ilerliyordu.
Nihayet, savaşın tam orta yerinde, meydanda Rafi’ye karşı durdu. Rafi hala orada bekliyordu. Binlerce yaşayan ölüyü, yerdeki yarıktan çağırırken iki kolunu iki yana açmış, gözlerini arkaya yatırmış bir şekilde duruyordu.
Argon bir avucunu başının üstüne kaldırdı, içini gökyüzüne doğrulttu ve gözlerini genişçe açtı. “RAFI!” diye meydan okurcasına haykırdı.
Tüm bu gürültüye rağmen, Argon’un haykırışı savaş alanını delmiş ve tepelerde yankılanmıştı.
Argon haykırınca, aniden bulutlar yukarıda parçalanmaya başladı. Gökyüzünden beyaz bir ışık huzmesi uçarak tam Argon’un avucunun içerisine geldi. Sanki cennetle bağlantı kuruyormuş gibiydi. Işık huzmesi giderek büyümeye başladı. Bir tornado gibi savaş alanını sarıyor ve etrafındaki her şeyi kapsıyordu.
Sonra muhteşem bir rüzgâr ve olağanüstü vınlama sesi gibi bir gürültü yayıldı. Alistair, altındaki yüzey çok daha şiddetli bir şekilde sallanırken olanları inanamayarak izliyordu. O yerdeki kocaman yarık tam tersi yönde hareket etmeye ve yavaş yavaş kendini kapatmaya başlamıştı.
Kendi kendine kapanırken, düzinelerce yaşayan ölü yukarı çıkmaya çalışırken feryat ediyor ve parçalanıyordu.
Saniyeler içerisinde, yüzlerce yaşayan ölü yarık daha da küçüldükçe kayarak düşmeye devam ediyordu.
Yüzey son bir kez daha yerinden sarsıldı ve sonra oldukça sabit bir hale geldi. Yarık nihayet kapatmıştı kendini. Yüzey sanki hiçbir şey olmamış gibi yeniden bir bütün olmuştu. Yaşayan ölülerin o havayı dolduran korkunç feryatları, yerin altında sessizliğe gömülmüştü.
Sonra buz gibi bir sessizlik oldu. Savaşta anlık bir sersemlik ile herkes durmuş olanları izliyordu.
Rafi haykırarak bakışlarını Argon’a yöneltti.
“ARGON!” diye haykırdı.
Bu iki dev titan için son savaş anı gelmişti.
Rafi açık meydana doğru koştu, Kırmızı asasını havada tutuyordu. Argon bir an bile tereddüt etmedi ve Rafi’yi karşılamak için saldırıya geçti.
İkisi tam ortada buluştu. İkisi de asalarını kafalarının üzerinde tutuyordu. Rafi asasını Argon’a indirdi ve argon da bunu engellemek için kendi asasını kaldırarak karşılık verdi. İkisi tam buluştuğunda parlak büyük beyaz bir ışık yükseldi. Argon karşı atak yaptı ama Rafi engel oldu.
İleri geri hareket ettikçe, atışa karşı atış, saldırıya karşı direnişle sürerken beyaz ışıklar her yerde savruluyordu. Yüzey onların her saldırısıyla birlikte sallanıyor ve Alistair havadaki devasal enerjiyi hissedebiliyordu.
Sonunda, Argon kendi açıklığını buldu, asasını aşağıdan yukarı doğru salladı ve böylece Rafi’nin asasını paramparça etti.
Yer tekrar çok şiddetli bir şekilde sarsıldı.
Argon bir adım geri attı, asasını iki eliyle başının üstüne kaldırdı ve tam Rafi’nin göğsüne doğru sapladı.
Rafi’den çok korkunç bir inleme sesi duyuldu. Çenesi açık kalırken ağzından binlerce yarasa fışkırıyordu. Gökyüzü bir anlığına simsiyah oldu. Cennetten gelen kalın siyah bulutlar Rafi’nin başının üzerine toplanmış ve yere doğru girdap gibi dönmekteydi. Bulutlar onu tamamıyla içine aldı ve yukarı doğru hızla çekti. Rafi havaya doğru çekilirken korkunç feryatlar ediyordu. Alistair’in hayal bile etmek istemediği bir kadere doğru yol alıyordu.
Argon orada öylece durdu. Çok zor nefes alıyordu. Her şey sessizliğe gömüldüğünde ve Rafi artık ölmüştü.
Yaşayan ölü ordusu feryatlara başladı, bir anda hepsi birden Argon’un gözleri önünde parçalara ayrılıyordu. Hepsi de kül yığınlarına dönüşüyordu. Kısa zamanda savaş alanı, Rafi’nin kötücül büyülerinden kalan binlerce kül yığını ile dolmuştu.
Alistair savaş alanını inceledi ve sadece bir mücadelenin savaşın sol bölgesinde devam etmekte olduğunu gördü. Meydanın karşısında, kardeşi Thorgrin babası Andronicus ile savaşıyordu. Bu savaşın sonunda, bu kararlı iki adamdan birinin hayatını kaybedeceğini biliyordu: Babası ya da kardeşi. Sağ kalacak olan kişinin kardeşi olmasını diledi.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Luanda, Romulus’un ayaklarında yerde uzanırken, dehşet içinde İmparatorluk askerlerinin köprüyü işgal edip sevinç çığlıklarıyla СКАЧАТЬ