Название: Büyülü Gökyüzü
Автор: Морган Райс
Издательство: Lukeman Literary Management Ltd
Жанр: Героическая фантастика
Серия: Felsefe Yüzüğü
isbn: 9781632915320
isbn:
Nihayet tepeliğe ulaştıklarında, Reece bir anlığına rahatladı. Orada durdu, havayı içine çekti ve uzakta önü kalın bir sis tarafından kaplanmış olan kanyon duvarını görür gibi oldu. Onun orada olduğunu biliyordu. Hayatlarını kurtarabilmek için oraya varmak zorunda olduklarını biliyordu.
Reece omuzlarının üzerinden arkaya baktı ve binlerce Fawun tepeye doğru koştuklarını gördü. Uğuldayarak, dişlerini gıcırdatarak ve her zamankinden güçlü ve korkunç bir şekilde ses çıkararak geliyorlardı. Onların kaçmalarına izin vermeyeceklerini biliyordu.
“Ya ben ne olacağım?” diye bir haykırış deldi geçti havayı.
Reece dönüp baktığında arka tarafta Centra’yı gördü. Fawların liderinin yanında boğazına bıçak tutulmuş bir şekilde tutsak edilmişti.
“Beni bırakmayın!” diye çığlık attı. “Beni öldürecekler!”
Reece orada alevler saçarcasına gergin bir şekilde duruyordu. Tabi ki, Centrawas haklıydı. Onu öldüreceklerdi. Onu orada bırakamazdı, Reece’nin onur anlayışına aykırıydı. Her şeyden öte, Centra ihtiyaç duydukları yardımı onlara etmişti.
Reece orada duruyordu. Tereddütteydi. Başını çevirdi ve uzakta çıkış yolları olan kanyon duvarını gördü.
“Onun için geri dönemeyiz!” dedi Indra, heyecanlı bir şekilde “Hepimizi öldürecekler!”
O sırada ona doğru yaklaşan bir Faw-u tekmeleyerek geriye itti. Sırtının üzerinden kayarak aşağıya düştü.
“Kendi hayatlarımızı kurtarabilirsek şanslı sayılırız!” dedi Serna.
“O bizden biri değil!” dedi Krog. “Grubumuzu onun için tehlikeye atamayız!”
Reece orada duruyordu, düşünüyordu. Fawlar yaklaşıyordu ve bir karar vermek zorunda olduğunu biliyordu.
“Haklısın.” diye kabul etti Reece. “O bizden biri değil. Ama bize yardım etti. O iyi bir adam. Tüm o yaratıkların eline bırakamam onu. Arkada hiçbir adam kalmayacak!” dedi kararlı bir şekilde.
Reece eğime doğru ilerlemeye başladı. Centra için geri dönüyordu ama gitmeden önce Conven aniden gruptan ayrıldı ve saldırıya geçti. Çamurlu yamaçta kayıyor düşüyor, ama ilerledikçe Fawları sağlı sollu öldürüyordu. Umursamaz bir şekilde geldiklere yere gri dönüyordu ve kendini Faw kalabalığın içine atıyordu. Bir şekilde de dimdik bir kararlıkla yolunu açabilmeyi başarıyordu.
Reece de hemen atağa geçti arkasından.
“Geri kalanlar burada kalsın! Bizim dönmemizi bekleyin!” diye bağırdı giderken.
Reece Conven’in izinden gidiyor, sağlı sollu Fawları öldürüyordu. Sonunda Conven’i yakaladı ve ona desteğe girdi. İkisi de Centra’ya giden dağ yolu boyunca önüne çıkan her şeyle savaşıyorlardı.
Reece, korku dolu kocaman gözlerle onları izleyen Centra’ya doğru gitmek için savaşırken, Conven Faw sürüsünün içine girerek ileriye doğru saldırıyordu. Bir Faw, Centra’nın boğazını kesmek için hançerini kaldırdı ama Reece ona bu şansı vermedi. İleriye doğru atladı, kılıcını kaldırdı, hedefini aldı ve tüm gücüyle kılıcı sapladı.
Kılıç, Faw Centra’yı öldürmeden bir saniye önce havada uçarak takla attı ve Fawun tam boğazına sapladı. Centra, yukarı bakıp sadece az ötesinde neredeyse yüzüne değecek olan ölü Fawu görmesiyle haykırıyordu.
Reece’i şaşırtan şey ise, Conven Centra’ya gitmemişti. Onun yerine küçük tepeye doğru koşmaya devam etmişti. Reece yukarı baktı ve ne yaptığını görünce dehşete düştü. Conven intihara meyilli gibi davranıyordu. Liderlerini çevreleyen Faw grubuna doğru ilerlemişti. Bu lider yüksek bir platformda oturup savaşı yukarıdan izliyordu. Conven karşısına çıkanları sağlı sollu öldürmüştü. Bunu beklemiyorlardı ve her şey çok hızlı gelişmişti. Reece, Conven’in liderlerini hedef aldığını fark etti.
Conven iyice yakınlaştı, havaya atlayıp kılıcını kaldırdı. Liderleri tam durumu fark etmiş ve kaçmaya çalışırken Conven tam kalbine sapladı kılıcı. Lider titremeye başladı ve aniden binlerce feryat sesi yükselmeye başladı. Bütün Fawlar sanki kendilerine saplanmış gibi feryat ediyordu. Sanki aynı sinir sistemini paylaşıyorlarmış gibi ve bunu Conven yapmıştı.
“Bunu yapmamalıydın” dedi Reece Conven’e doğru dönerken. “Şimdi bir savaş başlattın”
Reece dehşet içinde izlerken, küçük bir tepe bir anda patladı ve içinden binlerce ve binlerce Faw, karınca höyüğünden çıkan karıncalar gibi belirmeye başladı. Reece işte o an, Conven’in kraliçe arıyı öldürdüğünü fark etti. Bu şeyler hiddetle tahrik edilmişlerdi. Hepsi de dişlerini gıcırdatıyor ve Reece, Conven ve Centra’ya doğru saldırıya geçerken yüzey yine onların adımlarıyla yerinden sallanıyordu.
“KAÇ!” diye haykırdı Reece.
Reece, şok içinde donakalan Centra’yı iterek hep birlikte geri dönüp diğerlerinin yanına doğru koşmaya başladılar. Aynı zamanda çamurlu yamaca karşı koymaya çalışıyorlardı. Reece sırtına bir Fawuın sıçradığını hissetti ve Reece’i yere yatırdı. Ayak bileklerinden çekip eğime doğru sürükledi ve dişlerini boğazına doğru uzattı.
Reece’in kafasının üzerinden bir ok geçti ve okun sert çarpma sesi duyuldu. Reece başını kaldırdığında, tepenin başında elinde yayla O’Connor’ı gördü.
Conven arkalarını korurken, Centra’nın yardımıyla Reece tekrar ayağa kalktı ve Fawlara karşı savaşmaya devam etti. Nihayet üçü de tepenin üstüne çıkıp diğerlerinin yanına vardı.
İleriye doğru atağa geçip baltasıyla birkaç Faw öldürürken, “Sizi yeniden aramızda görmek güzel!” dedi Elden.
Reece tepede bir süre duraksadı. Sisin ardını görmeye çalıştı ve hangi yoldan gitmeleri gerektiğini düşünüyordu. Patika iki yola ayrılmıştı ve sağdaki yolu seçmek üzereydi.
Ama Centra sola doğru yönelerek koşmaya başladı.
“Beni takip edin!” dedi koşarken. “Tek yol bu!”
Binlerce Faw yamaca hücum etmeye başlamıştı. Reece ve diğerleri arkasını dönüp koşmaya başladı. Centra’yı takip ediyorlardı. Yüzey sallanmaya devam ederken kayarak ve düşerek ederek tepenin diğer tarafına geçiyorlardı. Centra’nın yolunu takip ediyorlardı ve Reece hayatını kurtardığı için her zamankinden çok daha minnettardı.
“Kanyona gitmemiz gerekiyor!” diye seslendi Reece. Centra’nın nereye gittiğinden emin değildi.
Yollarını boğumlu kalın ağaçların olduğu patikaya doğru sürerlerken hızlandılar. Köklerle kaplı toprak izde, sisin içerisinden ustaca ilerleyen Centra’yı takip etmekte zorlanıyorlardı.
“Onlardan kurtulmamızın sadece СКАЧАТЬ