Название: Kalbe Meydan Okuma
Автор: Amy Blankenship
Издательство: Tektime S.r.l.s.
Жанр: Современная зарубежная литература
isbn: 9788873042358
isbn:
“Onu yalnız bırak, daha yeni uyumaya gitti. Ve bugün herhangi bir yere gidebileceğini sanmıyorum. Yani onu dinlenmesi için burada bırakmayı öneriyorum. Kristal tılsımı bir günlüğüne onsuz da arayabiliriz.”
Neden çok tuhaf davrandığını merak ederek Shinbe’ye bakmak için döndü. Genelde öğlene kadar onu en az on kez okşamayı denerdi. “Shinbe bu sabah iyi misin?” yakınına gitti ve gözlerinin biraz daha parlak olduğunu görerek bakışlarını soluk yüzüne dikti.
Shinbe, Suki’nin yüzüne yakın olduğunu fark edince hayata döndü. Hızla bir adım geriledi ve söylediği şey kafasına dank etti. Hafifçe iç çekip başını sallayarak, “Suki aslında hayır, kendimi çok iyi hissetmiyorum,” dedi. Numara yapmasına da gerek yoktu çünkü geçen geceden beri duyduğu rahatsızlık yüzünden gerçekten de aklını kaybedecekmiş gibi hissediyordu.
Toya, burnunu kardeşine doğru hışırdatarak, “evet gerçekten de pislik gibi görünüyorsun. Belki Kyoko’ya göz kulak olman için seni burada bırakmalıyız,” dedi. Sonra gözlerini ametist koruyucuya doğru kıstı. “Ama eğer ona dokunursan bana söyleyecektir.” Toya, uyarısının açık ve net şekilde duyulduğunu bilerek Suki’ye döndü. “Gidip Kamui’yi getirmek ister misin yoksa bunu ben mi yapayım?” diye, silahını tekrar kafasında hissetmek istemeyerek sordu.
Suki omuz silkti, “onu ben getireceğim. Sen,” parmağını göğsüne bastırarak itti, “dışarıda kal.”
Shinbe, hasta olduğunu aklında tutmaya çalışarak gülmesini bastırdı. Bunu nasıl başarmıştı? Toya kendisi de bir koruyucu olarak, koruyucuların hastalanmadığını bilmeliydi… en azından hiç böyle birisine denk gelmemişti. Yine de… Kyoko ile kalma, bütün gün onunla yalnız olma fikri… eh, bu cezbedicilik çok fazlaydı.
Shinbe, Suki Kamui’yi getirmeye giderken Toya’nın arkasından öfkeyle bakmasını izledi ama dışarıda kaldı. Birkaç dakika sonra Kaen de Kyoko’nun kapısını dikizleyerek onlara katıldı. Shinbe, eğer başları belaya girerse Kaen’in Kamui’ye göz kulak olacağını biliyordu. Bir koruyucu için koruyucu, küçük kardeşine sık sık takılıyordu.
Shinbe, grubu gözden kaybolana kadar izledi. Bedeni ve zihninin sabahtan beri ilk kez gevşediğini hissetti. İç çekerek döndü ve Kyoko’nun uyuduğu barakaya geri döndü.
Kyoko yarı uykusundan canlanıp düşünceleri önceki geceye gitti. Kendi dünyasında sahip olduğu azıcık zamanı Tasuki ile geçirmeye çalıştığı partiye döndü. Bu dünya gerçekten çok fazla vaktini aldığı için onu özlemişti. Ona o kadar odaklanmıştı ki artık çok geç olana kadar meyvenin alkole batırılmış olduğunu hissetmemişti. Tasuki’nin başından beri bilip bilmediğini merak ederek suratını astı.
Heykelin oraya ya da buraya barakaya dönüşü hakkında çok şey hatırlamıyordu. Gerçi gördüğü rüyanın bir kısmını hatırlıyordu… Shinbe’yi. Kyoko uykuya dalıp tekrar uyanırken düşünceleri, uyanık olup olmaması önemli değilmiş gibi devam etti.
Shinbe, küçük gruplarının dışındayken, etrafındaki koruyucuların en eğlencelisi olduğu için ondan her zaman hoşlanmıştı. Ve denemesine bile gerek kalmadan kendisini her zaman güldürebiliyordu. Gerçi tek bir kadına bağlanacak tipte bir erkek değildi. Çok açıktı ki sorunları vardı. Ama son zamanlarda onu farklı bir açıdan görmeye başlamıştı.
Kyoko uykusunda döndü. Bu adil değildi. Toya’ya karşı derin bir sevgisi vardı ama o duygularına nadiren karşılık veriyordu. Diğer taraftan, Shinbe artık başka bir meseleydi. Toya ona küçük şeyler için bağırırken Shinbe her zaman daha iyi hissetmesini sağlamaya çalışırmış gibi görünüyordu.
Adeta Toya’nın davranışları kötüleştikçe Shinbe daha da tatlı bir hal alıyor gibiydi, ama bu arkadaşlıktan başka bir şey değilmiş gibi davranıyordu. Bazen onun hakkında meraka kapılıyordu ve büyük ihtimalle bu onunla ilgili rüyalar görmeye başlamasının nedeni buydu. Geçen geceye kadar rüyaları aklıselim içindeydi. Geçen geceki rüyası ise kontrol dışına çıkmıştı.
Toya’nın onu kendince sevdiğini biliyordu ve muhtemelen onun için ölürdü de ama gerçek duygularını göstermeyi reddediyordu. Çok kolay öfkelendiğini ve ona patronluk taslamasının da onu önemsediği gerçeğini gizlemenin bir yolu olduğunu biliyordu. Bazen duygularını o kadar iyi saklıyordu ki neredeyse o bile inanacaktı. Yine de kendisini iki adamı kıyaslarken buldu. Her zaman Shinbe ve Toya’nın yakınındaydı ve iki koruyucunun da iyi ve kötü yanları vardı.
Ne zaman rüyasında Toya’nın onu öptüğünü görse bu hep yumuşak ve tatlı bir şekilde oluyor, yalnızca bazen ateşli bir hal alıyordu. Sıra Shinbe’ye geldiğinde ise bu her zaman farklıydı. Çok farklıydı. Shinbe’yle ilgili rüya gördüğünde kendisini bir kadın gibi hissediyordu. Bu rüyalarında kendisinin hayal edemeyeceği yerlerini öpüyor ve bedenine, bu kadar iyi hissettireceğini hiç tahmin edemeyeceği şeyler yapıyordu.
Uykusunda iç çekti. Ama yalnızca rüya görüyordu… Kyoko kıvrılarak top şeklini alıp geçen geceki rüyanın hatırasıyla ürperdi. Adam deli gibi sevişirken o altında titriyordu… bu hatırayı düşünerek inledi. Shinbe ile ilgili böyle bir rüya görmek adeta Toya’yı aldatmış gibi hissetmesine neden oluyordu.
‘Hayır!’ dedi zihninden, ‘Toya hiçbir zaman benim erkek arkadaşım olmadı. Yani erkek arkadaşım yok ve bu zihnimde olduğu sürece istediğim her şeyi düşünebilirim… rüyalarım da dahil.’
Rüya çok tahrik ediciydi, öyle ki uyandığında eriyeceğini hissetti. Onu orada duvara yaslanmış, hiçbir şey olmamış gibi oturur görmesi tek başına bunun bir rüya olduğunu teyit etmesine yeterliydi. Kafasının içinde neler oluyordu? Bunu anlaması gerekiyordu. Shinbe asla kendisi gibi deneyimsiz, küçük bir kızı sevemezdi. Büyük ihtimalle bir gecede, kendisinin iki elinin parmaklarıyla sayamayacağı kadar kadına sahip olan bir dünya adamıydı. Başka bir şey düşünmeyi reddederek gözlerini kapatıp ovuşturdu.
Shinbe barakaya rahatlamış ve sakin olarak dönmüştü… ta ki gözleri kızın uykudaki şekline takılana kadar. Bütün bedeni hareketsizleşti ve orada öylece dikilerek onu birkaç dakika boyunca izledi. İnce şiltenin üzerinde titrediğini gördü. Neden hala geçen gece yanına koyduğu örtüyü örtmemişti? Toya ile uğraşırken örtüyü nereye attığını görmek için bakındı.
Sessizce ilerleyip onu kalın battaniyeyle örttü ve huzursuz uykusuna devam ederken yanında kaldı. ‘Neden böyle hissetmek zorundaydı?’ duvara yaslanarak oturup onu izlerken içini çekti. Bunun cevabını biliyordu. ‘Shinbe, kadınlar konusunda kimsenin ciddiye almadığı adam, başka bir zamandan bir kıza aşık olmuştu.’
Ona özlemle bakarak dudaklarını bastırdı. Bir rüya olmadığını anladığında onu öldürecekti. Toya da onu öldürecekti. Böyle bir suç için iki kez ölebilir miydi?
Shinbe omuzları çökerek tekrar iç çekti, ‘Evet… Toya.’ Kyoko, öfkeli kardeşine aşıktı. Suçluluğun omurgasından yukarı çıktığını hissetti. ‘Neden kendisine hiçbir zaman gerektiği gibi СКАЧАТЬ