Beş Çember Kitabı. Musashi Miyamoto
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Beş Çember Kitabı - Musashi Miyamoto страница 3

Название: Beş Çember Kitabı

Автор: Musashi Miyamoto

Издательство: Maya Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 9786258361360

isbn:

СКАЧАТЬ da belirtildiği gibi büyük onurlar kazanarak ülkesinin konseyinde öncü bir adam oldu. Fakat altmış üç yaşında sosyal hayattan bıkarak geri kalan günlerini Sendai Kalesi’nde geçirmek üzere emekli oldu. Orada boş vakitlerini değerlendirmek için Matsushima’daki meşhur Zuiganji Tapınağı’nı restore ettirdi. Tapınak, kalenin yakınlarındaydı ve uzun iç savaş sırasında çökerek tamamıyla harabeye dönüşmüştü. Masamuné binayı eski zengin ihtişamına döndürmeyi görev bildi ve sonra hepsi tamamlandığında orayı yönetmek üzere atanmaya layık, derin öğrenmeye erişmiş ve erdem sahibi bir rahip aramaya başladı.

      Baş hizmetlileriyle toplandığında onlara şöyle dedi:

      “Bildiğiniz gibi yakınlardaki Zuiganji Tapınağı’nı yeniden inşa ve dekore ettirdim ancak hâlâ yöneticisi yok. Dinin temsilcisi olarak eski geleneklerini devam ettirecek aziz ve bilge birine emanet etmek istiyorum onu. Söylesenize, günümüzün en büyük rahibi kim?”

      “Kyoto’daki Ungoji Tapınağı’nın Başrahibi Ungo-Zenji şüphesiz günümüzün en büyük rahibidir,” diye ortak bir cevap geldi.

      Bunun üzerine Masamuné bu boş mevkiyi aziz Ungo-Daizenji’ye teklif etmeye karar verdi ancak bahsi geçen rahip sarayın gözdesiydi ve İmparator ona güveniyordu. Zenji’ye bir şey söylenmeden önce Majesteleri’ne başvurulması gerekiyordu. Masamuné talebini, nedeniyle birlikte ve şahsi bir rica olarak sundu. Emekli devlet adamına duyduğu duygusal yakınlığı koruyan İmparator hemen rıza gösterdi ve böylece Ungo-Zenji, güzel Matsushima bölgesindeki Zuiganji Tapınağı’nın başına getirildi.

      Atanmasının yedinci gününde Masamuné, yeni geleni karşılamak üzere Zuiganji’ye resmi ziyarete gitti. Ona, o sıralarda boş bulunan Zenji’nin özel misafir odasını gösterdiler. Bir oyuğa döndüğünde dikkatini bir anda, özenli ve pahalı işçiliği olan değerli bir sehpaya yerleştirilmiş eski bahçe getası çekti.

      “Şu getayı hangi meşhur kimse kullanmış?” dedi, afallamış Masamuné kendi kendine. “Ama benim mevkimde bir daimyoyu kabul ederken odayı böyle düşük bir eşyayla dekore etmek kesinlikle görgüsüzlük! Ancak rahip böylesi tuhaf bir görgü kuralını ihlal ettiyse eminim bir amacı vardır.”

      O anda sürgülü kapılar ses çıkarmadan açıldı ve baştan aşağı dini kıyafetler giymiş ve elinde beyaz kıllı, kutsal bir fırça tutan muhterem bir zat içeri girdi. Hareketsiz yüzünde münzevi bir görüntü olsa da alnında, gözlerinin arasındaki çirkin bir yara görünüşünü bozmuştu.

      Gelen kişi Ungo-Zenji’ydi, misafirinin karşısına oturarak iki elini avuçları aşağı gelecek şekilde matların üzerine koydu ve saygılı bir karşılama yaparak birkaç kere başını eğerek selamladı; Masamuné de gerektiği gibi bu nezakete karşılık verdi.

      Selamlaşmalar bitince Masamuné merakını daha fazla dizginleyemedi.

      “Saygıdeğer efendim,” diye başladı, “samimi isteğimi kabul ederek tapınağımızdan sorumlu olmak için bu ehemmiyetsiz yere gelmeye tenezzül ettiniz. Faziletinizden derinden etkilendim ve nasıl teşekkür etsem bilemiyorum. Ben basit bir adamım, kelimeler konusunda beceriksizim. Fakat saygıdeğer efendim, kafamı karıştıran iki şey var ve bu ilk görüşmemiz olsa da böylesi meraklı olmamı görgü addedebilirseniz, bir bahçe getasını şeref konuğu olarak yerleştirmenizi ve azizliğinize gölge düşürecek kadar kötü olan yaranızı açıklayabilir misiniz?”

      “Bir bahçe getasını şeref konuğu olarak yerleştirmenizi açıklayabilir misiniz?”

      Tezcanlılıkla söylenen bu sözler üzerine Masamuné’nin gençliğini anımsayan rahip hafifçe gülümsedi. Ardından odanın daha aşağıdaki bitimine çekildi ve çökmüş gözlerinde parlayan yaşlarla şöyle dedi:

      “Yüzünüzü tekrar gördüğüme çok sevindim. Değişmeyen yüz hatlarınıza bakmak bana uzun zaman önceki gençliğimi hatırlatıyor.”

      “Ne tuhaf sözler bunlar! Bildiğim kadarıyla bugüne dek karşılaşmamışken size gençliğinizi nasıl hatırlatabilirim?”

      “Lordum, sabırlı olursanız hepsini açıklayacağım,” diye yanıtladı Zenji. “O zamanlar sadece bir hizmetliydim; Makabé Heishiro olarak bilinen bir takunya taşıyıcısıydım, o yüzden böyle düşük mevkili bir kişiyi hatırlamamanızı anlıyorum. Osaki Kalesi’nde kalıyordunuz…”

      Durdu fakat tek bir kelime edemeyecek kadar hayrete düşmüş Masamuné yalnızca, onu daha önce gördüğünü hatırlamaya çalışıyormuşçasına eski hizmetlisine dikkatle bakıyordu.

      O yüzden Ungo-Zenji hikâyesine devam etti ve otuz yıl önceki o karlı günde başına gelenleri detaylarıyla anlattı. Bunca yıl sadece intikamı düşünerek yaşadığını ve bir gün düşmanının çok gerisinde kaldığını göreceği düşüncesinin bütün zorlukları yenmesine, engelleri aşmasına kendini teşvik ettiğini anlattı.

      “En sonunda,” diye sonlandırdı rahip, “İmparator’un dikkatini çektim ve değersiz hizmetimi o kadar büyük gösterdi ki beni ödüllerle ve lütfunun işaretleriyle donattı. ‘İşte vakti geldi!’ diye düşündüm. Ancak hayretle fark ettim ki böylesi adi bir tutku artık doğamda yoktu, intikam arzusu yok olmuştu. Olaya farklı bir ışıkta bakmaya ve sizi bir hayır sahibi olarak görmeye başladım. Sizin için hâlâ bir takunya taşıyıcısı olabilirim – size göre edindiğim bilgilere asla erişmemiş olabilirim – sizin için iki ülkenin meşhur ve bilge zatlarıyla görüşmem imkânsız olabilir. Dolayısıyla benim nefretim minnete, intikam arzum içten bir huzur ve refah içinde bir yaşam dileğine dönüştü. Her gün, size borçlu olduğum paha biçilmez kazançların az da olsa karşılığını verebilmek için dua ediyorum. Lort hazretleri, eski bir getaya neden bu kadar değer verdiğimi ve kaşımdaki bu çirkin yarayı nasıl taşıdığımı şimdi anlıyordur.”

      Masamuné anlatıyı büyüyen bir merakla ve derin dikkatle dinledi. Sonlandığında ayağa kalktı ve Zenji’nin iki elini hem nazikçe hem de zorla tutarak onu odanın üst bitimine çekti. İkisi de yeniden oturduğunda konuştu.

      “Saygıdeğer efendim,” dedi duygu dolu bir sesle. “Az önce anlattıklarınız beni bir hayli utandırdı. Bahsettiğiniz olayı henüz anımsayabildim ve kibirle berbat hakaretler ederken ne kadar sinirli olduğumu hatırlıyorum. İntikam alma arzunuza değil, hakkınız olan zaferden feragat etmenize şaşırıyorum; bu beni sahiden hayrete düşürüyor! Böylesi bir yüce gönüllülük neredeyse inanılmaz! Dinin bazılarının söylediği gibi boş bir soyutlama olmadığını kanıtladınız bana ve eski suçlarım için naçizane affınızı istiyor, beni talebelerinizden biri olarak kabul etmenizi rica ediyorum.”

      Böylece açıksözlü ve asil bir yaradılışa sahip Masamuné gençliğinde yaptığı hatadan pişmanlık duydu ve takunya taşıyıcısı, düşmanının utanç içinde ölmesini sağlasa övünebileceği o büyük zafere erişmiş oldu.

      İki cömert insanın arasında candan bir arkadaşlık peyda oldu ve yıllar sonra ölüm onları ayırana dek birbirlerini sık sık gördüler ve muhabbetleri gelişti. Rahip, Kale’nin daimi misafiri kabul edilirken Masamuné, Ungo-Zenji’nin rehberliğiyle kutsal ilim çalışmalarını ciddi bir saygıyla yerine getirdi.

СКАЧАТЬ