Oz Diyarı: Teneke Woodman. Лаймен Фрэнк Баум
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Oz Diyarı: Teneke Woodman - Лаймен Фрэнк Баум страница 5

Название: Oz Diyarı: Teneke Woodman

Автор: Лаймен Фрэнк Баум

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6486-16-4

isbn:

СКАЧАТЬ kararmış, çocuk da iyice yorulmuştu. Bu yüzden, Woot’un çantasında taşıdığı çorbadan bir tas içmesi için açık bir alanda durdular. Ardından, Korkuluk saman dolu vücuduyla yere uzandı, Woot da onu yastık olarak kullandı. Teneke Woodman ise yanlarında ayakta bekledi çünkü çimlerin üzerindeki ıslaklık yüzünden eklemleri paslanabilir ya da parlak boyaları silinebilirdi. Bedenine çiy düştüğü anda bir bez yardımıyla hemen siliyordu. Bu sayede, sabah olduğunda Kral, doğan güneşle birlikte her zamanki gibi parıl parıldı.

      Şafak vaktiyle birlikte Korkuluk, çocuğu uyandırdı:

      “Acayip bir şey bulduk, bu yüzden ne yapacağımıza hep birlikte karar vermeliyiz.” dedi.

      Woot, gözlerini elleriyle ovuşturarak ve tamamen uyandığını göstermek için üç kez dolu dolu esneyerek, “Ne buldunuz?” diye sordu.

      “Bir iz!” dedi Teneke Woodman. “Bir iz ve başka bir yol.”

      “Ne söylüyor bu iz?” diye sordu çocuk.

      “Tüm yabancılara, Loonville’e giden bu yola girmemeleri için bir uyarı!” diye cevapladı, gözleri yeni boyandığı için oldukça iyi okuyabilen Korkuluk.

      “O hâlde, başka yoldan gidelim.” dedi çocuk, kahvaltı yapmak için çantasını açarken.

      Ancak bu öneri yol arkadaşlarını memnun etmiyor gibi görünüyordu.

      “Loonville’in neye benzediğini görmeyi çok isterim.” dedi Teneke Woodman.

      “Yolculuk yaparken ilgi çekici bir manzarayı kaçırmak ahmakça olur.” diye ekledi Korkuluk.

      “Ama uyarı demek, tehlike demektir ve bana göre tehlikelerden olabildiğince uzak durmamız en mantıklı davranış olacaktır.” diyerek karşı çıktı Gezgin Woot.

      Bir süre ikisi de Woot’un söylediklerine cevap vermediler. Ardından, Korkuluk:

      “Hayatım boyunca bir sürü tehlikeden kurtuldum, bu yüzden olabileceklerden hiç korkmuyorum.” dedi.

      “Ben de öyle!” diye haykırdı Teneke Woodman, elindeki baltasını kafasının etrafında döndürerek. “Tenekeye zarar verebilecek çok şey yoktur, ayrıca baltam, düşmanlara karşı kullanabileceğim çok güçlü bir silahtır.”

      “Ancak küçük dostumuz…” diye devam etti, ciddiyetle Woot’a bakarak. “Loonville’in insanları gerçekten tehlikeliyse sen yaralanabilirsin, bu yüzden Korkuluk ve ben Loonville’in yasaklı şehrini ziyarete giderken senin burada beklemeni öneriyorum.”

      “Beni merak etmeyin.” dedi Woot, sakin bir şekilde. “Nereye gitmeyi isterseniz, ben de sizinle gelir ve tehlikelerinize ortak olurum. Gezilerimde tehlikelerden uzak durmayı hep daha akıllıca bulurdum ancak o zamanlar tek başımaydım, şimdi ise yanımda beni koruyacak iki güçlü dostum var.”

      Woot kahvaltısını bitirir bitirmez, hep beraber Loonville’e doğru yola koyuldular.

      “Daha önce hiç duymadığım bir yer burası.” dedi Korkuluk, hep birlikte sık bir ormana doğru yaklaşırken. “Burada yaşayanlar bir tür insan ya da hayvan olabilirler, ne olursa olsunlar, dönüşümüzde Dorothy ve Ozma ile ilgili ilginç bir hikâyemiz olacak.”

      İzledikleri yol ormana çıkıyordu ancak kocaman ağaçlar birbirlerine çok yakın büyümüşlerdi, sarmaşıklar ve çalılar da oldukça büyük ve sertti, bu yüzden ilerlemek için her adımda bir yol açmak zorunda kalıyorlardı. Teneke Adam, en önde giderken baltasıyla dalları kesip yolu açıyordu. Teneke Adam’ın arkasında Woot, en arkada ise Korkuluk vardı. Arkadaşları onun için yolu temizlemese Korkuluk’un saman dolu bedeninin devam edebilmesi oldukça zordu.

      Teneke Woodman kalın çalılıkları açarak ilerlerken, bir an neredeyse ormanın derinliklerine doğru yuvarlanıyordu. Yuvarlak çizerek temizledikleri için sanki kocaman ve yuvarlak bir oda yapmışlardı, uzun ağaçların tepelerindeki dallar ise üzerlerinde çatı oluşturmuşlardı. Gariptir ki oluşturdukları bu kocaman oda karanlık değildi. Çünkü görünmeyen bir yerlerden gelen hafif bir beyaz ışık, bulundukları yeri aydınlatıyordu.

      Odanın içinde bir sürü garip yaratık vardı. Teneke Adam gördükleri karşısında büyüye kapılmıştı. Woot ise görebilmek için Teneke Adam’ın metal bedenini kenara doğru itmek zorunda kaldı. Korkuluk da Woot’u kenara doğru itti ve üçü de sıraya dizilip izlemeye başladı.

      Karşılarındaki yaratıklar top şeklindeydiler, bedenleri, kolları, bacakları, elleri ve kafaları, her şeyleri yuvarlaktı. Yuvarlak olmayan tek yerleri, kafalarının üzerindeki küçük çukurlardı. Bu sayede kafaları kubbe şeklinde değil, fincan şeklindeydi. Pofuduk bedenleri tüysüzdü ve kıyafet de giymiyorlardı. Tenleri açık gri renkteydi, gözleri ise iki koca mor noktaya benziyordu. Burunları ise tıpkı vücutlarının geri kalanı gibi pofuduktu.

      “Lastikten mi yapılmışlar sence?” diye sordu Korkuluk. Yaratıklar hareket ettikçe birbirlerine bağlı ve son derece hafif olduklarını fark etmişti.

      “Ne olduklarını söylemek zor.” diyerek cevapladı Woot. “Her tarafları şişliklerle kaplı gibi görünüyorlar.”

      Loonlar birçok şey yapmaktaydılar, bazıları birlikte oyunlar oynuyor, bazıları verilen görevleri yerine getiriyor ve bazıları ise konuşmak için toplanıyordu. Ancak açık alanda gürültüyle yankılanan sesleri duyunca hepsi davetsiz misafirlerin bulunduğu yöne doğru döndü. Ardından, tek bir vücut hâlinde koşarak ve zıplayarak süratle ileri doğru atıldılar.

      Teneke Woodman bu ani darbeyi hiç beklemiyordu, bu yüzden üzerine gelen Loonlara karşı baltasını bile kaldıramadı. Yaratıklar, boks eldivenlerine benzeyen pofuduk elleriyle üçüne de hızlı şekilde vurmaya başladılar. Her taraftan vuruyorlardı. Yumruklar oldukça yumuşaktı, bu yüzden dostlarımızın canını hiç acıtmıyordu ancak bu ani saldırı, onları şaşkınlığa uğratmıştı ve kısa süre sonra üçü de devrilip kendilerini yerde bulmuştu. Yere düştüklerinde Loonların bazıları kalkmamaları için onları tutarken, diğerleri ise uzun dallarla ellerini ve ayaklarını bağlayarak hepsini çaresiz durumda bırakmıştı.

      “İşte!” diye bağırdı en büyük Loon. “Hepsini güvenli şekilde yakaladık, şimdi onları Kral Bal’a götürelim ve yargılayıp delik deşik edelim!”

      Esirleri kubbeli salona kadar sürüklemek zorunda kaldılar çünkü Loon sayısının fazla olmasına rağmen esirler, taşıyabileceklerinden daha ağırdı. Korkuluk bile pofuduk Loonlardan çok daha ağırdı. En sonunda yüksek bir platformun önünde durdular. Platformun üzerinde, bir tarafına ip bağlanmış büyük ve geniş bir sandalyeden yapılmış bir taht vardı. İp, kubbenin çatısına kadar uzanıyordu.

      Esirlerin, tahtın önünde dizilip tahta dönük şekilde oturmalarına izin verildi.

      “Güzel!” dedi tüm grubu yöneten büyük Loon. “Şimdi, cesurca yakaladığımız bu korkunç yaratıkları yargılaması için Kral Bal’ı çağırabiliriz.”

      Konuşurken, ipi tutarak bütün gücüyle çekmeye başladı. Birkaç tanesi daha ona yardım etti. İp СКАЧАТЬ