Oz Diyarı: Teneke Woodman. Лаймен Фрэнк Баум
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Oz Diyarı: Teneke Woodman - Лаймен Фрэнк Баум страница 1

Название: Oz Diyarı: Teneke Woodman

Автор: Лаймен Фрэнк Баум

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6486-16-4

isbn:

СКАЧАТЬ m, 15 Mayıs 1856 yılında New York Chittenango’da dünyaya geldi. Çocuk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Oz Büyücüsü’nün yazarıdır. Petrol işinde çok başarılı bir fabrikatörün oğlu olarak rahat bir çocukluk geçirdi.

      Eğitimine evinde özel öğretmenler ile başladı. Peekskill Askerî Akademisine girdi. Fakat yaşadığı kalp hastalığından sonra okuldan ayrıldı. Sahneye ve oyunculuk alanında yazmaya ilgisi vardı. Gazeteci ve iş adamı olarak çalıştıktan sonra kırk yaşında, çocuklar için tekerleme yazmaya başladı.

      Tekerleme yazarken hikâye yazma yeteneğini keşfetti. “Amerikan masallarının babası” unvanını kazandıran Oz Büyücüsü ile bu alanda popüler oldu. Oz Büyücüsü, Lyman Frank Baum’un ölümünden tam yirmi yıl sonra dev ekranlarda gösterime girdi. Sinema tarihinin en çok izlenen filmlerinden oldu. 6 Mayıs 1919 yılında Hollywood California’daki evinde vefat etti.

      1. BÖLÜM

      GEZGİN WOOT

      Teneke Woodman, Oz Diyarı’nın Winkie Ülkesi’ndeki baştan aşağı tenekeden yapılmış görkemli kalesinin salonundaki ışıltılı tahtına oturdu. Yanındaki samandan örülmüş sandalyede ise en iyi dostu Korkuluk oturuyordu. Ara sıra, gördükleri ilginç şeyleri ve tanışıp arkadaş oldukları günden beri başlarından geçen tuhaf maceraları birbirlerine anlatıyorlardı. Bazen de sessiz kalıyorlardı çünkü bunları defalarca konuşmuşlardı. Fark ettiler ki yalnızca birlikte olmayı seviyorlardı, uyanık ve dikkatli olduklarını kanıtlamak amacıyla kısa kısa şeyler söylüyorlardı. Zamanla, bu iki enteresan insan hiç uyumamaya başladı. Hiç yorulmadıkları için uyumalarına da gerek yoktu.

      Bir gün, Winkie Ülkesi’nde güneş tüm ihtişamıyla batarken teneke kalenin parlak kulelerini ve minarelerini gün batımının renklerine boyuyordu. O sırada Gezgin Woot dolambaçlı bir patika boyunca yaklaşmaktaydı. Kalenin girişinde bir Winkie hizmetkârı ile karşılaştı.

      Teneke Woodman’in hizmetkârlarının hepsi teneke kasklar, teneke göğüslükler ve gümüş kıyafetlerin üzerine dikilmiş ince yuvarlak tenekelerle kaplı kıyafetler giyiyorlardı. Bu sayede, vücutları tıpkı teneke kale gibi hatta neredeyse Teneke Woodman kadar parıl parıldı.

      Gezgin Woot parıl parıl parlayan hizmetkâra ve muhteşem kaleye baktı, baktıkça gözleri merak içinde büyüyordu. Woot, gezgin olmasına rağmen henüz küçüktü ve karşısında ufacık gözlerinin gördüğü en göz kamaştırıcı manzara vardı.

      “Burada kim yaşıyor?” diye sordu.

      “Winkielerin Kralı, ünlü Ozlu Teneke Woodman.” diye yanıtladı, tüm yabancılara kibarca davranması için eğitilmiş hizmetkâr.

      “Teneke Woodman mi? Ne kadar tuhaf!” diye bağırdı küçük gezgin.

      “Kralımız belki tuhaf olabilir.” diye yanıtladı hizmetkâr. “Ancak kendisi kibar bir efendidir ve güzel bir teneke kaplama sayesinde dürüst ve güvenilirdir; bu yüzden onun sadık hizmetkârları olan bizler, onun diğer insanlara benzemediğini hiç unutmayız.”

      “Kendisini görebilir miyim?” diye sordu Gezgin Woot, biraz düşündükten sonra.

      “Eğer biraz beklemenizde sakınca yoksa gidip kendisine sorabilirim.” diye cevap verdi hizmetkâr ve ardından Teneke Woodman ve Korkuluk’un birlikte oturdukları salona gitti. İkisi de kaleye bir yabancının geldiğini öğrendiklerine sevinmişlerdi çünkü bu, onlara konuşacak yeni konular demekti, bu yüzden hizmetkâra hemen çocuğu içeri almasını söylediler.

      Gezgin Woot, her biri tenekelerle süslenmiş görkemli koridorlardan ve görkemli teneke kemerli yollardan geçip her biri muhteşem teneke mobilyalarla donatılmış teneke odaların yanından ilerlerken, gözleri hiç olmadığı kadar büyümüştü ve minicik vücudu şaşkınlıkla titredi. Ancak ne kadar büyülense de tahtın önüne geldiğinde kibar bir baş selamı vermeyi başarabildi ve saygılı bir sesle: “Sizi saygıyla selamlıyorum Yüce Majesteleri, emrinize amadeyim.” dedi.

      “Çok iyi!” diye cevap verdi Teneke Woodman, her zamanki neşeli tavrıyla. “Kim olduğunu ve nereden geldiğini söyle bakalım.”

      “Herkes beni Gezgin Woot olarak tanır.” diye yanıtladı çocuk. “Oz Diyarı’nın Gillikin Ülkesi’nin ücra bir köşesindeki evimden yola çıkarak türlü seyahatler ve dolambaçlı yollardan geçip geldim.”

      “Evden uzaklaşmak, tehlikelerle ve zorluklarla karşılaşmaktır, hele bir de etten ve kemikten yapılmışsan.” dedi Korkuluk. “Şu Gillikin Ülkesi’nin köşesinde hiç mi arkadaşın yoktu? Ya da orası rahat ve huzurlu bir yer değil miydi?”

      Saman dolu bir adamın böylesine iyi konuştuğunu duymak, Woot’u biraz şaşırtmıştı ve Korkuluk’a biraz kaba şekilde baktı. Ama bir süre sonra cevapladı:

      “Evim ve arkadaşlarım vardı, Yüce Samanlık ancak fazlasıyla sessiz, mutlu ve huzurluydular, bu da bana çok saçma geliyordu. Oz’un o köşesindeki hiçbir şey ilgimi çekmemişti ancak ben, ülkenin diğer taraflarında farklı insanlar ve yeni manzaralar göreceğime inanmıştım, bu yüzden de gezginlik yolculuğuma başladım. Neredeyse bir yıldır gezginlik yapıyorum ve şimdi de gezginliğim beni bu büyüleyici kaleye getirdi.”

      “Bu bir yılda seni fazlasıyla bilgeleştirecek kadar çok şey gördüğünü düşünüyorum.” dedi Teneke Woodman.

      “Hayır.” diye yanıtladı Woot, düşünceli bir şekilde. “Hiç de bilge olmadığıma emin olabilirsiniz Majesteleri.” Ne kadar çok gezersem o kadar az bildiğimi öğreniyorum çünkü Oz Diyarı’nda bilgeliği ve diğer şeyleri bolca öğrenebilirsiniz.”

      “Öğrenmek basittir. Sen soru sormaz mısın?” diye sordu Korkuluk.

      “Evet, cesaret edebildiğim kadar çok soru sorarım ancak bazı insanlar sorularıma cevap vermeyi reddederler.”

      “Pek de nazik değillermiş.” diye cevapladı Teneke Woodman. “İnsanlar soru sormazlarsa çok şey öğrenemezler; bu yüzden ben, kendimle ilgili soruların hepsine cevap vereceğime söz veriyorum.”

      “Ben de öyle.” diye ekledi Korkuluk, başını sallayarak.

      “Bunu duyduğuma sevindim.” dedi Gezgin. “Çünkü artık, yiyecek bir şeyler isteyebilirim.”

      “Doyurun çocuğun karnını!” diye bağırdı Winkielerin Kralı. “Gezginlerin çoğu zaman aç oldukları aklıma gelmedi, ne kadar da dikkatsizim. Sana hemen yiyecek getirteceğim.”

      Bunu söylerken teneke boynundan sarkan teneke düdüğü çaldı ve bir hizmetkâr kapıya gelip başıyla selam verdi. Teneke Woodman, yabancı için yiyecek getirilmesini emretti ve birkaç dakika içinde hizmetkâr, her biri ayna gibi parlayana kadar cilalanmış teneke tabaklar içerisinde sunulan çeşit çeşit güzel yiyeceklerle dolu bir teneke tepsi getirdi. Tepsi, tahtın yanındaki teneke masanın üzerine konulmuştu ve hizmetkâr, çocuğun oturması için masanın yanına bir teneke sandalye getirdi.

      “Karnını doyur gezgin dostum.” dedi Kral içten bir şekilde. “Bu ziyafeti beğeneceğini düşünüyorum. Mesela ben, hayatta kalmak için yiyeceğe ihtiyaç duymam, bu yüzden yemek yemem. Arkadaşım Korkuluk da aynı şekilde. Ancak tüm Winkielerim, tıpkı senin gibi etten oluştukları için yemek yerler. Teneke dolabım hiç boş kalmaz ve içindekiler yabancılara her zaman açıktır.”

      Çocuk bir süre sessizce yemek yedi, gerçekten acıkmıştı ama daha sonra iştahı kesildi ve:

      “Siz Majesteleri, tenekeden yapılmanıza rağmen nasıl hâlâ hayattasınız?” diye СКАЧАТЬ