Kazakları Ruslaştırma Siyasetinin Bilinmeyen Yönleri. Mekemtas Mırzahmetulı
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kazakları Ruslaştırma Siyasetinin Bilinmeyen Yönleri - Mekemtas Mırzahmetulı страница 16

Название: Kazakları Ruslaştırma Siyasetinin Bilinmeyen Yönleri

Автор: Mekemtas Mırzahmetulı

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6853-01-0

isbn:

СКАЧАТЬ нужно для обрусения инородцев?) başlıklı fazlasıyla ses getiren makalesinde İç Orda Kazaklarının Ruslaştırılması sorununu gündeme getirerek, misyonerlik yolundaki konumunu açığa çıkarmıştır. Alektorov, “Gayrı Rus halkları Ruslaştırma yolunda en iyi silah okuldur.” sloganını hayata geçirmek istemiştir. Yine aynı dönemde İ. N. Simirnov ‘Farklı Milletlerin Ruslaştırılması ve Ruslaştırma Politikası Sorunları’ (Обрусение инородцев и задачи обрусительной политики) başlıklı makalesinde, Rus olmayanların Hristiyanlaştırılması fikrini öne sürer. İfade edilen iki karşıt görüşlü slogandan yola çıkarak, Alektorov’un teklif ettiği slogan Kazakların yaşamına ve dinî görüşüne yönelik açık bir tehdit içermemesi sebebiyle, içindeki ana niyeti gizlemektedir.42

      Alektorov, Batı Kazakistan’da bulunduğu süre içinde, Orta Cüz Kazakları için açılan karma Rus-yerli okulların tarihi ile yakından ilgilenmiş, misyonerlik işlerine yoğun bir biçimde bu bölgede başlamıştır. 1895’te yayımlanan ‘Gayrı Ruslar İçin Açılan Rus Okullarının Amaçları’ (Задачи русской школы в инородческой среде) başlıklı makalesinde Kazakların Hristiyanlaştırılması ve Ruslaştırılması yönündeki faaliyetler sürecinde Torgay’daki karma okulların rolünden övgüyle bahsetmektedir. Bu geleneğin devam etmesi için Torgay bölgesinde çalışarak Orta Cüz Kazaklarının yaşam biçimlerini etraflıca araştırmış, misyonerlik faaliyetlerini güçlendirmeyi amaçlamıştır. Misyonerlik öğretiminde tecrübe kazanıp, Orta Cüz Kazaklarının yaşam biçimlerini öğrenir öğrenmez Torgay bölgesi eğitim işleri müfettişliğine atanmıştır. Bu görevde altı yıl çalıştıktan sonra 1902 yılından itibaren Akmola ve Semipalatinsk bölgelerindeki meslek yüksekokullarında müdürlük yapmıştır. Bu yıllarda, yazdığı çalışmaların büyük çoğunluğu misyonerlik konusu üzerinedir.

      Bilimsel ve pedagojik deneyim kazandıktan ve misyonerliği tam anlamıyla benimsedikten sonra, o dönemde Orta Cüz Kazaklarının başkenti olarak görülen Omsk şehrine gider ve bilim çevrelerinde ünlenen ‘İslamiyet ve Kırgızlar’ (Исламизм и киргизы) başlıklı makalesini kaleme alır.43 Bu çalışmada, Kazakları Ruslaştırma ve Hristiyanlaştırma faaliyetinde başlıca engelin Tatarlar olduğunu ve Tatarların Orta Cüz Kazakları üzerinde etkili olduklarını belirtir. Kazakların Tatarlarla iletişime geçmesini engellemek ve iki halk arasındaki manevi bağı koparmak amacıyla İlminski’nin yıllarca aralıksız süren mücadelesi düşünülürse, Alektorov ve İlminski’nin düşünce yapısındaki benzerlik görülmektedir.

      Alektorov, farklı misyonerlerin baskısıyla zaman içinde Kazakların Ruslaştırılmasında uygulanan yöntemlere karşı bakış açısını değiştirmeye başlar. ‘Doğu Rusya’da Ortodoksluğu Yayma Sürecinde Gazetelerin Rolü’ (Наши газеты о деятельности православной миссии на русском Востоке) adlı makalesinde Doğu halklarını Ruslaştırma faaliyetinde, misyonerlik sömürgelerine maruz kalan genç Kazak kızları ve kadınlarının en önemli etken olduğunu ifade eder.44 Doğu halklarında özellikle kadınların çocuk eğitiminde etkin rol oynadığını, büyüyen neslin maneviyatını fazlasıyla etkilediğini belirtir. Alektorov, ince hesaplar yaparak misyonerlik faaliyetlerinde uygulanan yöntemlerden, Ruslaştırma ve Hristiyanlaştırma sürecinde anne-kadın faktörünün önemli olduğu konusuna vurgu yapar.

      Çar sömürgecileri Alektorov’un ifade ettiği tehlikeli görüşü benimsemiştir. Çarlığın generalleri ve valileri de bu fikri desteklemiştir. Bu fikre istinaden, İdil boyunda Kalmukları Ruslaştırmak ve Hristiyanlaştırmak amacıyla kız çocukları için özel okullar açılmıştır. Kazak topraklarında da (örneğin Karkaralı) Rus Çarlığı’nın gizli sömürge politikasını yürüttüğü benzer okullar mevcuttur.

      Alektorov, yine aynı makalesinde geçim sıkıntısı çeken yoksul Doğu halklarının Hristiyanlaştırılması faaliyetini hoşnutsuzluk ve eleştirel bir yaklaşımla değerlendirir. Yoksulların Hristiyanlığı dinî inancın gücüyle değil, sadece hayati gereksinimler sebebiyle kabul edeceklerini ifade eder.

      Ahmet Baytursunov, Alektorov ile tanışmış, hatta birkaç yıl birlikte çalışmıştır. Bu zaman zarfında, Kazaklar arasında misyonerlik işini yürüten Alektorov’un sistemini çok iyi kavrayan Baytursunov, sonrasında onunla irtibatı kesmiştir. Avezov 1923’te Ak Yol gazetesinde bu konuyu kaleme almıştır. Hristiyanlaştırma politikasında Kazaklar arasından bazı şahısların misyonerlere yardım ettiklerini şiirlerinin birinde şu cümlelerle ifade eder:

      Kimileri makam sahibi olmak için,

      Kendi dinine bile ihanet etti…

      Yukarıdaki ifadelere bakılacak olursa, halkın nasıl bir girdaba itildiği bilinmemekte ve tasavvur dahi edilememektedir.

      Alektorov’un Omsk şehrindeki eğitim kurumlarında uzun yıllar süren çalışma süreci ve bu dönemde yazdığı bilimsel çalışmaları onun dünya görüşündeki temel nitelikleri yansıtmaktadır. Sosyo-politik yönü özellikle bu yıllarda şekillenmiştir. 1905’te bütün Rusya’yı sarsan ve muhalefetin güçlendiği devrim zamanında, Alektorov’a polisin gizli ajanı olma görevi verilir. Devrimci görüşlü gençleri sürgüne gönderme ve bağımsızlık düşüncesiyle hareket eden öğrencileri liselerden uzaklaştırma işinde çalışmıştır. Alektorov’un gerçek kişiliğini, devrim hayalleri olan gençlerin askeri baskıyla okullardan atılmaları ve sindirilmelerini kanıtlayan Omsk arşivindeki resmî belgelerde görmek mümkündür.

      Alektorov’un eylemlerini Sovyet bilim bakış açısı ve sınıfsal konum çerçevesinden değerlendirmek gerekirse, olumsuz bir kişilik portresi ortaya çıkmaktadır. Alektorov’un 2 Mart 1906’da şahsen katılımıyla Omsk lisesinin bütün öğrencileri okuldan atılmış, ileri görüşlü bir öğretmen olan A. D. Kvan tutuklanıp hapse atılmıştır. Aynı gün lisenin sınıf tahtalarına Alektorov’a ölüm sloganı yazılmıştır. Dönemin liberal gazetesi İrtış’a yansıyan bütün bu olaylar, misyoner ilim adamının kime çalıştığını göstermektedir. Gazetenin 20 Ağustos tarihli sayısında Alektorov’a karşı ciddi suçlamalar olmuş ve ona sarkık kulak lakabı verilmiştir. Hükümet lehine haince hareket eden Alektorov, 1908’de görevinde terfi almış ve bütün Batı Sibirya’nın eğitim işleri müfettişliğine atanmıştır.

      Misyonerlikteki amacından ve Çar yanlısı görüşünden sapmayan Alektorov, 1917 Ekim Devriminden sonra gericilerin tarafına geçmiş ve Omsk’ta bulunan eğitim kurumlarındaki aydın fikirli hocaların kovulması eylemine aktif olarak katılım göstermiştir.

      Alektorov’un misyonerlik ideolojisiyle yazdığı bilimsel çalışmaları, içinde birçok tarihi gerçeği barındırması sebebiyle, dönemin sosyo-politik olayları ile ilgili tarihi gerçekleri ortaya çıkarmak bakımından önem teşkil etmektedir. Misyonerin yazdığı her sözcüğün içeriği titizlikle ve eleştirel bir tarzda incelenmelidir. Bunun sebebi, Alektorov’un çalışmalarını dikkatle yazması, tıpkı misyonerler ve Çarlık Hükümeti gibi gerçek niyetini yabancı bakışlardan gizlemeye çalışmasıdır. Aksi takdirde, tekrar çarpıtma ve insanlarla olayları yanlış değerlendirme yoluna gidilebilir. Örneğin, Alektorov’un СКАЧАТЬ



<p>42</p>

İstoriçeskiy vestnik. (1892).

<p>43</p>

Moskovskaya vedomost. (1897). № 301.

<p>44</p>

Naros. (1897). № 237.