Название: Türk Dünyasında Milli Ruh ve Edebiyata Yansıması
Автор: Orhan Söylemez
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6494-84-8
isbn:
“Geçiş dönemi”nde tarz ilişkileri açısından gözlenen belirli tek tiplik ve atalet mekanizması bağımsızlık eğilimlerinin gelişmesi ile ortadan kalkmış, Çağdaş Azerbaycan edebiyatında hemen hemen tüm edebî türlerde tarz hafızasının uyanması olgusu kaydedilmiştir. Bu durum, kendisini özellikle nesirde daha fazla göstermiştir. Türler arasında böyle bir karşılaştırma yapmak mümkündür. XXI. yüzyılın başlangıcında edebî süreçte roman tarzının pozisyonu zayıf görünüyor ve bu edebî tür, yaşlı yazarların yazdığı az sayıda romanlarla temsil olunuyordu. 2010’dan beri edebiyat eleştirisi, Azerbaycan edebiyatında yeni bir patlama olarak dile getirilmiş ve bu durum edebiyatçı gençlik de dâhil olmak üzere tüm yazarların yaratıcılığında da gözlenmiştir.
Belirtilen kitabın ayrı bir bölümünde, Çağdaş Azerbaycan romanlarının eleştirisine geniş yer verilmiş, nesirde roman tarzının “savaş romanları”, “gerçekçi-psikolojik roman”, “geleneksel-mecaz roman”, “modernist-varoluşçu roman”, “tarihî roman”, “sanat-belgesel roman”, “postmodern roman” gibi tarzları tasnif edilmiş, çok sayıda örnekleri analiz edilmiş ve özetlemeler yapılmıştır. Aynı zamanda, edebî gençliğin “roman arayışları” da ayrıca gözden geçirilerek bilimsel açıdan değerlendirilmiştir.
Çağdaş Azerbaycan edebiyatında anlatı ve hikâye tarzları da geliştirilmektedir. Bu tarzların başlıca özelliği millî hayatın manzara ve konularını yaygın olarak edebiyata yansıtmak ve bunu çağdaş insanî değerler açısından yorumlamaktır.
Bağımsızlık dönemi nesrinden bahsederken önemli bir eğilim de burada belirtilmelidir. Günümüzde türler arasında sınırların hareketli/geçişken olduğu görülmektedir. Yeni tarihsel aşamada aynı eserin çeşitli türlere ait kabul edilmesi, yahut farklı türlerin sentezi olan anlatıların görülmesi doğal sayılır. Zaman ve edebiyat, nesir türleri arasındaki sınırın en aza indirilmesi sürecini ortaya çıkarmıştır. Yazarlar, yazdıkları türden bağımsız olarak, toplumun ve insanın derin katmanlarına daha fazla dikkat etmişler ve sosyal ve ahlakî problemlere daha geniş bir şekilde bakmışlardır. Bu açıdan, Anar’ın “Nazar Boncuğu” eserinin hem anlatı, hem roman türünde incelenmesi veya Elçin`in “Karabağ Şikestesi” hikâyesinin anlatı olarak da adlandırılması, roman-monolog, roman-deneme, anı-roman vb. olguların özelliği sayılmalıdır.
Bağımsızlık dönemi şiirinin çeşitliliği yeni yüzyılda daha da artmış ve Azerbaycan’ın şiiri dünya edebiyatının estetik-felsefî eğilimlerine dönüşmeye başlamıştır. Ayrıca, Çağdaş Azerbaycan şiirinin çok sesliliği ve çok üslublu olması, bin yıllık millî şiir cephesinin yeni ortaya çıkan en çağdaş şiir birikimleri ile karşılaşmasından doğmuştur. Modern şiirde savaş, doğa, sevgi gibi geleneksel motifleri ile birlikte postmodernizm tonları, yozlaşmış ovqat, yapıcı şiir, oyun estetiği, yapıbozumcu şiir vs. gibi tezahürler de kaydedilmiştir. Bugün, ülkemizde şairin edebî kişiliğinin özgürce yansıtma fırsatına sahip olması, Azerbaycan şiirinin zenginliğini sağlamaktadır. Bu durum, bağımsızlığın tümüyle Azerbaycan edebiyatına, özellikle de şiire getirdiği en önemli özelliklerden birisidir.
Edebiyatımızın modern aşaması, drama ve tiyatroda başarılı arayışları ile karakteristiktir. Azerbaycan dramalarının bağımsızlık döneminde gelişmesi, klasik drama ve modern tiyatro estetiğinin birliğini şart kılmıştır. Son yıllarda millî dramanın başarıları Elçin’in, Kemal Abdullah’ın, Ali Emirli’nin, Firuz Mustafa’nın, Afak Mesud’un, Hamit Arzulu’nun farklı drama yaratıcılığı ile temsil edilmiştir.
Azerbaycan`da Yeni Edebî Akımlar
Eski Sovyet edebiyatı, sosyalist realizmin yaratıcılık yöntemi esas alınarak oluşturulmuştur. Mevcut ideoloji, Sovyet edebiyatını tek yaratıcılık yöntemine dayanan bir edebiyat gibi görmek istediğinden, bu yöntemin biraz kenarında oluşan bir edebiyatın hangi “izm”e ait olması gerektiği meselesinden uzun zaman söz etmek mümkün olmamıştır. Sadece XX. yüzyılın altmışlı yıllarında Sovyetler Birliği çapında düzenlenen realizm toplantıları “tek yaratıcılık yöntemi” kavramını kırmış, mevcut edebiyatta diğer “izm”lerin de var olduğuna dair düşünceler belirmeye başlamıştır. Bu dönemde XX. yüzyılın başlarında eğitimci realizmin varlığı kabul edilmiş ve bu edebiyatın tanınmış kurucularının isimleri ve idealleri dikkate alınmıştır. Ayrıca, bazı Sovyet edebiyatçıları itiraf etmelidir ki, artık sosyalist realizminin bir parçası olarak kabul edilen devrimci romantizmin kendisi, bağımsız sosyalist romantizmin yaratıcılık akımına dönüşmüştür. Böylece, bağımsızlık dönemi edebiyatı arifesinde artık “tek yaratıcı yöntemi” ilkelerinden çok yöntemli, hatta çeşidli edebî akımları olan bir edebiyattan söz edilmeye başlanmıştır.
Devlet bağımsızlığının 30 yılı boyunca Azerbaycan`da çeşitli edebî bakış açıları ve farklı üslupları içeren çok yöntemli edebiyat oluşmuştur. İlk aşamada önce edebî topluluklar ortaya çıkmış ve edebiyatın her hangi bir yeni yönde gelişimine ilgileri olduğunu beyan etmişler.
Birçok durumda, bu edebî topluluklar arasındaki yaratıcı tartışmalar, hatta bazılarının Azerbaycan Yazarlar Birliği ile haksız yüzleşmesi sonuçta edebiyattaki fikir ayrılıkları, demokratik atmosfer, yöntem ve tarzların mücadelesine meydan açmıştır:
Geçen yüzyılın deneyimi de bir hedefi doğrular: Topluluklar, dernekler, birlikler, manifestolar gerekli havayı, ortamı, zemini oluşturur ve yetenekli insanların edebiyata gelip kendilerini edebiyatta bulmaları için yalnız bir araç olur. Günümüz edebiyatını oluşturanların arasında, 1990’ların karmaşık sosyo-tarihsel ve edebî -kültürel ortamını aşan, imza kazanan ve imzalarını doğrulayan birçok kişi vardır.20
Bağımsızlık dönemi Azerbaycan edebiyatı böyle zor, acılı fakat gerekli süreçlerden geçerek çok sesli, çok yöntemli bir edebiyat olarak oluşmuştur. Görüşümüze göre, bağımsızlık döneminde Azerbaycan edebiyatında edebî eğilimlerin ortaya çıkışında farklı edebî topluluk ve derneklerin önemli bir rolü olmuştur. Daha doğrusu, yeni çağın edebî eğilimleri ve akımları, edebî topluluk ve derneklerin ortaya çıkardığı demokratik yaratıcı ortam temelinde oluşturulmuştur. Hatta bu toplulukların bazıları yeni edebî akım oluşturmak için yola çıkmıştır. Bununla birlikte, başlangıçta bir bütün olarak farklı edebî topluluk ve derneklerde temsil edilen yeni ve orta kuşak yazar ve şairler, kendilerini daha sonra XXI. yüzyılda bu temelde ortaya çıkan edebî eğilimlerde ve akımlarda buldular. Böylece, eski tek yöntemli sosyalist gerçekçi edebiyatın yerine, bağımsızlık yıllarında çok yöntemli Azerbaycan edebiyatı ortaya çıkmaya ve gelişmeye başladı. Artık bağımsızlık döneminin demokratik edebî ortamından doğan postmodernizm, neorealizm, büyülü gerçekçilik (magik realizm), dekadentizm büyük edebiyat meydanındaydılar. Yirminci yüzyılın altmışlı yıllarından bu yana yeni bir nitelikte ortaya çıkan eleştirel gerçekçilik, yetmiş seksenli yıllarda modernizmə, bağımsızlık döneminde ise daha da geliştirilerek yeni neorelizme (yapısal gerçekcilik) dönüşmüştür.
Yirminci yüzyılın altmışlı yıllarından itibaren, geçen yüzyılın başlarında yeni bir edebî nesil ortaya çıkarak, büyük edebiyat şaheserleri yaratan Celil Memmedkuluzâde`nin ismiyle ilişkilendirilen gelenekleri СКАЧАТЬ
20
T. Əlişanoğlu. Müstəqillik illəri Azərbaycan ədəbiyyatı. – Bakı, Qanun, 2013, s.195.