Ali Akbaş Armağanı. Анонимный автор
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Ali Akbaş Armağanı - Анонимный автор страница 30

Название: Ali Akbaş Armağanı

Автор: Анонимный автор

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6981-43-0

isbn:

СКАЧАТЬ yetim, gelinlerin dul kaldığı bu tren aslında Avrupa’ya karşı yenilgimizin beratını da götürüyordu. Artık ezan sesine hasret kalacaklar için başlarında uyan uyan diye bağıran çanlar çalacaktı.

      Ali Akbaş’ın “Göç” şiirinde “Varım yoğum törem gider” şeklinde terennüm ettiği şiir dizesi farkında olmadığımız bir neslin bizden koparılışının acı bir feryadıdır. Yabancı bir beldede, yabancı bir kültürle karşılaşacak olan yurdumun garip insanlarının o vahşi medeniyete karşı kendini savunacak bir alt yapısı, fikrî birikimi yoktu. Tıpkı cephenin en ateşli yerine silahsız gönderilen ve ölüme terk edilen askerler gibiydiler. İşte şair bunları da gördüğü için bu şiiri kaleme almıştı.

      Şairi de şiir boyunca hayıflandıran/hüzünlendiren temel husus; bir zamanlar dünyaya hükmeden, “nizâm-ı âlem” düşüncesine sahip bir milletin evlatlarının şimdi Avrupa karşısında maddi umutlarla işçiliğe can atar hâle gelmesidir. Geçmişte yapılan seferler Tuna nehri üzerinden olurken şimdiki göçlerde de tren Tuna’dan bir daha geçecektir. Ancak bu, ilkinin ihtişamının aksine Tuna’yı utandıracak bir muhtaçlık taşır. (Kaplan, 2018)

      Tuna’dan mazide böyle geçmiş bir milletin torunlarının, şimdi fethe çıkılan diyarlar üzerinden kendisine verilecek ikinci sınıf işlere büyük umutlar bağlayarak hatta bunun için evini, ocağını, yurdunu terk etmeyi göze alır bir hâlde geçişi ve “göç”üşüdür. Artık sefer değil, “göç” vardır ve bu göçte insanın sadece maddesinden değil manasından da çok şeylerin “göç”üşü vardır. (Kaplan, 2018: 126,128)

      Sirkeci’den giden insanımızla değerlerimizdi. Bu değerlerimiz maalesef o ellerde dışlandı, horlandı. Yetişen nesiller bir yabancılık yaşadı. Kayıp nesiller oldu.

      Dağların Ardında Kalan Köy ve Köyde Bekleyen Elif

      İşte ilk göç dalgası böyle başlamıştı. Uzun ve mesafeli dalgalarıyla önüne kattıklarını yaban ellerine atarken, sonraki dalgalar yine yurdum insanlarını yerinden yurdundan söküp atarken bu kez vatanın diğer köşelerine serpiştiriyordu insanımızı… İşte bu son dalgada şairin kendisi de bir şekilde gurbet ellere düşmüştü. Köy onun için hasretin bir diğer adıydı.

      O köy ile ilgili duygularını bir mülakatta şöyle anlatır: “Ben, etrafı mor dağlarla çevrili, sini içi gibi dümdüz bir ovada doğdum ve ovayı çevreleyen dağlara bakarak büyüdüm. Bu geniş ovaya serpilmiş, ipliği kopmuş tespih taneleri gibi dağılmış yüzlerce köy vardı. Bizim köyümüz işte bu ovanın tam ortasındaydı. Onun için de adına Çatova demişler. Çocukluğumda benim için dünya, işte bu sini içi gibi ovadan ibaretti. Düğün olduğunda davul sesleri, sabahın dingin saatlerinde köpek havlamaları ve horoz sesleri köyden köye duyulurdu. Uzun kış gecelerinde tandır başlarında tatlı dilli ninelerden masallar, maniler dinledim. Ben, o köyün kırlarında kuzu güttüm, tozlu yollarında yalınayak azık taşıdım, beynimi kaynatan temmuz sıcağında döven sürdüm. Şimdi hasretle yâd ediyorum. Orası benim için bir masal ülkesidir. Ovayı dolduran kağnı gıcırtıları hâlâ kulaklarımda…” (Oruç ve Günaha, 2019)

      Onun şiirlerinde köy, var olan bütün güzelliklerin merkezi olarak karşımıza çıkar. Şiirlerde, köyün mekân olarak anlatımından çok çağrıştırdığı değerlerin vurgusu ön plâna çıkartılır. Türk kültürünün yoğun olarak yaşandığı, tüm niteliklerinin görülebileceği, tipik özellikler taşıyan köyün dar bir mekân olması var olan değerleri yoğun bir anlatıma dönüştürür. (Çelik, 2018: 7)

      Elif şiirinde de bu son dalganın acılarını terennüm eder şair:

      “Köy dağların ardında kaldı

      Bir gün çıktım yel-yapalak

      Köy dağların ardında kaldı

      Türküleri unuttum

      Gitgide ıradı kağnı sesleri

      Bir daha uğramadım

      Hâlbuki Elif’e sözüm vardı

      Hiç varmadım

      Kız dağların ardında kaldı

      Sanırım;

      Özlemiş, özlemiş alışmış Elif

      Artık çoluk çocuğa karışmış Elif”

      O bu göçten mustariptir. Gurbette iken sıladan gelen haberlerin yolunu bekler, sılanın kokusunu ciğerlerinde hissetmek ister. Bu duygu ile bir göçmen kuş olan leylekten bile medet umar. “Leylek benim senden bir sualim var Zeynep’ten bir haber getir leylekler” Bu duygu onda o kadar belirgindir ki: “Leylek/Bir gurbet türküsü gagasında/Her yaz gelir gider/Yemen’de kınalar ellerini/ Beytullah’a yüz sürer/ Kuş değil melek” derken bu duygular hâkimdir yüreğinde…

      Sonuç

      Çeşitli kurumlar tarafından birçok kez “yılın şairi” ve yılın edebiyatçısı” gibi ödüller almış olan Akbaş, millî ve manevi bilinci kendi fikirleri doğrultusunda şekillendirerek bir potada eritmiş ve halk için halkla beraber yaşayarak yazmış bir şairdir.

      Gerek eğitmen yönünün gerekse epik/lirik psikolojik dünyasının ona kazandırdığı pozitif kişilik sayesinde okurlarına vermek istediği mesajı doğrudan verebilmiş, onlara onların anlayacağı dil ile seslenmesini bilmiştir. Bu sayede hem kendi dönemindeki şairlere ilham kaynağı olmuş hem de çocuk şiirleri vesilesiyle kendinden sonraki nesillere de örnek teşkil etmiş bir Türk aydınıdır. (Bulut, 2016: 56,64)

      Okunması gereken bir şairdir Ali Akbaş… Edebiyatımızın en önemli isimlerinden birisidir. Kendisi için nice uzun yıllar ve nice eserler vermesini diliyoruz.

      Kaynaklar

      Akbaş, Ali, 1996, Kuş Sofrası, Kültür Bakanlığı Yayınları No: 1320, Ankara, Akbaş, Ali, https://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=3977

      Bulut, Yıldıray, 2016, “Ali Akbaş’ın Biyografik ve Sanatsal Yaşamı ile Şiirlerinde Yer Verdiği Temalar”, International Journal of Cultural and Social Studies (IntJCSS) August 2016: Volume 2 (Special Issue 1)

      Ertürk, Yavuz, 2016, “Bizim Hikâyemizi Anlatır Ali Akbaş’ın Her Şiiri”, Dünya Bizim, 14 Nisan 2016.

      Kabaklı, Ahmet, 1991, “Ali Akbaş’ın Göygöl Şiiri İncelemesi”, Türk Edebiyatı, Ağustos 1991

      Kaplan, Fahri, 2018 “Tuna’dan Geçen Atlar ve Trenler: Ali Akbaş’ın “Göç” Şiiri Üzerine Bir Okuma”, İki İstasyon Arası Tren Yazıları, TDEV Yayınları.

      Leontik, Mariya, 2017, “Ali Akbaş, Şiiri ve Ben”, Türk Edebiyatı, S. 529, Kasım 2017.

      Oruç, Çiğdem, Gülcihan Günana, 2019, “Ali Akbaş ile Söyleşi”, AÇSHB Sevgi Bir Kuş Dergisi, 2019.

      Şahin, Mehmet Ali, 2010, “Akbaş ile Ufuk Mülakatı”, Edebiyat Ufku İnternet Dergisi. S. 24, Haziran. 2010.

      Tatcı, Mustafa, 2008, “Ali Akbaş’ın Şiir Dünyasında Çocuk”, Türk Halkları Edebiyatı II, СКАЧАТЬ