Elçine Armağan. Анонимный автор
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Elçine Armağan - Анонимный автор страница 5

Название: Elçine Armağan

Автор: Анонимный автор

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn:

isbn:

СКАЧАТЬ tüm gerçekleriyle sunar.

      Elçin’in yazılı beyanında General Sisianov, Rus devletine (Kızıl Çar’ına) sadık olan, aynı zamanda tarihî gerçekliğe uygun olarak, Kafkasya’nın fethine giden yolda kan dökmekten, felaket ve facialara yol açmaktan çekinmeyen zalim bir askeri-politik sima olarak okuyucuya aktarılır. Eserde Bakü’de, İçeri Şehir’in Koşa Gala kapısının önünde Sisianov’un başının kesilmesi hadisesinin İmparatorluk içinde, Azerbaycan’da ve İran’da yarattığı yankıların tasviri, tarihten alınmış ve bedii açıdan bulunmuş detaylarla desteklenmiştir. Bu, Azerbaycan hanlıklarının ayrı ayrı küçük devletler olmasına bakmaksızın milletin toprak ve arazi meselelerinde iç siyasi ve manevi birliğini göstermektedir.

      Yazar, bu olayı çok çeşitli açılardan Azerbaycan’daki direniş hareketinin ve ulusal kurtuluş mücadelesinin özünü ortaya çıkarmanın ana aracı olarak değerlendirmiştir. Romanda bu ciddi olayın yarattığı sarsıntılar, heyecanlar, tereddütler, panik ve kafa karışıklığı, ayrı ayrı karakterlerin timsalinde tüm incelikleriyle anlamlandırılır. “Baş”, Kafkasya’nın temel problemi olan işgal, direniş ve özgürlüğü konu alan bir romandır.

      Halk yazarı Elçin’in Baş romanı Azerbaycan’ın devlet bağımsızlığı uğrunda geçtiği onurlu ve sorumlu, zorlu ve karmaşık yolu derin bir edebiyat anlayışıyla yansıtan mükemmel bir bedii eserdir. Ancak Azerbaycan hanlıklarının birleşmesi ihtiyacı, hususen tüm özellikleri ve süreçleriyle Bakü hanlığının kaderi ilk defa ve geniş ölçüde Elçin’in Baş romanında yansıtılmıştır. Eserde Car-Balaken hadiseleri ve General Sisianov’un çizgisinin tasviri de tarihî ve renkli olayların aynı zamanda cezbedici karakterlerin esasında ilgi çekicidir. Romanda Karabağ Hanlığı ile ilgili anlatılan olaylar, özellikle İbrahim Han ve aile bireylerinin kaderinin yansıması, tarihî gerçeklerin doğru bir şekilde aktarılmasına hizmet ettiği gibi Azerbaycan edebî düşüncesindeki mevcut yanlışlıkları da gidermeye hizmet etmektedir. Böylece Elçin, Azerbaycan tarihinin çok zor ve karmaşık bir aşaması olan hanlık döneminin bütün tablosunu edebiyata kazandırmış ve nihayet ülkemizin XIX. yüzyılın başlarında içinde bulunduğu sıkıntıları, halkımızın şerefli mücadelesini, büyük şahsiyetleri tamamen edebî bir olaya dönüştürmeyi başarmıştır. Yazar aynı sürecin Gürcistan’daki gidişatını ve Rusya’daki yankılarını ayrıntılı olarak gösterebilmiştir. Eserde Azerbaycan hanlıklarının İran ile ilişkilerine geniş yer ayrılmıştır. Böylece Elçin’in Baş romanı bütün bir tarihsel dönemi geniş bir ölçekte yansıtır. Şüphesiz, Elçin muallimin yazma tecrübesinin yanı sıra görevli olarak devlet işlerinde uzun yıllar çalışması ve dünya olaylarına uluslararası ilişkiler düzeyinde bakabilme imkânı da romanın başarısında önemli rol oynamıştır. Bütün bunlardan dolayı tür açısından Baş romanı modern tarihî-psikolojik romanın en güzel örneği sayılabilir.

      Halk yazarı Elçin, Baş romanında, Azerbaycan tarihinde adları belli olan ve haklarında fazlaca bilgiye sahip olmadığımız tarihî şahsiyetlerin kusursuz bedii karakterlerini oluşturmuştur. Ayrıca yazar Elçin Efendiyev’in Baş romanında bedii fantezisinin bir mahsulü olarak yarattığı akılda kalıcı karakterler dönemi, zamanı, tarihi-içtimai süreçleri zenginleştirir ve tamamlar.

      Elçin’in Baş romanı olay örgüsü, kurgusu, dili ve üslubuyla yönüyle de ilgi çekicidir.

      Kısaca, Baş romanı Azerbaycan millî kimliği açısından yazılmış, millî ruhu güçlü olan büyük bir edebiyat örneğidir. Aynı zamanda bu eser, tarihsel süreçlerden ders çıkarması için modern okuyucuya yol gösterici olabilecek mükemmel bir tarihî-psikolojik romandır. Büyük bir dönemi, tarihî ve bedii bakımdan gerçekçi ve genel düzeyde yansıtması nedeniyle Baş romanı Azerbaycan edebiyatında edebî bir olaydır.

      Bahsettiğimiz gibi halk yazarı Elçin’in yaratıcılığı tür bakımından zengin ve çok yönlüdür. Onun yaratıcılığında dramaturgisinin ayrı bir yeri vardır. Elçin’in dramaturgisi, Azerbaycan edebiyatında drama türünün gelişmesinde yeni bir aşamadır. Elçin’in “Poçi Şöbesinde Heyal” adlı ilk piyesini XX. yüzyılın yetmişli yıllarında yazmasına rağmen, eseri sahnelenmediği için uzun süre dramaya yönelmediği bir röportajdan anlaşılmaktadır. Yazarın dramaturgiye dönüşü, Azerbaycan edebiyatında bu edebî türde yazılan eserlerin ve tiyatroda dramaturgi eserlerinin az olduğu dönemde olmuştur. Bu nedenle dram eserleri, hayatın gereksinimlerini olduğu kadar edebiyatın ve sahnenin ihtiyaçlarını karşılamaya hizmet eden değerli sanat örnekleridir. Ayrıca Elçin’in dramaturgisi, XX. yüzyılın doksanlı yıllarının başlarında mevcut sosyalist toplumun çöküşü ve başlangıç aşamasında yeni kuruluşun karmaşık süreçlerle yüzleşmesi süreçlerinin yankısı ve de zamanın ısmarlaması olarak ortaya çıkmıştır. Elçin’in dramaturgisi, bağımsızlık döneminin önemli bir edebî olayıdır. Yazarın drama eserlerinde Azerbaycan toplumunun yaşadığı geçiş süreçleri tüm doğallığı ve dramatikliğiyle edebiyata kazandırılmıştır. Tiyatrolarımızda drama eserlerinin eksikliğinin yanı sıra Azerbaycan toplumunun yaşadığı geçiş süreçlerinin zorluklarını yansıtması ve çıkış yollarına ışık tutması Azerbaycan tiyatrosunda Elçin dramaturgisine ciddi bir talep oluşturmuştur.

      Elçin’in dramaturjisi, daha çok bir karakterler dramaturjisidir. “Delihanadan Deli Gaçıg” trajikomedisinde de karakterler gösteriyi yönetirler. Karakterlerin bireysel özellikleri o kadar belirgindir ki her birinin toplumdaki konumu sadece karakterlerinden değil, aynı zamanda bireysel özelliklerinden de tanınmaktadır. Aynı zamanda karakterlerin bazılarında destansı işaretler gözlemlenebiliyor. Dolayısıyla şube müdürünün kozmik dünyaya yaptığı gezilerle ilgili bilgileri, Ponteleymon Polikarpoviç’in tanıdığı insanların geçmişiyle ilgili açıklamaları, epik düşüncenin dramatik amaçlara hizmet eden başarılı bir bedii sunumudur. Destansı unsurlar Elçin’in bedii nesrinin bir özelliği olsa da “Delihanadan Deli Gaçıg” oyunundaki psikolojik anların canlandırılmasına, dramatik durumların derinleşmesine uygun koşullar yaratır.

      Kanaatimizce, halk yazarı Elçin’in “Delihanadan Deli Gaçıg” trakomedisi ile “Menim Erim Delidir” piyesi birbirini tekrar etmemek şartıyla organik olarak birbirini tamamlamaktadır. Bu eserlere Azerbaycan dramaturjisinde bağımsızlık dönemindeki ilk diyaloglar demek mümkündür. Her iki eser de hem ayrı ayrı hem de birlikte yaşadığımız yakın tarihin, çevrenin ve toplumun sanat anlayışının etkili ve edebî dersleridir. Dolayısıyla bu eserler, halk yazarı Elçin’in sosyolog bir oyun yazarı olduğunu kesinlikle doğrulamaktadır. Bu oyunlarla Azerbaycan toplumunun içinde bulunduğu kaos döneminin eksiksiz ve objektif bir tablosu yeniden canlandırılmış ve doğru sonuçlara varılmıştır. Son yıllarda sahnelenen “Cehennem Sakileri” piyesi de biraz daha erken bir dönemin -baskı yıllarının- olaylarını canlandırsa da korku, şüphe ve kafa karışıklığının doğasına ışık tutan bir dram eseri olarak mevcut diyaloglarda ifade edilen temaların tüm sistemini yansıtır.

      Dramaturgi yaratıcılığının sonraki dönemlerinde Elçin toplumda yaşanan içtimai süreçleri sahnede canlandırmayı tercih etmiştir. Bu eserlerde modern toplumun çelişkileri ve maneviyattaki değişimler çatışmanın temelini oluşturur. Yeni dönem dramaturgisinin sorunları, ülke ve dünya arasındaki ilişkileri de yansıtır. Modern çağın olaylarını ve süreçlerini genel olarak yansıtan “Teleskop” piyesinin ve “Şekspir” dramının ülkemizin yanı sıra yurt dışında da özellikle Londra sahnesinde başarıyla sahnelenmesi ve büyük yankı uyandırması СКАЧАТЬ