Karaçay-Malkar Halk Şairleri Antolojisi. Ufuk Tavkul
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Karaçay-Malkar Halk Şairleri Antolojisi - Ufuk Tavkul страница 5

Название: Karaçay-Malkar Halk Şairleri Antolojisi

Автор: Ufuk Tavkul

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn:

isbn:

СКАЧАТЬ rel="nofollow" href="#imgf9e2754dfb2c496985e64b529a2b7609.jpg"/>

      XVIII. Yüzyılda Yaşamış Bir Destan Şairi

      ZANTUVDU

      1695-1798 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen Zantuvdu Malkarlıların Moka soyundandır. Karaçay-Malkar halkının söz ustası olarak tanınan Zantuvdu’nun söylediği pek çok destan yaşadığı dönemin olaylarına ışık tutarken, bunların halk arasında kulaktan kulağa, nesilden nesile yayılmasıyla günümüze kadar ulaşmış, XVIII. yüzyıl Kafkasya’sının sosyal ve siyasî yapısı ile ilgili pek çok değerli bilgiyi de beraberinde taşımıştır.

      Zantuvdu’nun yaşadığı dönem, Kafkasya’da Kabardey prensi Kay-tuk oğlu Aslanbek’in hâkimiyet kurduğu, Kafkasya halklarını vergiye bağladığı dönemdir. Kaytuk oğlu Aslanbek’in annesi Malkar prenslerinin Aydabol soyundandır.

      Zantuvdu’nun bir destanı, Kaytuk oğlu Aslanbek’in Osetlerden vergi almak için Oset beyi Kanuk oğlu Esen’in köyüne yaptığı seferi anlatır. Kabardey prensi Kaytuk oğlu Aslanbek, askerleriyle birlikte Kabardey’den Oset bölgesine geçer ve iki elçisini vergi almak üzere Oset beyi Kanuk oğlu Esen’e gönderir. Zantuvdu, söylediği destanda bu olayı şöyle anlatır:

Karaçay-Malkar Türkçesi

      Lezguar tarında burçak-burçak

      Ak tubanla kaynayla

      Alanı içinde çıgır başlı kara kuşla oynayla

      Ala çıgır başlı kara kuşla bolmazla

      Ala – Kaytuk ulu sarı Aslanbekni cıygan cıyını

      Ala kele kelib Lezguar kulagında tohtalla

      Ala savutların şaptal tereklege asdıla

      Kanuklaga barırga eki çiy özdenni saylalla

      Sora ekinçi kün tebreb ala Kanuklaga bardıla

      Ala va kelelle özen sabanlada alay cortarak

      Kanukları alanı karab durus kördüle

      Ala va haparnı bazık Esenge cengil berdile

      Batır bazık Esen közüldürevüklerin sermeb karadı

      – Alçıgız ey caşla, – dedi,-

      Közüldürevük bla siz da karagız

      Kimle bolganların, kimle kelgenlerin siz da tanıgız

      Közüldürevüknü caşla alıb közüv-közüv karalla

      Caşla kelgenleni kim bolganların çırt tanımalla

      – Berçigiz ey caşla, – dedi

      Entda kesim cütüleb bir karayım

      Ol kart bazık Esen közüldürevügün alıb karadı

      – Ay aman caşla, kart közle va sizden igi körelle

      Ol eki atlı bizge keleçige alay kelelle

      Ong canında atlı tavnu da içinde caşagan

      Ol da Biy ulu Safar-Aliy degen bolmaz mı?

      Sol canında kelgen Uruhnu da boynunda caşagan

      Kara-Şava ulu Mırtaz-Aliy kesi va bolmaz mı?

      Ala baz kelelle çiy kümüşça atların cıltıratıb

      Bizge keleçige ala va keslerin alay uşatıb

      Ala üçövdüle, birleri va borsuk kablı kök atlı

      Birlerin aytsam, birleri da çıçhan sırtlı sarı atlı

      Üçünçüsün aytsam, karakuyruk, karacalka tor atlı

      Alanı ızlarından tuban bolub kelelle köb atlı

      Ala da Düger Marguşha

      Bir kesekden mıçımayın çabdıla

      Çabdıla ese va, ala anda aman hata tabdıla

      Alayda ongmalla, sora ala Şarı Tavga çabdıla

      Kısır eçkileni saylab-saylab kesib, ala kabdıla

      Kısır eçki etden toyub ala cav kekire cuklalla

      Çolpan culduz çıkdı sora ala tang atdı deb oylalla

      Izlarından cetdik ıstavatda eçki başlanı biz kördük

      Ay, cetgenley tang alaga ala bla açı sermeşdik

      XIX. Yüzyılda Kabardey Prensleri

Türkiye Türkçesi

      Lezguar geçitinde buram buram

      Beyaz sisler kaynıyor

      Onların içinde kel kafalı akbabalar oynuyor

      Onlar kel kafalı akbabalar değiller

      Onlar – Kaytuk Oğlu sarı Aslanbek’in ordusu

      Onlar gelip Lezguar geçitinin girişinde durdular

      Onlar silâhlarını kaysı ağaçlarına astılar

      Kanuklara6 gitmeleri için iki asilzadeyi seçtiler

      İkinci gün hareket edip onlar Kanuklara gittiler

      Onlar geliyorlar vadideki tarlalardan dört nala

      Kanuklar onları bakıp dost gördüler

      Onlar ise haberi kalın Esen’e çabuk verdiler

      Cesur kalın Esen dürbününü kapıp baktı

      – Alın ey delikanlılar, dedi

      Dürbünle siz de bakın

      Kim olduklarını, kimlerin geldiğini siz de tanıyın

      Dürbünü delikanlılar alıp sırayla baktılar

      Gençler gelenlerin kim olduklarını hiç tanımadılar

      – Verin ey delikanlılar, dedi

      Yine kendim dikkatlice bir bakayım

      O yaşlı kalın (iri yarı) Esen dürbününü alıp baktı

      – Hey gençler, yaşlı gözler sizden iyi görüyorlar

      O iki atlı bize elçi olarak geliyorlar

      Sağ taraftaki atlı dağın içinde yaşayan

      Biy Oğlu Safar-Aliy denen değil mi?

      Sol yanında gelen Uruh kıyısında yaşayan

      Kara-Şava Oğlu Mırtaz-Aliy kendisi değil mi?

      Cesurca geliyorlar saf gümüş gibi atlarını parlatıp

      Bize elçi olarak kendilerini tasvip edip

      Onlar üç kişiler, birleri porsuk desenli boz atlı

      Diğerini söylesem, o da kır renkli sarı atlı

      Üçüncüsü kara kuyruklu, kara yeleli doru atlı

      Onların peşinden duman gibi geliyor çok atlı

      Onlar da Oset Marguş’a

      Çok geçmeden saldırdılar

      Saldırdılar ise, onlar orada belâ buldular

      Orada başarılı olamadılar, Şarı Dağı’na saldırdılar

      Kısır keçileri seçerek kesip, onlar yediler

      Kısır keçi etinden doyup yağ geğirerek uyudular

      Sabah yıldızı doğdu şafak söktü diye düşündüler

      Peşlerinden yetiştik ağılda keçi başlarını gördük

      Ey, СКАЧАТЬ



<p>6</p>

Kanuklar: Osetlerin yönetici-bey soylarından biri.