Ulpan. Gabit Müsirepov
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Ulpan - Gabit Müsirepov страница 7

Название: Ulpan

Автор: Gabit Müsirepov

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6981-69-0

isbn:

СКАЧАТЬ önünde karşılaşmalarına ne yapacaksın. Böyle birdenbire parlayan bir tartışmanın çıkmasına sebep olan karşılaşmayı, bir yolunu bulup dağıtmaya nasıl bir çare bulunabilirdi acaba?

      O sırada Alman mı, İsveç mi olduğu belli olmayan, Kazakların Bersen dediği sarışın Binbaşı Bergsen gelip:

      –Ağa Sultan Mirza, at oyunları hazırlandı. Avcılar da hazır. Buyrunuz, dedi. Şıngıs buna çok sevindi.

      –Kıymetli biyler, şimdi söz dalaşına girip kavgayı alevlendirmek hoş olmaz. İki tarafın da durumu anlaşıldı. Dışarı çıkıp askerî oyunları seyretsek nasıl olur? Diye yerinden kalktı. Misafirleri de onu takip ederek ardından çıktılar.

      “Tehlike anında lazım olur” diye Sibirya Gubernatörü Ağa Sultan Şıngıs’a silahlı kırk Rus Kazak’ı vermişti. Onlar bir yandan Ağa Sultan’ın korumaları bir yandan da sesini çıkarmasına izin vermeyen gözlemci olarak bulunuyorlardı. Onlar ilk olarak at üzerindeki oyunlarını sergilediler.

      Rus Kazakları at oyunları konusunda iyice mahirleşmiş kişilerdi. Onlar kâh şahlanıp koşan ata atlayıp biniyorlardı kâh koşarak gelen atın boynuna asılıp geçip gidebiliyorlardı. Atları da buna nasıl alışmıştı! Hızla koşup gelerek birden durup, hepsi bir yana doğru eğilip yatıyorlardı. Hiç kımıldamadan duruyorlardı. Oysa Kazak atlarının böyle bir durumda kendiliklerinden aklı başından gider, olmayacak şeyden ürküp her şeyi mahvederlerdi.

      Rus Kazakları sonraki gösteriye bütün silahlarını kuşanıp ışıldayarak çıktılar. Kılıç, tüfek, ok ile sırayla birbirleriyle dövüşüyorlardı, ama buna rağmen hiçkimse yaralanmıyordu. Fakat gerçek bir savaşta bunların karşısında mücadele etmek zor gibi görünüyordu. Özellikle gün ışığında parlayan kılıçların ışıltısından insanın tüyleri ürperiyordu.

      Şıngıs, Tilevimbet Biy’e unutulmaz bir ders vermek ister gibi, onun yüzüne arada bir bakıyordu. İnatçı ve aksi biy:

      –Bunlar atlarını yatırıp kaldırırken biz de oturup bakacak değiliz! Dedi.

      Evet, Kenesarı taraftarlarının inat ettikleri yönden yüzlerini çevirmeye niyetleri yoktu! Bu, açık tabiatlı halkın han soylularının, biylerinin ve bolıslarının, aksakallarının, gözler önündeki durumuydu. Onlar, halkın Çarlık’ın sömürgecilik siyasetine haklı olarak karşı oluşunu fırsat bilerek, hanlık kurmak niyetindelerdi. Onlar, artık bu düşüncelerinden dönmeyecek gibi görünüyorlardı, “gerçi bu saatten sonra hepsi birdi, iddialarından dönecek olsalar bile, artık Çarlık da onları affetmezdi, halk da affetmezdi”.

      Rus Kazaklarının oyunlarından sonra “Hedef vurma” yarışı başladı. Bu oyunların ikisi de Tilevimbet Biy’in gelişi şerefine hazırlanmıştı. İki yüksek çam ağacına enine uzatılmış bir kalın ağaca, hedef olarak sıralanan birkaç metal parlıyordu. İkisi tay tırnağı gibiydi ve bakırdı. İkisi bir tengelik gümüştü, ikisi ise insan tırnağı boyutunda ve altındandı.

      Binbaşı, hedef vurma yarışının kurallarını açıkladı: tay tırnağı kadar bakır hedefi vurup düşüren avcıya tilki derisi, gümüş hedefi düşürene kurt derisi, altın hedefi düşürene kunduz derisi verilecekti.

      Eseney’in ekibinden Artıkbay, Tilevimbet’in ekibinden ise Janay adlı avcılar yarışmak için çıktılar. İki avcı yan yana geçip birbirlerini selamladılar:

      –Kerey’in avcısı kime sıra verir diyorsun, at! Dedi Janay.

      –Argın ağamızın balası, sıra sizindir, buyrun siz atınız.

      –Sıramı verdim!

      –Yok, ben ağabey sırasını çiğneyip geçemem, buyrun atınız!

      –Kibirli Kerey’in avcısı, atıver artık!

      –Yaşı büyük kişisiniz, siz atınız!

      Böylece eski geleneğe uygun olarak üç kere birbirlerine sıra verdikten sonra, avcı Janay sadağına ok yerleştirip attı ve sağ gözüne konan küçük sineği eliyle uzaklaştırdı. Sineğin ısırdığı yeri bir süre eliyle ovuşturdu.

      –Gözünüzü boş yere ovuşturdunuz…, dedi ona Artıkbay.

      Janay ona bakmadan sadağını çekti, sadağın oku altın hedefe değdi, sarstı ama düşüremeden geçip gitti. Hızlıca okunu atan Artıbay’ın oku ise altın hedefi vurup düşürdü.

      Görevli, parlayan kara kunduzu Artıkbay’a getirdi.

      –Hey, sen! Tam benim attığım sırada neden konuşup gevezelik ediyorsun! Dedi boğazı düğümlenerek Janay, Artıkbay’a.

      –Ben size dostça söz söyledim: ok atarken gözünü ovuşturursan eğer, okun hedeften dışarı gider… gitmedi mi?

      –Benim gözümde senin babanın hakkı mı vardı?

      –Artıkbay Batır’ın babasının hakkını değil, uyuz oğlağının hakkını bile başkasında bıraktığı görülmemiştir! Diyerek o da kabadayılık yaptı.

      –Pis herif!

      –Kaçak baytalın18…yalayan yaşlı azban19, pislik senden geçip de bana ulaşır mı!

      Kenerarı’nın Bopay adlı kızkardeşi çok kişiyle ilişkisi olan, doyumsuz bir kişi olarak tanınıyordu. Kendisi Cengiz Han neslinden olduğu için sıradan bir Kazak ile evlenemediği gibi, batırları, yiğitleri de öyle kuru kuru eli boş göndermeyen bir alışkanlığı vardı, Artıkbay Janay’ı işte o çok kişiden birisin diye bu sözüyle iğneledi.

      Avcı Janay’ın bu söze sabredecek hâli yoktu elbette.

      –Hay senin babanın ağzına, ne dedin ne dedin sen? Sadağına ok yerleştirmeye başladı. Artıkbay da aynı şeyi yaptı. Birbirlerine ok atacak gibi görünüyorlardı.

      Şıngıs bağırdı:

      –Yeter artık!

      İki avcı iki ayrı tarafa gitti. Daha önce uzaktan birbirlerine kin besleyip, sadaklarındaki okları uzaktan sırayla hedefe yönlendiren kıskanç avcılar, bundan sonra bir ömür boyu aynı gölden su içmeyeceklermiş gibi, aynı dünyada yaşamayacaklarmış gibi birbirlerinden uzaklaşıp gittiler.

      Şıngıs, oyunu bitirdi ve çadırına doğru yürüdü. İki grubun mızrakçı batırları, avcıları iki gruba ayrılıp daha önce yerleştikleri konuk evlerine gittiler. Artıkbay, yarışmadan aldığı kunduzu Eseney’in önüne getirip attı:

      –Sırtınıza sarınız! Dedi.

      Öğle yemeğinden sonra Şıngıs, Eseney ile yalnız kalıp:

      –Eseney Bey, hoş geldiniz. Birkaç gün kalıp misafirim olunuz, diye rica eder gibi oldu, Eseney hiç oralı olmadı:

      –Ben bir gün bile sabredemiyorum. Daha önce söylediğim boş СКАЧАТЬ



<p>18</p>

2-4 yaş arası, henüz yavrulamamış at.

<p>19</p>

Kısırlaştırılmış olan hayvan.