Название: Yeni bir hayat
Автор: Murat Toktamışoğlu
Издательство: Maya Kitap
isbn: 978-625-8068-52-8
isbn:
Başarının ve mutluluğun sırrı, hayatta gerçekten istediğiniz şeyleri yapmak ve o yolda ilerlemektir. O yolda ilerlerken başarı da, mutluluk da sizin adresinize mutlaka uğrayacaktır. Başarı ve mutluluk için vasatlıktan kurtulmalısınız. Vasat düşünmekten, normal olmaktan, herkes gibi olmaktan sıyrılın.
Megolaman olun. Kendinize inanın. Hedeflerinize inanın.
Patolojik boyutta bir hastalık olarak değil, özgüven, kendine inanç, saygı ve kararlılık anlamında megolaman olun. Kendinize güvenin. Var olanı kenara bırakın, var olmayanı var etmeye çalışın. Başarı burada yatıyor…
Diğerlerine bakmayın, onları geçmeye, onlara ulaşmaya çalışmayın sadece ve sadece kendinizden daha iyi olmak, kendinizi aşmak için çaba gösterin. Çıtayı sürekli yükseltin. Sonuçta herkesin önünde olduğunuzu göreceksiniz.
Peki ya başarısız olmak? Başarısız olup da vazgeçmek?
Vazgeçmek demek, kapıları kapatmak, pes etmek demektir. Düşünün hayatta vazgeçmeyip devam ettiğiniz inatla üzerine gittiğiniz kaç işte başarılı oldunuz? Yüzmeyi düşünün, araba kullanmayı öğrendiğiniz günleri, bisiklete binmeye çalıştığınız günleri düşünün. İlk seferinde vazgeçseydiniz, bugün yapabiliyor olabilir miydiniz? Bugün yaptığınız, size çok kolay ve sıradan gelen birçok şeyi vazgeçmeyerek öğrendiniz.
İlk denemenizde vazgeçseydiniz şimdi ne durumda olurdunuz? Vazgeçmemenin değerini bilin, mücadale ruhunuzu kaybetmeyin.
Başarısızlık da başarı yolunda önemlidir. Vazgeçmeyin. Başarı için ilerlemek, risk almak demektir. Risk almadan ilerleyemezsiniz. Risk kültürünün, yaratıcılık kültürünün en önemli parçası başarısız olmaktır. Başarısızlıklarınızı sevin. Onlardan ders alın. Başarısızlıklarınızdan hızlı öğrenin.
Başarının standardı yoktur.
Başarının sonu yoktur.
Başarı taklit edilemez.
Başarı kopya edilemez.
Başarı sizsiniz. Başarı sizin yaptıklarınıza katmış olduğunu anlam ve değerdir.
Her attığınız yeni bir adım başarıdır.
Paranoyak olun.
Sürekli bulunduğunuz yerden, yaptıklarınızdan yeterlilik anlamında kuşku duyun. Daha iyisinin, daha yenisinin, yapılmamışının, bir adım ötesinin peşinde olun. Başarının çıtasını siz koyar ve ancak onu siz aşabilirsiniz. Birileri çıtayı yükseltir, fakat kendi çıtasını yükseltir. Siz de kendi çıtanızı sürekli yükseltmelisiniz.
Yaşamı, yaptıklarınızı sürekli sorgulayın.
Hayata doyumsuz bir merakla yaklaşın.
Hayatta birçok konuda yapmak istemediğimiz şeyleri yapmak durumunda kalmıyor muyuz?
Çoğumuz için önceden çizilmiş bazı sınırlar var ve biz o sınırlar içinde hareket edebiliyoruz.
Sanki maymunların hikayesini bize yaşatıyorlar.
“Bir kafese beş maymun koyarlar. Ortaya bir merdiven ve tepeye de büyük bir hevenk muz. Her bir maymun merdiveni çıkarak muzlara ulaşmak istediğinde dışarıdan üzerine basınçlı soğuk su sıkarlar… Her maymun aynı denemeye giriştiğinde soğuk su ile ıslatılır. Bütün maymunlar denemelerinin sonunda sırılsıklam olurlar. Bir süre sonra muzlara hareketlenen maymunlar diğerleri tarafından engellenmeye başlanır.
Bir süre sonra su kapatılır ve maymunlardan biri çıkarılarak yerine yeni bir maymun konur. Yeni maymunun yaptığı ilk işi merdivenlere tırmanmak olur, fakat diğer eski dört maymun yeni maymunu engeller ve döverler. Daha sonra ıslanmış eski maymunlardan biri daha yeni bir maymunla değiştirilir. Yeni maymun merdivene yaptığı ilk atakta dayağı da yer. Bu yeni maymunu en şiddetli ve istekli döven kafese ilk konan yeni maymundur. Islak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. En yeni maymun ilk atağında diğerleri tarafından cezalandırılır. Kalan iki ıslak maymun hariç diğerlerinin en yeni maymunu neden dövdükleri konusunda bilgileri yoktur, fakat döverler. Son olarak dördüncü ve beşinci ıslak maymun da yenileri ile değiştirilir. Tepede bir hevenk muz olduğu halde artık hiçbir maymun merdivene yaklaşmamaktadır. Neden mi? Çünkü burada işler böyle gelmiş ve böyle gitmektedir…”
Bazen düşünüyorum da acaba biz ıslanmış maymunlardan mıyız, yoksa diğerlerinden mi?
Yaşamda “Böyle gelmiş böyle gitmektedir” diye düşünmeyelim. “Böyle gelmiş böyle gitmez” diye sorgulayalım.
Anlayışımızın değişmesi gerekiyor. Hiçbir şeyi oluruna bırakmayın. Kontrolü ele alın. Yeteneklerinizi, hayallerinizi, yüreğinizi küstürmeyin. İçinizde bir yerlerde sıkışıp kalmış “Gerçek Siz”i çıkarın ortaya. Onların da bizden istediği bu zaten; yüreğimizdeki, ruhumuzdaki, beynimizdeki yangını söndürmek, bizi kısıtlamak, bizi sınırlamak istiyorlar.
Onların istediği gibi olmamızı istiyorlar bizden. Sıradan, vasat, normal dedikleri insanlardan olalım istiyorlar.
Gelecek sıra dışı insanların eseridir. Bu geçmişte de böyle oldu, gelecekte de böyle olacak.
Yaşamı yaşanabilir kılan şeyler sıra dışı şeylerdir. Sizi o kalıplara sokmalarına izin vermeyin. Direnin. Olağanüstü yaşamın kapılarını aralayın. Sesinizi yükseltin. Bir yangının külünü yeniden yakıp geçin…
Peki ya siz kendiniz olmayı, farklı olmayı, yenilikler yapmayı, yaşamınızı olağandışı kılmayı göze alabiliyor musunuz? Almalısınız…
1. Taklit bir yaşam sürdüğünüzün göstergeleri nelerdir?
2. özgün bir hayat yaşadığınızın göstergeleri nelerdir?
HARCARKEN ÖLÜYORUZ…
Hayatımızı harcamak üstüne kurmuşuz. Sürekli bir şeyler satın alıyor, bir şeyler satın almanın hayalini kuruyoruz.
Harcarken hayatımızı harcıyoruz. Harcayıveriyoruz kendimizi.
Yaşamda ayakta kalma maliyetimizi sürekli yükseltiyoruz farkında olmadan. Maliyet yükseldikçe bedel de yükseliyor. Yaşam standardını artırmak mutlu etmiyor insanı.
Artırmamız gereken standart yaşam kalitemiz olmalı. Yaşam kalitesi de çok kazanıp çok harcayarak elde edilecek bir şey değil. Hayatta ayakta kalma maliyetiniz, yani standardınız ne kadar yüksek olursa ondan kolay vazgeçemezsiniz.
Ve mutluluğu onda aramaya başlarsınız, fakat yetmez. Asla yeterli olmaz. Standardı sürekli yükseltmek zorunda hissedersiniz kendinizi.
Doygunluk noktasına gelince başka arayışlar başlar bu sefer. Paranın, gücün, СКАЧАТЬ