Название: Anadolu'nun Sırları
Автор: Kerim Kuvetli
Издательство: Maya Kitap
isbn: 978-605-7605-73-3
isbn:
Günümüzde felsefe kitaplarında, Antik Yunan medeniyetinin en ünlü filozofları ve bilim adamlarının bir arada olduğu bir resim bulunmaktadır. Esasen bu resim 1509 yılında Raffaello tarafından yapılmış ve “Atina Okulu” adıyla bilinen ünlü fresktir. Bu fresk günümüzde Vatikan Müzeleri içinde yer alan Papalık Odaları’ndan “Stanza della Segnatura”nın bir duvarını kaplamaktadır. İçerisinde Platon, Aristo, Sokrates gibi ünlü isimlerin yer aldığı bu freskte, merdivenlere uzanmış ve elindeki kağıdı inceleyen kişi Diyojen’dir.
Ölümünden sonra Korinthoslular, Diyojen’in anısına bir köpeğin yaslandığı mermer bir sütun dikmişlerdir. Doğduğu yer olan Sinop’un girişine ise 2006 yılında elinde bir fener yanında bir köpek olan ve altta içinde yaşadığı fıçının tasvir edildiği bir Diyojen heykeli dikilmiştir.
Bergamalı Hekim Galen
Antik çağın en ünlü sağlıkçılarından Hipokrates kadar önemli biri de Bergamalı Galenos’tur. MS 129 ya da 130 yılında doğan Galenos, tıpta birçok buluşun sahibi ve eczacılığın atasıdır. Galenos’un Roma İmparatorluk hekimi olarak görev yaptığı dönemde Roma İmparatoru Marcus Aeurelius kendisine bir madalyon armağan etmiş, üzerindeki işlemeli yazı ile Galenos’u “Hekimlerin İmparatoru” ibaresi ile onurlandırmıştır. Galenos, 81 yaşında Bergama’da öldüğünde tıp ve eczacılığa ilişkin birçok yeni tedavi yöntemi ve buluş bırakmıştır. 8
Antik Roma’nın en önemli hekimi olan Claude Galen, Yunanca Galenos, Latince Galenus olarak bilinmektedir. Varlıklı ve saygın bir ailede dünyaya gelir. Babası Nikon zengin bir mimardı. Oğlunun bir felsefeci olmasını istiyordu. Bu nedenle Galen, Yunan dili, retorik ve felsefe eğitimi aldı. Fakat on altı yaşında geldiğinde babasına hekim olmak istediğini söyledi ve tıp eğitimi almaya başladı. Önce Smyrna’da (İzmir) anatomi öğrendi. Ardından Korint ve İskenderiye tıp okullarında on iki yıl süren uzun bir tıp eğitimi aldı. Yirmi sekiz yaşında Bergama’ya döndü. Gladyatör okuluna cerrah olarak atandı. Burada bilgi ve deneyimlerini geliştirme imkânı buldu ve uzmanlaşarak ünlendi. MS 162’de Roma’ya gitti ve hekimlik yapmaya başladı. Burada bir tıp bilgini olarak ünlendi ve kabul gördü. Roma İmparatorluğu Konsülü olan Flavius Boethus’un karısını hiç kimse tedavi edemezken Galen tedavi etti. O günden sonra Boethus onun yakın dostu ve destekçisi oldu. Roma’daki diğer meslektaşlarını sürekli olarak eleştirmesi birçok ciddi düşman kazanmasına neden oldu. MS 166’da Bergama’ya döndü. Fakat bu dönüşü uzun sürmedi. Üç yıl sonra Roma İmparatoru Marcus Aurelius tarafından saray hekimi olmak üzere Roma’ya çağrıldı. Roma’da yaşadığı bu dönemde en önemli eserlerini yazdı. Tahminen MS 210 yılında öldü.
Galen
Bergama Akropol
Bu kadar ünlü bir hekimin Pergamon’dan (Bergama) çıkmış olması doğaldır. Tarihi boyunca birçok ilke imza atmış, antik dünyayı şekillendiren kentlerden biridir Pergamon. Bu bölümde sadece sağlıkla ilgili kısımlarını konu edineceğim şehrin, diğer önemli yönlerini başka bölümde açıklayacağım.
Batı Anadolu’da bugün İzmir’e bağlı Bergama ilçesinde kurulmuş olan kent, MÖ 282 – MÖ 133 yılları arasında Bergama Krallığı’nın başkentiydi. Son kral III. Attalos MÖ 133’te topraklarını Roma İmparatorluğu’na miras olarak bırakınca kent Roma’nın bir eyaletine dönüştü. Dolayısıyla bu kentte doğan Galenos bir Roma vatandaşıydı.
Bergama tıbbın, eczacılığın ve hekimliğin beşiğidir. Bergama’da tıp bilimine temel oluşturan iyileştirme yöntemleri keşifleri şunlardır:
İlkler Bergama’sında Galenos, tıpta ve eczacılıkta birçok ilke imza atmıştır. Toplardamar ve atardamar arasındaki farkı kavramış, kalbin anatomisini ve damar sistemini keşfetmişti. Galenos’un adı dolaşım sistemi ile ilgisinden dolayı, beyin lobları arasında arka tarafta yer alan bir toplardamara verilmiştir. Bu damarın adı “Vein of Galen” (Galen Damarı) olarak bilinmektedir. Nabız sayısının sağlığın ölçütü olduğunu keşfeden de odur. Her gözlemini ya da ulaştığı her sonucu yazıya geçirdi. Böylece kendinden sonra gelen tıp bilginlerine eşsiz bir kaynak ve birçok anahtar miras bıraktı.9
Galen Damarı
Bergama’da ovaya hâkim bir tepenin üzerine kurulu ve surlarla çevrili olan, içerisinde Athena Tapınağı, Zeus Altarı, saray, tiyatro ve diğer yapıların bulunduğu Akropol’ün aşağısında Orta Kent kısmında Hekim Tanrı Asklepios’a adanmış bir sağlık merkezi olan Asklepion bulunur. Burada rahip hekimler çalışırdı.
Asklepios; tıp tanrısı, hekimler tanrısı ve sağlık tanrısıdır. Yunan mitolojisinde Apollon’un oğlu olarak geçer. Apollon çocuğunu yetiştirmesi için at adam Kherion’a verir. Asklepios’a hekimlik sanatını öğreten Kheiron bütün at adamlar gibi doğanın içinde yaşayan, doğanın sırrına ermiş bir varlıktır. Sağlığın kaynağı da doğada olduğuna göre; Kheiron açık havada, güneşin altında şifalı otlardan ve sulardan yararlanma yollarını bilir. Asklepios böylece usta bir hekim olarak yetişir, hekimliğin ve cerrahlığın tüm bilgilerini edinir. Elinden hiç ayırmadığı ve yorulduğunda yaslandığı asası ile tasvir edilir. Asklepios’un asa ile temsil edilmesi, hekimliğin kısa sürede öğrenilmediğini, ihtiyarlayıp asaya dayanıncaya kadar hekimin öğrenmeye ve tecrübe kazanmaya gereksinim duyduğunu belirtmek içindir. Asklepios’tan sonra yerine sağlık ve temizlik tanrıçası “Hygieia” geçer. Bugün pek bilinmese de sağlık ve temizlik anlamında kullandığımız “hijyen” kelimesi ondan gelir.
Asklepion, Bergama
Asklepionlar, Sağlık Tanrısı Asklepion adına yapılır ve dünyanın ilk hastaneleri olarak kabul edilir. Antik çağda iki yüzden fazla Asklepion inşa edildiği biliniyor ve bunlardan üç tanesi en meşhurlarıdır; Epidauros, Kos ve Bergama Asklepionları. Burada perhiz yapmak, sıcak ve soğuk suda yıkanmak, beden hareketi uygulamaları, şifalı sular, tuz odasında kalma, şifalı otlardan yapılmış ilaçlar, otlardan hazırlanmış kremlerle yağlanma ve çamur banyoları hastalara uygulanan başlıca tedavi yöntemleriydi. Fakat burada uygulanan bir yöntem vardır ki aradan yüzyıllar geçtikten sonra modern tıbbın gelişmesiyle birlikte değeri ve önemi anlaşılmıştır. Bu “Telkin Yöntemi” idi. Asklepion’da görevli hekimler uyguladıkları tedavi yöntemlerinin dışında, iyileşme sürecinde en önemli etkenin hastanın morali olduğunu gözlemlemişler. Bu sebeple hastaların kaldıkları odaların koridorlarındaki tepelerde küçük delikler bulunur ve bu deliklerden hastalara, hekimler düzenli aralıklarla moral verici sözler söylerlerdi. Ayrıca hastaların bu süreç içerisinde moral bulacakları etkinlikleri izlemeleri için 3500 kişilik tiyatroda gösteriler düzenlenirdi. Müziğin insan ruhundaki ve bedenindeki iyileşme etkisini keşfeden hekimler, müzikle tedavi uygulaması da yaparmış ve hastalara antik çağ enstrümanlarıyla çeşitli ezgiler çalınırmış. Rahip hekimler, СКАЧАТЬ
8
Bergama Kültür ve Sanat Vakfı, Bergamalı Lokman Hekim Galenos, s. 6
9
Bergama Kültür ve Sanat Vakfı, Bergamalı Lokman Hekim Galenos, s. 12-13