Osmanli Medeniyetinin Izinde 40 Şehir Portresi. Fahri Tuna
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Osmanli Medeniyetinin Izinde 40 Şehir Portresi - Fahri Tuna страница 4

Название: Osmanli Medeniyetinin Izinde 40 Şehir Portresi

Автор: Fahri Tuna

Издательство: Hayy Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-8222-49-4

isbn:

СКАЧАТЬ bayrağı sever, bağımsızlığı sever.

      Bilecik’i seven izzeti, onuru, umuru sever.

      Osmanlı Bilecik’tir. Bilecik de Osmanlı.

      Ondandır görmezden gelmeler.

      Ondandır küçümsemeler.

      Ondandır yok saymalar.

      Ne fark eder ki; görmezden gelmeler nice hakikatin üstünü örtebildi mi ki tarih boyu, Bilecik’i örtsün.

      Huzurdur sükuttur güvendir Bilecik.

      Çünkü Bilecik Yörük ve Manav şehridir. Bir de Muhacir. Üçü de Türklerin boyu ve soyudur. İlki göçerlerin ikincisi yerleşiklerin üçüncüsü de Balkanlar’a gidip geriye dönenlerin ismidir; hepsi de özbeöz Türk özbeöz Müslüman özbeöz Hanefi’dirler. Devlet-i Aliye’nin özü özetidirler.

      Bilecik Türk-İslâm Medeniyeti’nin kalbidir; gün gelir atar, gün gelir toplar damarıdır.

      Bilecik biziz. Tüm hücrelerimizle biziz.

      Tevazuumuzdaki ihtişamımızla, uzletimizle, yalnızlığımızla, iftiharımızla biz.

      Devleti Aliyye’yi görmek isteyen, bilmek isteyen, bulmak isteyen Bilecik’e gitsin.

      Buram buram ayak izlerini görebilir orada.

      Bilecik, Devleti Aliyye’nin türevidir de ondan.

      Bursa

İlk Osmanlı / Son Osmanlı

      Bursa başlangıcın, besmelenin, ilkin, ilklerin şehri.

      Söğüt “köy”, İznik “kasaba”, Bursa “şehir”dir tarihimizde.

      Osmanlı fethettiği hiçbir yerin adını değiştirmemiş; sadece kendi telaffuzuna uydurmuştur: Smyrna’ya İzmir, Adrianapol’e Edirne, Prusa’ya da Bursa deyip geçmiştir.

      Bursa Gümüşlü Kümbet’tir bizim için, Tophane’dir; Osman Gazi’nin dileğidir, isteğidir, muradıdır Gümüşlü Kümbet’in alındığını görmek. Görmek ve oraya gömülmek; aynıyla vakidir, Prusa’nın genç fatihi Orhan Gazi, baba vasiyetini yerine getirir. Sonra da vefat ettiğinde kendisi de baba yamacına, baba yakınına gömülür.

      Asırlar sonra, İstiklâl Harbi’ndeki Yunan İşgali sırasında General Trikupis’in tekmelediği, “Ey Osman, ey Orhan; adamsanız kalkın da milletinizi esaretimden kurtarın!” diye, her Türk’ün kanını donduracak nutukları attığı türbenin adıdır mekânıdır yurdudur Gümüşlük. Yani Tophane.

      Bursa ilk şehir, ilk başşehir, medeniyetimizin ilk güzel büyük enfes şehridir.

      Bursa Osman’dır biraz, daha çok Orhan’dır. Ama en çok Murad’dır. Birincisiyle ve ikincisiyle.

      Birinci Murad’ın eseri olan da İkinci Murad’ın adına olan da Bursa’nın en zarif iki külliyesidir. Açıkçası, Bursa biraz da Muratların şehridir.

      Bursa “ilk” olduğu kadar “son”dur da. Birçok padişahın türbeleri, birçok şehzadenin mezarları, birçok hanım sultanın istirahatgâhları hep Bursa’dadır.

      Bursa elbette en çok Yıldırım Bayezid şehridir.

      Eğer bir şehir bir eserden ibaret olacaksa Bursa Ulucami’dir; yirmi kubbeli serinler serini, şirinler şirini, güzeller güzeli Ulucami de 1399, Yıldırım Bayezid eseridir.

      Ama bir şehir bir kişiden ibaret olacaksa eğer; Bilecik nasıl Şeyh Edebalı ise, Ankara Hacı Bayram Veli ise, Eskişehir Yunus Emre ise nasıl, Bursa da Emir Sultan’dan ibarettir kanaatimce. Bir sabah namazını Emir Sultan’da eda ediniz; çıkışta pırıl pırıl ışıl ışıl yeşil yeşil bir Bursa panoraması serilecek gözünüzün önüne; doyumsuz bir manevi atmosfer eşliğinde üstelik.

      Her şehir bir renkten ibaretse örneğin; İstanbul gridir, Edirne mavi. Ankara fümedir Konya türbe yeşili. Mardin kahverengidir Trabzon bordo. Bursa hiç tereddütsüz, hiç şüphesiz, hiç kuşku yok ki turkuazdır. Turkuaz en çok Bursa’ya yakışır.

      Ve çınar elbette. Ağaçlar içerisinde en çok çınar yakışır Bursa’ya.

      “Osmanlı Bursası”nı Yörükler kurdu ilkin. Yerleşip Manavlaştılar. Yerleşen Türkler (Manavlar) ile göçer Türkler (Yörükler) iç içe Bursa’nın huzuru güveni üretimi oldular asırlarca. Balkan bozgunumuzdan sonra Muhacirlerin de yurdu oldu Bursa. Özü aynı olan bu üç Türkmen boyu/soyu inançları vatanseverlikleri çalışkanlıkları uyum ve hoşgörüleriyle günümüz Bursasının iskeleti oldular. Dervişane bir ruh iklimi oluşturdular.

      Bu yönüyle, Uludağ’a sırtını yaslamış, ayaklarını ovaya doğru uzatmış, ulu bir çınarın gölgesinde nefeslenen Anadolu dervişidir biraz da Bursa.

      Bursa ilktir, Bursa dündür, Bursa mazidir, Bursa edeptir, Bursa berekettir.

      “Şardağı’nda, Bursa’nın devamı” dediği Üsküp’te doğan büyük şair Yahya Kemal’in diliyle Bursa “Kökü mazide olan ati”dir. Ati, yani gelecek.

      Bursa mevliddir; Mevlid’in yazarı Süleyman Çelebi de Bursalıdır ve o meşhur mevlidini de Bursa’da yazmıştır. Yani Bursa naattır da.

      Bursa mizahtır, Karagöz’dür ve Hacivat’tır.

      Bursa musikidir: en çok da Yahya Kemal güftesi, Münir Nureddin Selçuk bestesi; “Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç”dir.

      Bursa Bilecik’in küçük kardeşi, Dimetoka’nın küçük ağbisi, Edirne’nin büyük ağbisidir. Filibe’nin dayısı, Üsküp’ün amcaoğlu, İstanbul’un öz be öz amcasıdır. Prizren’le akraba, Selanik’le sırdaş, Kırım’la derttaştır Bursa. Kalkandelen’deki Harabati Dedebaba Tekkesi Bursa Muradiye Külliyesi ile arkadaş, Şumnu Tombul Camii, Prizren Sinan Paşa Camii ve Filibe Muradiye Camii Bursa Yeşil Camii ile ezandaş, Nilüfer Hatun’la şehre adını veren Sofya ayaktaştırlar.

      Yolculuk Bursa’dan başlamıştır evet; Gelibolu, Adrianapol (Edirne), Filipopol (Filibe) Şumnu, Skopya’yı (Üsküp) Bursa fethetmiştir, evet. Fetheylemiş, şerheylemiş, şehreylemiştir evet. Balkanlardaki her şehir biraz Bursa’dır bu yüzden.

      Dragos (Manastır), Meriç (Filibe), Vardar (Üsküp), Bristriça (Prizren), Arda (Kırcaali) nehirleri Nilüfer’le koyun koyuna nefes nefese gönül gönüle akarlar aslında.

      1325’ten sonraki her Türk şehri Bursa’dan kokular lezzetler üsluplar taşır. Bu kokudan bu iklimden bu lezzetten olmalı, 1912 ve 1913’teki Balkan faciasından sonra milyonlarca Rumelili göçmenin ilk durağı, ilk barınağı, ilk sığınağı hep Bursa olmuştur. Nasıl altı asır boyunca Rumeli’yi Bursa şehreylemişse, yirminci yüzyılın Bursa’sını ise Balkan göçmenleri imar ve tımar eylemişlerdir.

      Bugünün Bursa’sı, СКАЧАТЬ