İdikut Roman. Ahmetcan Aşiri
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу İdikut Roman - Ahmetcan Aşiri страница 25

Название: İdikut Roman

Автор: Ahmetcan Aşiri

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6494-46-6

isbn:

СКАЧАТЬ Siz mi?

      – Benim! Gözün kör mü senin!

      – Cenabı Bavurçuk Art Tekin sizi bekliyor!

      Tarkan Bilge Kaya memnuniyetle İdikut’un huzuruna girdi, eğilip tazim etti.

      – Her şey yolunda mı? Getirdin mi? diye sordu Bavurçuk.

      – İşte bu! Torbayı İdikut’un önüne usulca bıraktı

      – Kıtan elçisi Şaykım’ın başı!

      İdikut, Tarkan’a bu iş için iltifat etmedi. Ama Tarkan, İdikut’un böyle soğuk bakışını, esrarengiz bir edayla duruşunu hiç beklemiyordu.

      – Bu defa da elin kana bulaştı! dedi İdikut kaşlarını çatıp.

      Tarkan Bilge Kaya, “Ölmüş Yağma Buğra’yı kafama kaktığına bak! Bu haramzade muhakkak bir gün benden intikam alacak. Ben Kıtan’ın kafasını koparmış olsam, sarı arı, kıllı arı, kırmızı arı, kabak arı Cengizhan senin başını kesecek, göreceğiz! Senin bana karşı kötü niyetli olduğunun farkındayım. Seni kandırıp Cengizhan’a dost bol diyerek destek vermem gerekir. Baban İyen Tömür’ün kafasını karıştırmayı nasıl başarmışsam, sana da yapacaklarım var!” dedi içinden.

      – Sizin emrinize binaen yaptım cenabı kutlu Hakanım! dedi güvenle.

      – Evet, elim kan! Sizin Tarkanlarınızın eli de kan!

      Derken saraya Atay Sali girdi.

      – Başı olan baş eğer! diyerek başını eğdi

      – Dizi olan diz çöker! diyerek Atay Sali diz çöküp selam verdi.

      Atay Sali’nin sağ tarafında Tarkan Bilge Kaya baş eğip duruyordu, önünde kana bulanmış torba vardı.

      – Bu Kıtan elçisi Şaykım’ın başı. Cengizhan’ın istediği teminat.

      – Kim öldürdü? diye sordu Atay Sali.

      – Elbette babam ve benim Tarkanım! Eli kanlı adam! Emir istek benden. Teşebbüs Tarkan’dan oldu!

      – Ben kutlu Bavurçuk Art Tekin’in emrini yaptım!

      – Benim geçmişim çok temiz, Cenabı Tarkan Bilge Kaya! dedi. İdikut geçmişi hatırlatıp

      – İdikut İyen Tömür, sizin razı olmadığınız hiçbir şeye acil tedbir alamıyordu, hiçbir ferman veremiyordu, hiçbir hüküm çıkaramıyordu. Doğruyu söylemeniz lazım. Bunu siz iyi bilirsiniz Tarkan!

      – Evet, biliyorum! diye cevap verdi Tarkan.

      – Yağma Buğra’yı kim öldürdü?

      – İyen Tömür! İdikut! Yağma Buğra’nın ruhu buna şahittir. Başka şahit yok!

      – Tatatunga’yı ben gördüm, ben şahidim! dedi Atay Sali öfkelenip.

      – İnanmıyorum! Kimi? Tatatunga’yı mı diyorsunuz? Yalan! Sanki onun için mezar kazmış gibi söylüyorsunuz, Budaların atası!

      Atay Sali’nin gözleri parladı.

      – Ya eğer hayattaysa? Onu ben gördüysem size de onu görmek nasip olacak. O, bugün Cengizhan’ın hazinedarı, sarayın bir tek kâtibi, hattatı!

      – İnanmam! Siz Buda Tanrılarımızı kandırıyorsunuz! Ölenlerin ruhu ölmez. Belki siz onun ruhunu gördünüz!

      Bavurçuk Art Tekin kesin bir ifadeyle,

      – Ben Cengizhan’ın huzuruna gideceğim. Bu başı üstadım Atay Sali, mabedde biraz saklasın. İki gün sonra büyük bir yolculuğa çıkacağım. Belki Tatatunga’yı görebilirim. Döndükten sonra iş bambaşka olacak.

      Tarkan Bilge Kaya kendi gayretiyle ayakta durdu. Yeşim taşıyla süslenmiş küçük sandığı Bavurçuk Art Tekin’in önüne koydu ve yavaşça açtı.

      – Cengizhan ağanıza armağan! dedi. Yüzü bembeyaz kesildi, dudaklarını ısırdı, dişlerini sıktı.

      – Batı Kıtan hanı Çoruk’a nasıl haber vereceğiz? diye sordu Tarkan Bilge Kaya. Sonra konuyu değiştirip

      – Cengizhan’la anlaşma yapmadan önce Çoruk Han gazaptan size saldırsa ne olacak?

      – Diyeceksiniz ki! “Muhterem Çoruk, İdikut devletimize gönderdiğiniz müfettişiniz Şaykım’ı biz öldürdük. Cengizhan’la anlaşma imzaladık! diye haber gönderin.”

      – Baş üstüne hakanım, baş üstüne! dedi Tarkan ve bu olaylar hakkında Çoruk’a biraz bilgi iletmek için acele etti. Çünkü Tarkan Bey işte bu vaziyetten yararlanmayı niyetine aldı. “Bavurçuk Art Tekin’le Çoruk savaşa girer mi?” diye düşündü ve bu haberi görevli askerlere acilen bildirmek istedi. Saraydan çıkınca askerlerin hanesine hemen girdi ve uzun boylu, ince bıyıklı bir yiğide şöyle dedi

      – Şimdi hemen yola çıkacaksın! At hazır!

      – Nereye gideceğim?

      – Nereye mi diyorsun? Mutlu ol! Kıtan hanlığına! Çok hızlı koşan bir ata bineceksin!

      – Ne haber iletmem gerek?

      – Kıtan elçisi Şaykım’ı Bavurçuk Art Tekin öldürdü, başını Cengizhan’a gönderdi diyeceksin!

      Asker biraz korktu.

      – Ya beni öldürürse? Bavurçuk Art Tekin gibi büyük zat nasıl öldürmüş onu?

      – Bu Bavurçuk Art Tekin’in fermanı. Gidemem dersen şimdi seni ben öldüreceğim! Gevezelenmeden çabuk git, vazifeni yap. Belki Kıtanlar seni öldürmez!

      – Neden beyhude ölmem gerek? Olsun! Gideyim o zaman!” diye mecburen razı oldu.

      – Evet! İşte bu erkek tavrıdır!

      Ertesi gün haberci askerler Kıtan’a doğru hareket etti.

* * *

      Bavurçuk Art Tekin büyük hazırlıklarla Cengizhan’ın huzuruna gitmek üzereyken Tarkan Bilge Kaya ona kötü bir haber getirdi. Ama Tarkan bundan memnundu.

      – Gönderdiğiniz askeri, yani Beşbalık’tan giden askeri Çoruk Han öldürmüş, kellesini kesip, atının kuyruğuna bağlayarak salıvermiş!

      – Vay! Bu ne vahşet! dedi İdikut. Tarkan onun Çoruk Hana duyduğu nefreti hissetti, Kıtan’ı kötülemeye başladı. Ama içinden Çoruk’un bu hareketini destekliyordu. İdikut onun içindeki bu karanlığı hâlâ tam keşfedememişti.

      – Çoruk Hanın bu kadar aptal olmasını anlayamadım! Askeri neden öldürmüş? Onun suçu ne? Vay ahmak! İntikamını almış sanki! Askerle elçiyi fark edememiş o pis herif! Olsun! Olacak iş olmuş! СКАЧАТЬ