Kazak Edebiyatında İmaj ve Kimlik. Cemile Kınacı
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kazak Edebiyatında İmaj ve Kimlik - Cemile Kınacı страница 8

Название: Kazak Edebiyatında İmaj ve Kimlik

Автор: Cemile Kınacı

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6494-43-5

isbn:

СКАЧАТЬ istikrara kavuşan statü genellikle lider konumu ve en alt konumdur. Bu etkileşim sürecinde üyeler arasındaki statü farklılaşmasıyla grup yapısı şekillenir. Bununla birlikte belirli bazı sloganlar, ifadeler ve ilgili standartlar ya da grup değerleri oluşur. Zaman içinde grup değerleriyle birlikte statüler, roller ve bunların sahipleri istikrara kavuşur. Belirli sayıda bireyin deneyim ve davranışını düzenleyen bir yapı ve bir dizi değer gözlemlendiğindeyse, bir grubun oluştuğundan söz edilebilir (Şerif, Şerif 1996, I: 181-184).

      Grup İçi ve Gruplar Arası İlişkiler

      Şerif’e göre gruplar arası ilişkilerin doğasını anlamak için, grup içi ilişkilerin doğasını anlamak gereklidir; ya da tam tersi olarak, grup içi ilişkileri anlamak için gruplar arası ilişkilerin doğasını anlamak (Şerif, Şerif 1996, I: 311). Grup içi ve gruplar arası ilişkiler bu bağlamda iç içe geçmiştir.

      Grup üyeleri arasındaki çekim ve grup çekiciliği güçlü olan gruplarda içgrup dayanışması söz konusudur. Grup üyelerinin grubu ve birbirlerini olumlu değerlendirmeleri grup bütünlüğünün oluşmasında önemli rol oynar (Hogg 1997: 22). Grup bütünlüğü, üyelerin grup içindeki ilişkilerinin olumluluğuyla doğru orantılıdır. Sosyal bütünleşme teorisi çerçevesinde de ancak birbirlerine ihtiyaç duyan, birlikte olmaktan karşılıklı olarak doyum sağlayan, birbirlerine bağlı bireyler bir grup oluştururlar (Hogg 1997: 25).

      Gruplar arası ilişkilerin olumlu ya da olumsuz olması süreç içerisinde grup hedeflerinin işbirliğine ya da rekabetine bağlıdır. Gruplar arasında rekabet söz konusu olduğunda içgrupla bütünleşme, grup üyelerinin kendi gruplarını kayırmalarına yol açar. İçrup üyeleri, kendi gruplarına kayırmacı bir tutum geliştirirken dışgruba karşı da olumsuz bir tavır takınır. Dışgruba karşı takınılan olumsuz tavır, içgrup içerisindeki dayanışmayı güçlendirir ve içgrup üyeleri arasında güçlü bağlar kurulmasını sağlar. Ancak, Şerif’in deneylerinde olduğu gibi içgrup içerisinde lider ve grup üyeleriyle ilgili çatışmalar söz konusu olduğunda, içgrup yapısında çözülmeler de baş gösterebilir (Şerif, Şerif 1996, I: 296, 311).

      Grup çıkarları için çalışan grup üyelerinin gruptaki statüleri yüksektir. Grup içindeki yüksek statü beraberinde üyelere görev ve sorumluluklar da yükler (Hortaçsu 2007: 107). Gruptaki yüksek statülü üyeler bulunmakla birlikte grup görüşüne ters düşen üyeler de vardır. Gruplar, grup görüşüne ters düşen üyeleri öncelikle değiştirmeye çalışır ancak başarılı olunamazsa o zaman gruba ters düşen üye gruptan uzaklaştırılır. Sosyal kimlik kuramına göre, gruptan farklı düşünen üye grup prototipine aykırı düşmektedir. Grup prototipi, en beğenilen kişinin nasıl bir insan olması gerektiğini ve hangi değerleri temsil ettiğini ortaya koyar. Grup prototipine aykırı olan davranışlardan birisi üyenin grubu eleştirmesidir. Grup eleştirisi grup içinde yapıldığı takdirde görmezden gelinebilir, ancak kişinin kendi grubuyla ilgili eleştirileri dışgruba yansıtması içgrup için kabul edilemezdir (Hortaçsu 2007: 116-117).

      Grup içinde görüş birliğini tesis edip karşıt görüşleri yok etmek, grup birlikteliğini ve grup uyumunu güçlendirebilir. Buna karşın farklı görüşlere açık olmak da grup homojenliğine zarar verir ve grupiçi çatışmalara ve bölünmelere neden olur. Grupiçi ilişkiler bağlamında, farklı görüşlerin kabulü ya da reddi grubun amacı, evresi, içinde bulunduğu ortam, farklı görüşlerin hangi konuda olduğu, kim tarafından dillendirildiği, grup değerlerine uygun olup olmaması gibi parametrelere bağlıdır (Hortaçsu 2007: 119).

      Bazen grup üyeleri kendi gruplarının değerlerine aykırı olarak karşıt grup yönünde sapma gösterirler. Grubun sapma gösteren üyesine verilen olumsuz tepki literatürde “kara koyun etkisi” adını alır. “Kara koyun” grup birliğini tehlikeye attığı için gruba bir tehdit oluşturur ve bu nedenle grupta olumsuz değerlendirilir (Hortaçsu 2007: 119).

      Grup bütünleşmesinin yüksek olduğu gruplarda grup lideri, grup prototipine en uygun kişidir. Grup liderinin grubun değerlerine olan bağlılığı, liderin üyeler tarafından karizmatik bulunmasını sağlar. Liderin grup için fedakârlık yapması, kendi çıkarlarını kollamayıp herkesten çok grup için çalışması da liderin diğer grup üyeleri tarafından karizmatik görülmesine yol açar. Grubun tehlikede olduğu zamanlarda grupların kendisine yol gösterecek, karizmatik bir lidere olan ihtiyacı artar (Hortaçsu 2007: 128).

      Şerif, gruplar arası ilişkiler terimini iki ya da daha fazla sayıda grup ve bunların üyeleri arasındaki ilişkiler olarak tanımlar (Şerif 1996, I: 282). İki ve daha fazla sayıdaki grup arasındaki ilişki iki boyutta ele alınabilir. Bunlardan birisi eşitlik-eşitsizlik, diğeri de üstgrup altında var olan altgruplar boyutudur (Hortaçsu 2007: 147).

      Eşitlik-eşitsizlik, gruplar arası ilişkileri etkileyen önemli bir boyuttur. Toplumsal güce sahip olan gruplar, güçsüz gruplar karşısında daha baskındırlar. Güç kavramı, içinde bir zorlayıcılık ifadesi taşır. Güç sahibi olan grup olmak, daha güçsüz gruplara istediğini yaptırabilmek olarak tanımlanabilir. Gruplar arasında güç kaynağı farklılık gösterebilir (Hortaçsu 2007: 147). Sayısal çoğunluk, maddî zenginlik ve itibar bir grubun diğer gruba etki edebileceği güç kaynakları arasında yer alabilir.

      Gruplar arası ilişkilerin bir diğer boyutu üstgrup altında altgruplardır. Bazen çeşitli açılardan eşit ya da eşit olmayan gruplar bir üstgrubun altgrupları olabilirler. Altgruplar, bir bütünün parçaları olarak bir üstkimlik temelinde birleşebilir ya da üstgrup kimliği içinde asimile olup varlığını yitirebilirler. Bir üst grup altındaki eşit olmayan altgruplar söz konusu olduğunda, güçsüz grup güçlü grup tarafından belirlenen üstkimliği benimsemeye zorlanabilir. Bu durum altgrup kimliğinin yitirilmesi sonucunu doğurur. Altgrup, üstgrup kimliğini benimserse ve üstgrubun koyduğu ölçütlere uyarsa o zaman kendi konumunun düşüklüğünü kabul etmiş olur (Hortaçsu 2007: 148-155).

      Gruplar arası ilişkiler bağlamında üzerinde durulması gereken nokta, grupların geliştirdikleri bütün stratejileri “öteki” gruba karşı kendi grup kimliklerini koruma çabasıyla geliştirdikleridir. Gruplar kendi kimliklerini korumak ya da güçlendirmek çabasıyla çeşitli bilişsel ve davranışsal yollara başvururlar. Bunu bilinçli olarak ya da bilinçsiz bir şekilde farkında olmaksızın da yapmaları mümkündür.

      Çatışma

      İnsanlar bazen ortak bir hedefe yönelirler, ancak kimi zaman da insanların hedefleri birbiriyle uyuşmaz ve bu durum çatışmaya neden olur. İki ya da daha çok sayıda insan arasında bir temas gerçekleştiğinde, kişiler arası çatışma olasılığı da söz konusudur. Çatışma kişiler arasında olabileceği gibi gruplar arası ilişkiler bağlamında da düşünülebilir. Bu durumda çatışma, iki grup arasındaki uzlaşmazlık olarak değerlendirilebilir.

      Şerif, gruplar arasındaki ilişkinin olumlu ya da olumsuz olmasını grup hedeflerinin işbirliği içinde veya rekabet hâlinde olmasına bağlar. Ona göre, sınırlı kaynakları elde etmede yaşanan rekabet, içgrup kayırmacılığına yol açar. Literatürde bu durum gerçekçi çatışma kuramı olarak adlandırılır. Şerif bu teorik görüşlerini, gerçekleştirdiği birbiriyle bağlantılı üç deney çalışması ile doğrular. Bu deneyler 1949, 1953 ve 1954 yıllarında, yaz kampına katılan yaklaşık 11 yaşlarındaki 22 erkek çocuğun katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Çocuklar sosyo-ekonomik açıdan orta düzey, Protestan ailelerin çocuklarıdır. Bu çocuklar deney öncesinde СКАЧАТЬ